Tüm oturduğu yerler pencere kenarıydı canım pencerem annem. Eğer oturduysa tabii, çalışkan annem. Ya üşüyen ellerini koltuğunun altına alır ya da bitiremeden gittiği danteli örer durur. Hani bizim bilgisayarın tuşlarına tek tek basmamız ve yazarak anlamlar üretmemiz gibi ince ince dokurdu dantelini. Arkasında büyük bir boşluk oluşturarak, yüreğimize sevginin, ahlakın, sorumluluğun, güzelliğin, iyiliğin penceresini yerleşik bırakarak çiçek olmaya gidene kadar ördü durdu dantelini sessizce pencere kenarında…
Beyazı hep sevdi. Fotoğrafta pencereden süzülen ışığın beyazı gibi… Ama sanırım çok duygusal olduğundandır hep karamsarlıkları yaşadı fotoğraftaki siyah alanlar gibi… Belki de hayatındaki tek gri halının grisiydi ya da fotoğraf siyah-beyaz olduğu içini arkasındaki mavi duvarın grisiydi. Çünkü en sevdiği renk maviydi, gözleri gibi yeşildi ve saflığını anlatan beyazdı. Karamsarlık duygusunu sık sık yaşamasına karşın asla karamsarlığın rengi olarak bilinen siyahı sevmezdi. Belki de kötümser olmadığı için. Fakat doğu insanının özelliklerini de yansıtırdı, “bana acıklı hikayeler getir kızım” derken. Çünkü ona özel günlerde kitap hediye ederdim ve o okumayı çok severdi. Ormanın ferahlığını çağrıştıran yeşil gözlerine baktığınızda, derinlerinde bir hüzün sezerdiniz çoğu kez. Belki bir köyün sahibi olan, tütün tüccarı babasının ikinci dünya savaşı nedeniyle iflas etmesini, çocukluğunun en güzel döneminde yaşadığı için. Belki de bizler küçükken Gerze yangınında göklere kadar çıkan alevlerde tüm eşyalarının yanıp kül olduğunu gördüğü için. Kim bilir? Uzun uzun anlatmadıkları ruhunun derinliklerine itilmişti, tıpkı gözlerine derince batığınızda hissettiğiniz gibi…
Fotoğraftaki halının desenlerini andırırcasına, ev işlerinden arta kalan zamanda oturduğu pencere kenarında dantel ördü yaşamı boyunca suskunca. Yazılabilse keşke deryalar gibi o dantele bir öykü, bir şiir. Şimdi dantel kutusunun içinde bitmeyen dantelini saklıyorum ve keşke dantel örerken fotoğrafını çekseydim diyorum.
Kod adı: fo7
Yıl : Vardır bir 25 yılı
Yer : İstanbul’daki ilk evim
Tarih : Bahar
***
DANTEL
Toplanırken
annemin dantelleri geçti elime
birden ilişkimiz
dantel dantel döküldü önüme.
Ne kadar güzel örmüş,
orman ferahlığını yaşatan
güzelim yeşil gözleri gibi.
Bir bir kokladım
kokusunu duymak için.
Onları ruhuma sereceğim,
yaşamıma dantel güzelliği versinler diye.
Balkonumda diktiği çiçekler de
pembe pembe açacaklar
düşlerime renk verecekler
Annemin kendi yoktu ama,
bitmeyen danteli
elimde yarım duruyordu…
Tülay ÇELLEK
***
ANNEM ANNEM MELEK ANNEM
Melek annem
Seni özlüyorum.
Bana umutsun
Bana sevgi
Bana çiçeksin.
Bana su
Bana güneşsin.
Melek annem
Sen benim
Yaşamımsın
Güzelliğim
İyiliğim
Her şeyimsin…
Tülay ÇELLEK
***
ANNEME
Annemden sonra,
Hep gözlerim dolarak
geceleri yalnızlık hissetmeye başladım.
Bazen de toplulukta yaşarım yalnızlığı.
“Koptun yine” derler.
Bilseler ki nerelere uçtum?
Ne sevdalara
ne çiçeklere kondum?
Ne kokular yaydım dünyaya mis gibi,
Annemin güzelim kokusu gibi…
Tülay ÇELLEK
***
BAHAR KAHKAHALI ANNEM
Annemi çok özlüyorum
bu gün hüzün akıyor gözlerimden
çiçekleri çok severdi
bir de maviyi
, eflatunu
çiçeklerimi sulamak rahatlatır belki
çiçek olmaya giden annemle yaşamak gibi...
Saksıdaki toprağa dokunmak
Anneme dokunmak gibi…
Bahar kahkahalı
yaz gülüşlü
anneciğim
seni çok seviyorum
çok özlüyorum
yeşil gözlerinde
orman serinliğini yaşamak güzeldi
kahkahalarında neşe bulmak harikaydı
çiçekli çiçeklerinle bir başkaydın
dünya güzeli annem, anneciğim, meleğim...
Bir de yeşili severdi
Tülay ÇELLEK
2011 / İSTANBUL
Not: Anlatılan fotoğraf, "fotoğraflar" bölümündedir.
|