Tülay Çellek
  Mavi bir günaydın yolluyorum sabahına
Yüreğimin sıcaklığını da gününe...
 Sending a blue ‘bonjour’ to your morning,
And the warmth of my heart to your day…
 Tülay ÇELLEK


Ana Sayfa
Yazılar
Şiirler
Poems
Söyleşiler
Tül'den Yansımalar
Resimler
Art
Fotoğraflar
Photograph
Karikatür / Çizimler
Cartoon / Drawings
Tasarım
Design
Tipleme
Character
Barış
Peace
Gerze
Ders Notları
Lesson Notes
Özgeçmiş
Autobiography/cv
Belgeler
Duyurular
Değiniler
İletişim
Contact

Yayın Tarihi: 25.12.2011  

DOLULUĞUN ve BOŞLUĞUN YARATICI DÜNYASI


DOLULUĞUN ve BOŞLUĞUN YARATICI DÜNYASI


DOLULUĞUN ve BOŞLUĞUN YARATICI DÜNYASI



Yaratıcılık mekansızlıktır, zamansızlıktır…
Hiç ummadığınız bir yerde ummadığınız bir zamanda ortaya çıkandır…

Büyük bir parça değil bazen küçük bir kırıntı yaratıcılığı alevlendirir…. Bazen aradıklarınız uzaklarda değil yanıbaşınızdadır, farkedilmeyi beklerler…

İlham almaya açıksanız denizden esen rüzgar bile bedeninizi sarmalar, ışıklar yakar beyninizde yaratırsınız…

Duyduğunuz bir sözcük çağrışımlar yapar eklemeler yapar yaratırsınız…

Gördüğünüz bir kuru dal gözünüzde yapraklanır damarları yüreğinizi sarar yaratırsınız…

Bir duruş, bir bakış, bir adım, bir koku anımsatmalar yapar yaratırsınız…

Yaşam size, siz ona yaratı olmalısınız… Yaşam size yaratıcı olma olanakları sunar. Yeterki bunun ayırdında olalım… Biz de yaşam için yaratıcıyız yeter ki sorumlulukla çalışalım…

Sınırları kaldırmaktır önemli olan. Rüzgarı rüzgarda bırakmamak esintiyi buluşturmalar kabul etmek…

Yağmuru yağmurda da bırakmamak yaratı bereketi kabul edip çizgiye dönüştürmek…

Maviyi renk olmanın sınırlarında bırakmayıp içine aldıkları ya da yaşama saldıkları üzerine düşünüp duygulanımlarla yaratmak…

Değişime bakmak gerekir. Büyümek kemiğin uzaması ise tasarımda çoğaltımlar böyle bir bilgi ve ilham üzerinden gerçekleştirilebilir…

Parmaklarımızın hareketi ile ahtapotun kolları ilişkilendirilir, amip bölünmesi üzerinden yaratılır, farklı tasarımlar gerçekleştirilir…

varolanların içinde özgünlüğü yakalamak, aynıların içinden farklılıkları çekip çıkartmak yaratmaktır…

Dansı dönüşümle eşleştirmek, kurgulanan oyun üzerinden yaratmak başka alanlara taşıyarak…

Arkalarda oturup geniş perpektiften bakmak, öne oturup ayrıntıda yakalamak ve ikisini ilşkilendirip yaratmak…

Sınırlarda kay kay oynamak, fikirlerin heyecanlarında zıp zıp zıplayıp yaratmak…

Merkezin kalabalıkları ile sınırların tenhalaığı arasında bir ilişki, ilişkide bir denge kurarak yaratmak…

Kağıt üzerini doldurmak sanıyorlardı kompozisyon söz konusu olduğunda. Neden böyle yaptıklarını düşününce eğitim sistemimizin beyinleri doldurmak üzerine yapılandığını gördüm bir kez daha. Ve arada bir ilişki kurdum ister istemez. Gerekli olan bilgi, bireysel ayrıcalıklara göre bilgi yerine eski bilgiyi bütünüyle ezberleten sistem. Bu da kompozisyonu ya çizgilerle ya biçimlerle ya renklerle ya da sözcüklerle doldurmaya götürüyor insanı… Halbuki yaratıcı olmak, kaliteli bir tasarım gerçekleştirmek yaşamınızın çokluğunundan yararlanarak azlığa dönüştürmekten gecer. Azla çoğu anlatmak çokla çoğu değil.

Özgürlüğün içindeki disiplin, disiplinin içindeki özgürlük yaratıcılığa sebep olur… Yeter ki yasaklar içindeki özgürlüğü ortaya çıkartmayı düşleyelim… Ve ayıklamasını bilelim…

Boşlukların içini gereği kadar doldurmasını, doluluğu yeteri kadar boşaltmasını bilelim…

Şimdi sevmek zamanıdır… Ve yaratmak…

25 – 12 – 2011 / İSTANBUL

Tülay ÇELLEK








<< Geri Dön [Okunma: 2285 ]


[ Yukarı çık ]    



© Her hakkı saklıdır.