Tülay Çellek
  Mavi bir günaydın yolluyorum sabahına
Yüreğimin sıcaklığını da gününe...
 Sending a blue ‘bonjour’ to your morning,
And the warmth of my heart to your day…
 Tülay ÇELLEK


Ana Sayfa
Yazılar
Şiirler
Poems
Söyleşiler
Tül'den Yansımalar
Resimler
Art
Fotoğraflar
Photograph
Karikatür / Çizimler
Cartoon / Drawings
Tasarım
Design
Tipleme
Character
Barış
Peace
Gerze
Ders Notları
Lesson Notes
Özgeçmiş
Autobiography/cv
Belgeler
Duyurular
Değiniler
İletişim
Contact

Yayın Tarihi: 13.7.2007  

ÖĞRENCİLERLE SENARYO ÇALIŞMALARI 2


ÖĞRENCİLERLE SENARYO ÇALIŞMALARI 2


ÖĞRENCİLERLE SENARYO ÇALIŞMALARI 2


OLGAY

Ben
- Merhaba Dr. Tülay Hanım. Ben Aslan SAVAŞ. Buraya sevgilimin isteği üzerine geldim. İyi görünmediğimi ve sizle görüşmemin bana faydalı olacağını söyledi.
Siz - Tabii buyurun koltuğa oturun lütfen. Ne gibi bir sorununuz vardı?
Ben - Bence hiçbir sorunum yok. Sadece biraz fazla gerginim bugünlerde
Siz - Anlıyorum. İsterseniz her zamanki gibi ilk olarak çocukluğunuzdan başlayalım.
Ben - Elbette. Neleri anlatmamı istersiniz?
Siz - Siz başlayın aklınıza ne geliyorsa. Buyurun anlatın.
Ben - tamam başlayayım: Ben 25 yaşındayım, ilk ve ortaokulu İstanbul’da da okudum. Babamın büyük bir kasap dükkanları zinciri var. Ben üniversite sınavına kadar hiç görmemiştim bu dükkanları. Hep ders çalışırdım. Her zaman sınıfımda sessiz, uslu ve başarılı bir öğrenciydim. Genelde kız kardeşimle aynı okulda okurduk. Ben okulun en çalışkanı o okulun en güzeli idi. O fazla okulu takmaz genelde gezer tozardı. Lise bitene kadar onunla çok iyi geçinirdik. Bana hep sevgililerini anlatırdı. Zaten aramızdaki en büyük farkta burada başlıyor. Onun ortaokulda 12 lisede 23 tane sevgilisi oldu ve lise 2 de okulu bıraktı. Düşünün artık liseyi bitirse, kazara bir de üniversiteyi kazansa bu sayıyla kaç okul doldurur.

Ben lise bitene kadar onunla pek konuşmazdım. Belki de bu yüzden aramız hep çok iyiydi. Lise bittiğinde üniversite sınavına girdim. Tabii bende her üniversite sınavını kazanamayan gibi kaydırma yapmıştım. O zaman tüm hayallerim söndü. Dünyaya bakış açım değişmeye başladı. O kadar başarının sonunda bu sınavı kazanamamıştım. Babamda buna çok kızdı ve bir daha sınava girmememi istedi benden. Artık bende vazgeçmiştim okumaktan. Bana göre değildi. Hayatımı yeniden yönlendirmeye çalıştığım bugünlerde kız kardeşimin yeni bir sevgilisi olmuştu. normalde “a abim” diye korkan Hatice artık korkmamaya başlamıştı.
Birden aklıma bir soru geldi. Ben bu haldeyken neden onun bir sevgilisi daha olmuştu? Çok kızmaya başladım. Zaten çocuğu da gözüm tutmamıştı. Gittim çocuğu dövdüm ve Hatice’yi eve yolladım. Aslında beklide iyi yapmıştım. Eğer Hatice’nin de lise bitene kadar sevgilisi olmasaydı oda benim gibi başarılı olacaktı. Belki o kaydırma bile yapmadan üniversiteyi kazanacaktı. O gece kız kulesinin karşısına geçtim ve sabaha kadar bunları düşündüm durdum. Gece 3 - 4 arası idi. etrafta kimsecikler kalmamıştı. O sıra Esra’yı gördüm. Bana doğru geliyordu. O güne kadar hiçbir kız benimle konuşmamıştı. Ama o benle konuşacak gibiydi. Hayatımda bir dönüm noktası olmak üzere idi. Bugün bir devrimdi. İlk defa birini dövmüş, Hatice’yi azarlamış ve gece 9 dan sonra dışarı çıkmıştı. Ama bunların hepsinden daha önemlisi ilk defa bir bayan görüyor kadar heyecanlanmıştım. Yandaki banka oturdu Esra. Çok güzeldi. Gözleri beni o kadar çok etkilemişti ki anlatamam. Ve cesaretimi toplayıp yanına oturdum. Konuşmak istediğimi söyledim ve başladık konuşmaya. Onun da aynı sorunları varmış ve o da ilk defa böyle bir şey yapıyormuş. Demek ki aşık olmak isteyen herkes gece buraya geliyor ve birbirlerini buluyorlarmış. Daha sonra birbirimizi deliler gibi sevmeye başladık. Hayatımdaki Her şey değişmişti. Bu arada babam bana bir baltaya sap olmam gerektiğin bu yüzden kendi dükkanında çalışmamı söylemişti. Bende kabul ettim. Artık aşıktım ve her gece kız kulesinde aşkım beni bekliyordu. Para kazanıp onunla evlenmeliydim. Bu yüzden işe başladım. Ama fazla sürmedi. Ben kan görmeye dayanamazmışım. Onu o gün anladım. İlk et doğrayışımda bayıldım. Ve eve götürdüler beni. Herkes dalga geçiyordu. Erkek olmadığımı söylüyordu. Esra hariç. Sadece o beni anlıyordu. Daha sonra babamdan aldığım parayla kendime bir iç giyim dükkanı açmaya kalktım ama Esra buna çok kızdı. Kıskandığını söyledi. Demek ki benim 1 yıl önce Hatice’ye yaptığım şeyde buydu. Ben kardeşimi sevdiğim için kıskanmış ve o çocuğu dövmüştüm. Hatice’de eminim bunu anlamıştı. Böyle böyle yıllar geçti. Benim dünyadaki tek zevkim şu an kapıda beni bekleyen Esra’ydı.

Ama birden Reşat Beyle tanıştım. Kawazaki genel müdürüymüş. Onda hayatım tekrar döndü ve yarışçı olma fikri geldi aklıma. O gece Esra’da buna onay verdi. Babama sordum, “hayır,” dedi. Zaten hiç kimsenin bunu kabul etmeyeceği belliydi. Çünkü ondan başka hiç kimse beni sevmiyordu. Kardeşim bile. Çünkü beni kıskanmıyorlardı. Ama beni üzen Esra’nın da bunu kabul etmeyişi oldu. Tehlikeli olduğunu savunuyor. Ama bir gün dünyanın en iyi motorcusu Shumaheri bile geçince Esra beni daha çok sevecek. Reşat Bey bana motor dersleri veriyor. Gerçekten iyi bir motorcu. Ama biraz deli. Takmış kafayı kawazakinin sahibine. Olsun yinede iyi bir adam. Hiç değilse Esra’nın bile beni desteklemediği bugünde yanımda bir tek o var.

İşte Esra, “bu motor sevdası seni çok sardı. Bir doktora göründe sana bir şeyler desin,” dedi ve şimdi buradayım.

Siz - Aslına bakarsanız fazla tuhaf bir hayatınız yok. Herkesinki gibi diyebiliriz. Motor sizin zevkinizse bence hiçbir sakıncası yok. Ama bunu tabii bir de Esra Hanımla konuşmak lazım. Esra Hanım burada demiştiniz değil mi?

Ben - Evet dışarıda bekliyor.
Siz - O zaman bir de onunla görüşmek lazım.
Ben - Deneyin, Esra insanlarla görüşmeyi fazla sevmez ama siz şansınızı bir deneyin isterseniz.

Ve siz gider kapıyı açar bakarsınız. Kimse yok. Daha sonra

Siz - gitmiş herhalde kimse yok burada.
Ben sinirlenerek:

Ben - Hayır o hiçbir yere gitmiş olamaz o hiçbir zaman beni yalnız bırakmadı. Bırakmayacakta. Siz de diğerleri gibisiniz. Onu göremiyorsunuz. İşte Esra ile Hatice arasındaki en büyük farkta burada: Hatice güzelliğini herkesle paylaşmaya meraklı, Esra ise sadece bana gösteriyor.

Deyip kapıyı çekip gidiyorum.

Not: Esra’yı merak ettiniz mi? Hayal ediniz bakalım Esra nasıl biri?
( TÇ nin notu )



Tülay ÇELLEK








<< Geri Dön [Okunma: 2394 ]


[ Yukarı çık ]    



© Her hakkı saklıdır.