Giriş

Teknolojik yoğunlaşmanın yaşandığı çağımızın getirdiği uzmanlık insanın kendisine ve çevresine yabancılaşmasına neden olmuştur. Bu da, bireyin haz duygusundan ve heyecandan yoksun kalarak mekanik bir yaşam ortamı içine düşmesine sebep olmaktadır. Bu açıdan bakıldığında bilimsel eğitimin yanında sanatsal eğitime de dengeli bir şekilde yer verilmesi, nitelikli insanların yetişmesi açısından önemlidir.

Öğrenciler, insanlığın anlamını yarattığımız, çağdaş, güzel bir dünya için hazırlanmalıdır. Bu anlamda yeniyi uygun bir şekilde karşılamak, eskiyi yinelemekten daha doğrudur. Bu nedenle genel anlamda eğitim gibi Sanat eğitimi de, yinelenmeye değil tasarıma yönelik olmalıdır. Tasarım değişmenin somutlaşmış halidir, değişikliği yansıtmaktır ve toplumsal bir eylemdir. “Yaptığımızı öğreniriz” diyen John Dewey ve “ortam mesajdır” diyen Marshall Mcluhan dan çıkışla eğitimin pratiği, alanların kendi diliyle gerçekleştirilirken yaratıcılık bağlamında diğer disiplinlerle de ilişki kurulması sağlanmalıdır. Bu nedenle çıkış noktası sayılacak ilkeler şunlardır:

• Aktif eleştiri
• İlişkilendirme
• Özgür yargılama
• Duyguyu katma
• Yanıta farklı, çeşitli yollardan gitme
• Yeni anlamlar üretme, çıkartma
• Deneme, yanılma
• Kendine yeterli olma. Açık fikirlilik
• Esneklik
• Yaratıcılık
• Merak, araştırma vs.

Tasarlama bir bütündür ve bir nesne, bir sistem yada bir olayın amaçlanan bir sonuca göre tanımlanmasıdır. İnsan yaşamındaki tüm becerilerin toplamıdır. Tasarlama eğitiminin konusu ise bireylerde eleştirel, yaratıcı, yenilikçi, katılımcı ve ileriye dönük olma özelliklerinden geliştirilmiştir. Problemlere çok yönlü bakmak, yaklaşmak, yeniliğe hazır olmak niteliklerini de taşır. Tasarlama eğitimi, salt beceri ve tekniklerin öğretimi değildir. Aynı zamanda bir problem-konu üzerinde nasıl çalışılacağını, bireyin bu problem hakkında nasıl düşündüğünü ve ona nasıl yaklaştığını ele alır, faklı çözümler , öneriler üretir. Tasarlama eğitimi, bireylerin düşünmesi, tanımlaması, ilişkilendirme yapabilmesi, bildiklerini uygulayabilmesi, değişen bir ortamda çalışabilmesi açısından zorunludur. Alternatif çözümler bulma ve problemlere eleştirel ve yaratıcı bakmak için çocuklara, merak etmeyi, hayal kurmayı, gözlem yapmayı, araştırmayı, ip uçlarını değerlendirmeyi öğretmek gerekir. Bu nedenle kendilerine şu sorular sordurulabilir.

• Nasıl bir deneyim yaşadım?
• Bu deneyim hakkında neler hissediyorum?
• Bu deneyim hakkında nasıl düşündüm?
• Bu deneyim hakkında ne düşündüm?
• Bu deneyim hakkında neden düşündüm?
• Yargılarken temelde hangi ölçütleri, değerleri göz önüne aldım?
• Neden bazı şeylerden hoşlanıyor, bazılarından hoşlanmıyorum?
• Durumu daha iyiye götürebilmek için ne yapabiliriz? ( İTÜ-Bülten, Tasarlama Eğitimi)

Eğitim başkalarının etkisiyle insanın kendi davranışlarında değişmeler oluşturması demektir. İçinde plan vardır. Eğitimde söz konusu olan, öğrencinin kendisine sunulanı olduğu gibi almak yerine, üzerinde düşünmek ve önermelerde bulunmaktır. Bu nedenle yaratıcılığa yer verilmelidir. Yaratıcılık bir süreçtir. Sonuçta sözel yada sözel olmayan değişik bir nesne , bir gösteri, düşün-buluş ortaya çıkar. Yaratıcılığın koşulu, çalışmak, deneyim, gözlem, araştırma, algıdır. Sanat eğitimi ise yönlendirme ve bilgilendirmedir. Sanat insanların duymasını-hissetmesini, görmesini sağlar. Simgeler aracılığıyla değerler, fikirler ve duygular anlatılır. Sanat evrensel bir dildir. İnsana ait tüm duygular söz, ses, renk, devinim ve biçimlerle somutlaştırılır. Sanat, seçmek, üretmek, yaratıcılık, paylaşmak eğitimi, sentez yapmak, çözümlemektir

Geleneksel eğitim öğrenciyi pasif yapar. Verileni yineleyen konumuna düşürür. Tasarlama eğitimi bireyleri kendi bulundukları alandaki problemi belirleme, problemler konusunda düşünme, ilişki kurma ve yeni durumları tasarlama konusunda yetiştirmektedir. Ayrıca, bireyin kendi alanında eleştirel, yaratıcı, yenilikçi ve ileriye dönük olma özelliklerini zenginleştirmesine yardımcı olacak, ona daha geniş bir perspektif ve daha bütüncül bir bakış kazandıracaktır. Ancak tasarlama eğitimi ilköğretimden itibaren başlamalı ki üniversitede yerini bulsun. Çünkü tasarım, problem belirleme, problem çözme, yaratma, ve karar verme yöntem ve tekniklerini içerir.

Tasarlama , daha önceden varolmayan bir ürünün, yeni bir sistem yada nesnenin ortaya konması amacıyla yapılan bir eylemdir. Sonuçta yeni yaratılmış bir ürün söz konusudur. Sanat Eğitimi tümüyle yaratıcılığı kapsar. Yaratıcılık, eylemliliktir. Yaratıcı bireyin dünyayı değiştirme eylemliliğidir. Temelinde sezgi yatar. Yaratıcılık, bir konuya değişik ve farklı görüş açılarından yaklaşmak ve yeni önermelerde bulunmaktır. İçeriğinde bireysel özgürlük vardır. Yaşamı algılama ve aktarma yetisidir. Mevcut bilgi ve deneyimin yeniden sentezlenmesidir, bilginin yeniden üretilmesidir ve yeni ürünler, düşünceler ortaya koyabilmesidir. Sanatta yeni ve özgün bir bütünlük kazanmadır. İçinde merak, imgelem, buluş özgünlük ögeleri vardır. Bir sorunun analizi, sentezi ve orijinal yeniliği söz konusudur. Buluşun, yeniliğin esas olduğu yaratıcılıkta, zihnin tüm yetileri, düşünceler, düşünme süreçleri ve imgelem etkileşim halindedir. Buluşa yönelen yaratıcı eylem, bu yapının tüm parçalarını bir araya getirir, birleştirir. Yaratma seçmeyle başlar. Hedefe farklı yollardan ulaşabilmektir yaratıcılıkta esas olan. Yaşam yaratıcılıkla değişir. Ölümsüzlük istemi sanat yapıtlarında hayat bulur. (İTÜ B.)

Sanat eğitimi ikili amaç taşır.

• Sanatı doğrudan üreten bireylerlerin eğitimi
• Sanat eserinden haz alan bireylerin eğitimi

Algının da sanat eğitiminde büyük rolü olduğu kesindir. Algı daha iyi görme, ayrımsamalar yapma, bağlantılar kurma yeteneğidir . Yani ayırt etme olayıdır. Algılama, duyularla farkına varma ve akıl yoluyla bilgi almadır. Sanat eğitiminde üzerimize düşen görev ise açık algıyı geliştirme olmalıdır. Açık görüş, kapsamlı görüştür. Yaşam görme ile başlar. Ama yüreğimizle görmeliyiz. Aynı zamanda görmeyi de bilmek gerekir. Bu da eğitim yoluyla olur. Sanatta görmek seçim olayıdır.

Bilim ve sanat işbirliği yapmak zorundadır. Her ikisinde de amaç yaşama hizmet ve yeniyi keşfetmektir. Sadece dilleri ayrı, amaçları aynıdır. Sanat duygu, düşünce, yeteneği eğitirken zekada gelişir. Nitekim sanat eğitimi bireyin düşünce, duygu ve izlenimlerini aktarabilmede yeteneklerini ve yaratıcılık gücünü estetik bir düzeyde anlatabilme çabasıdır. İnsanın her alanda yaratıcı, tasarlayıcı düşünce üreten yanını pekiştiren anlayıştır. Dolayısıyla imgelemdeki tasarım biçimlenir, derinleşir, anlamı genişler böylece zihne dayalı tüm yetiler gelişir. Sanat eğitimi tüm ifade tarzlarını kapsar. Zihinsel yaşantıların anlaşılabilir biçimde anlatımı (düşünce, duyum, duygu, sezgi ) bunların eğitilmesi kişiliğin gelişmesine neden olacaktır. ( Read ) Sanat eğitiminin amaçları içinde, iyi insanlar toplumlar yetiştirmek de vardır. Aynı zamanda güzel bir dünyaya sahip olmak gibi...

Bilimsel eğitimin yanında sanatsal eğitimin gerçekleşmesi bireyin, zihinsel yetilerinin, düşüncenin zekanın gelişmesine neden olmuştur. Yaşamda bilim kadar sanat, sanat kadar da bilim gereklidir. Bilim ve sanat bir denge unsurudur. Yaşam insan tarafından değiştirilir. Bu da bilim ve sanatla olur. Bilim kuvvetli ve derin bilgidir. Sanat, bir duygunun, bir tasarımın ifadesinde kullanılan yöntemlerin tümüdür. Sanat dış gerçeklikten alınıp düzenlenmiş bir seçmedir. Sanatın ne olduğumuzun anlamını ve önemini duygu diliyle söyleyişi gibi bilimde gördüğümüz her şeyin önemini bilgi diliyle söyler bize. Bilgi olarak bilim, sanata dış gerçeklikten seçme olanağı verir. Böylece eylemden içeriye giren dikkat sanat yoluyla dışarıya, eyleme doğru döner. Kendimizi değiştirirken dünyayı değiştiririz. Bunu yaparken dünyayı daha iyi tanırız. Dünyayı tanırken kendimizi daha iyi tanırız. Sanat bir canlandırmadır. Bilim bir açıklamadır. İkisi arasındaki ayrım yalnızca yöntemlerindedir. Dış gerçekliğin bilgisi bilim, kendimizin bilgisi sanattır. Sanat duygunun bilimidir, bilimse bilginin sanatıdır. Yapabilmek için bilmek zorundayız ama ne yapılacağını bilmek için de hissetmeliyiz. Bilim dış gerçeklik dünyasıyla ilgilenir, sanatsa iç gerçeklik dünyasıyla ilgilenir. Bilim nasıl, insanın duygularla algılanan dünyasındaki özgürlüğünün dile gelişiyse, sanatta insanın duygu dünyasındaki özgürlüğünün dile gelişidir. Sanat duygu dünyasını yada iç gerçekliğin , bilimse, görülen dünyanın yada dış gerçekliğin betimlenmesidir. Bilimsel bilgi, sanatsal seçmede rol oynar. Yaşamdaki zıtlık bilimde de, sanatta da varlıklarını sürdürür. Gerçeğin bilgisi bilim, kendimizin bilgisi sanattır. Sanat duygunun bilimidir. Bilimse bilginin sanatıdır. Yaşamak için bilmek zorundayız ama ne yapacağımızı bilmek içinde hissetmeliyiz. Sanat ve bilim yaşamın kılavuz kitaplarıdır. Sanatı olan kültürler yaşamaya devam eder. Aynı zamanda sanat toplumun gelişme koşullarından biridir. (C.Caudwell)

Bu bağlamda Teknik bir üniversitede bilim eğitiminin yanında, sanat eğitimine de yer verilmesi yaşam için doğru ve güzel bir karardır. Farklı disiplinlerin bir arada olması yaratıcı, sorgulayıcı insanların yetişmesine neden olacaktır.

Tüm bunların ışığında Temel Tasarım dersine bakalım. Temel tasarım, bir süreçte yaşama geçen duygu ve duyarlılık eğitimidir. Temel tasarım süreçleri olan gözlem, araştırma, ilişkilendirme, yaratıcılık, bulma, uygulama, deneme, kontrol etme, eleştirme ve sonuçlandırma söz konusudur.

Temel sanat eğitimi, görsel kayıtlarla temel fikir edinme, anlama, görsel izlenim ve anlatım olanaklarını öğrencilere kazandırmak için düzenlenmiştir. Bunda bütünü ve ayrıntıyı görme ile yorum gücü bir bütün olarak düşünülmektedir. Bu ders, görsel kayıt elemanları ile ilgilenirken, farklı disiplinlerle ortak elemanlar cercevesinde ilişki kurulmasını sağlayacaktır. Bunlar ışık ve renk, ritm ve hareket, madde ve yapı, ağırlık ve kütle, uzay ve boşluk ile plastik form değerleridir. Öz çalışma yollarındaki karşıtlıklar, kuralsız ve kısıtlamasız çalışma, kurallı ve kısıtlamalı çalışmalar, statik ve dinamik görünümlerle uyum gibi değerler işlenilir. Ayrıca temel kavramlar farklı programlar içeriğinde yorumlanacaklardır.

Tülay ÇELLEK