Mavi bir günaydın yolluyorum sabahına
Yüreğimin sıcaklığını da gününe...
Sending a blue ‘bonjour’ to your morning,
And the warmth of my heart to your day…
Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi 6. Uluslararası Öğrenci Trienali/PERA MÜZESİ
Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi 6. Uluslararası Öğrenci Trienali/PERA MÜZESİ
Basın Bülteni
06.08.2013
Pera Müzesi, yeni kuşağı
sanat yoluyla anlamaya davet ediyor;
“Connecting the Dots”
Atölyeler
Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi
6. Uluslararası Öğrenci Trienali
6 Ağustos - 22 Eylül 2013
Kuruluşundan bu yana her yıl yaz aylarını genç sanata ve sanatçılara ayıran Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi, 6 Ağustos - 22 Eylül 2013 tarihleri arasında, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi işbirliğiyle, Fakültenin Haziran ayında gerçekleştirdiği 6. Uluslararası Öğrenci Trienali’nden seçilen atölye çalışmalarına yer veriyor; “Connecting the Dots, Atölyeler” sergisi.
Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nin, bir yıla yayılan etkinliklerle, farklı noktaları başarıyla birleştiren 6. Uluslararası Öğrenci Trienali Pera Müzesi’nde noktalanırken, 13 atölye çalışmasından oluşan “Connecting the Dots, Atölyeler” sergisi 13. İstanbul Bienali'nin ilk haftasıyla örtüşerek, genç sanatçıların ve tasarımcıların yapıtlarını uluslararası sanat ve tasarım çevreleriyle de buluşturuyor.
“Connecting the Dots, Atölyeler” başlığı çerçevesinde, 38 atölyenin 13’ünde üretilmiş işlerden bir seçki yer alıyor. Genç sanatçılar ve tasarımcılar, kentin biçimlendirdiği yaşamlara odaklanarak, farklı ve cesur sorgulamaların peşine düşüyor. Kamusal alan, kent, mimari, hayvan hakları, beden, bellek, kimlik ve İstanbul’a odaklanan çalışmalar tüm süreç boyunca yaşananları da saklayarak somut bir sonuca ulaşmanın yanı sıra toplumun katmanları arasında dolaşarak, noktaları birleştirmeyi deniyor.
“63 Yıl Sonra İstanbul: Margaret Bourke-White'ı Takip”, “Bedende Noktaları Birleştirmek”, “Boğazın Üzerindeki Köprüler”, “Direniyorsan Senin Olsun”, “Duygular-Ses-Yerçekimi”, “Dünyayı Gezen Çantalar”, “Kamusal Alanı Paylaşmak: İstanbul’un Köpekleri”, “Kaybolan Atölyeler”, “Portre”, “Sanatçı Günlükleri”, “Rüzgarda Bir Tutam Duman”, “Tempolis: Şehir, Hız, Algı” ve “Yerellik Ve Evrensel Söylemler” başlıklı atölyelerde farklı ülkelerden gelen genç sanatçılar ve tasarımcılar, kendilerinin de oluşturulmasına katkı koydukları bu platformda birlikte çalışıyor, ortak akıl ve yaratıcılıkla yeni yapıtlar üretiyor, yeni yaklaşımları deneyimleyip, sanat ve tasarımı İstanbul kentiyle ve yaşamla bir araya getiriyorlar.
Pera Müzesi, 6 Ağustos - 22 Eylül 2013 tarihleri arasında ziyarete açık kalacak “Connecting the Dots, Atölyeler” sergisinde, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nin 6. Uluslararası Öğrenci Trienali’nde yer alan seçilen 13 atölye çalışmasıyla yeni kuşağı sanat yoluyla keşfetmeye ve anlamaya davet ediyor.
Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi
6. Uluslararası Öğrenci Trienali
Workshops
Marmara University Faculty of Fine Arts 6th International Student Triennial
Atölyeler
Workshops
• 63 Yıl Sonra İstanbul: Margaret Bourke-White'ı Takip
İstanbul 63 Years Later: Following Margaret Bourke-White
• Bedende Noktaları Birleştirmek
Connecting the Dots on the Body
• Boğazın Üzerindeki Köprüler
Bridges Over The Bosphorus
• Direniyorsan Senin Olsun
It’s Yours If You Resist
• Duygular-Ses-Yerçekimi (Yarın için Tasarım)
Emotions-Sound-Gravity (Design for Tomorrow)
• Dünyayı Gezen Çantalar
Bags That Travel Around The World
• Kamusal Alanı Paylaşmak: İstanbul’un Köpekleri
Sharing The Public Space: Istanbul’s Dogs
• Kaybolan Atölyeler
The Lost Ateliers
• Portre
• Sanatçı Günlükleri
Artist Diaries
• Rüzgarda Bir Tutam Duman
A Wisp of Smoke in the Wınd
• Tempolis: Şehir, Hız, Algı
Tempolis: City, Speed, Perception
• Yerellik Ve Evrensel Söylemler
Localities and Global Discourses
***
Sanat ve tasarım eğitimi sırasında deneyimlenen atölye çalışmalarının, öğrencilere, hızlı ve ortak fikir üretmek, üretilen fikri sıradışı yöntemlerle uygulamak ve değişmez gibi görünen oluşumlara cesur dokunuşlar getirebilen çok boyutlu katkıları var. Tüm bu özellikleriyle, atölye çalışmaları, eğitim sürecinde, sanat ve tasarımın çeşitli bileşenleri ve olasılıklarının deneyimlendiği en etkili yöntemlerden bir tanesi.
Bu gerçekten yola çıkarak, bugüne kadar 57 ülkeden, 157 kurumu bir araya getiren Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Uluslararası Öğrenci Trienali’nin altıncısına, geleneksel olarak sürdürdüğümüz sergi, sempozyum ve kısa film gösteriminin yanı sıra atölye çalışmalarını da ekledik. Amacımız, 6. trienali, çeşitli kurumların eğitim sistemlerinin izlenebildiği bir ortak paylaşım alanı olmanın ötesinde, bu sistemlerin aktif olarak bir araya gelmesiyle sanat ve tasarım ürettiği bir platforma dönüştürmek oldu. Bu yolla trienal, sanat ve tasarımın farklı sistemlerini yan yana getirirken, etkileşimi, yeni deneyimlerle güçlendirerek farklı yaklaşımları görünür kılmak, yerleşik söylemleri ve uygulamaları irdelemek ve bu bağlamda sanat ve tasarım eğitimine katkıda bulunabilmek gibi yeni bir misyonu da üstlenmiş oldu.
Atölye çalışmalarının yeni oluşum ve söylemleri bir araya getirerek deneyimlemeye olanak tanıması, 6. trienal için belirlemiş olduğumuz “Connecting the Dots / Noktaları Birleştirelim” ana teması ile doğrudan örtüşüyordu. Atölye çalışmalarında oluşacak etkileşimin verimliliğini dikkate alarak, süreci 2012-2013 akademik yılının bütününe yaydık. Bu süreç içinde 15 ülkeden 50 sanat ve tasarım kurumunun öğrenci ve akademisyenleri ile profesyonel sanatçı ve tasarımcılar, trienalin merkezi olan İstanbul’da ve dünyanın çeşitli ülkelerinde, bir kısmı çevrimiçi, bir kısmı yerinde ve bir kısmı da trienalin geleneksel süreci olan Haziran ayının ilk haftasında olmak üzere toplam 38 atölye çalışması gerçekleştirdiler.
6. trienali ayrıcalıklı kılan önemli yeniliklerimizden bir tanesi, trienalin varoluş nedeni olan öğrencilerin, trienalin planlanması ve organizasyonu süreçlerine aktif olarak dahil olmalarıydı. Bu bağlamda, atölye çalışmalarının bir bölümü öğrencilerin liderliğinde gerçekleşti. Bir başka yeniliğimiz ise trienal etkinliklerini fakültemizin dışına taşıyarak, İstanbul’da sanat ve tasarımın takip edildiği önemli merkezlerde görünür kılmak oldu. 6. trienalin son etkinliği olan atölye çalışmaları seçkilerinden oluşan sergimiz, Pera Müzesi’nin ev sahipliğinde gerçekleşti. Trienal kapsamında gerçekleşen 38 atölye çalışmasından 13’ünün üretimlerinin izlendiği sergide kentsel dönüşümün farklı katmanlarını gözlemlemek, sanatçıların iç yolculuğunda gezinmek, yok olmaya yüz tutan zanaatların izini sürmek, güncel gelişmelerin ışığında günü sorgulamak, sokağı paylaştığımız sokak köpeklerinin dile gelerek vicdanımıza ulaştıklarını hissetmek, objenin bedende kazandığı yeni dili okumak gibi çeşitli deneyimlerle, sanat ve tasarımın yaşamla kurduğu bağa bir kez daha tanık olduk.
Atölye çalışmalarının planlanması ve Pera Müzesi’nde sergilenme aşamaları uzun ve ayrıntılı bir çalışma sürecini gerektirdi. Bu süreçte, özverili ve titiz çalışmaları ile atölye çalışmalarının planlanmasından, sergiye dönüşme aşamasına kadar tüm ayrıntıları sanatçı duyarlılığı ile planlayan ve eksiksiz kılan proje başkanı, Dekan Yardımcımız Sayın Doç. Sevil Saygı, atölye çalışmaları koordinatörü Sayın Doç. Rüçhan Şahinoğlu Altınel, sergiyi tasarlayan Sayın Yrd. Doç. Kemal Gürbüz ve çalışmaları yayına hazırlayan Sayın Doç. İdil Akbostancı’ya en içten teşekkürlerimi sunuyorum. Serginin kalıcılığına, özgün katalog tasarımı ile katkıda bulunan başta Sayın Timuçin Unan olmak üzere TUT Ajans çalışanlarına teşekkürlerimi sunarım.
Fakültemizin 6. Uluslararası Öğrenci Trienali Atölye Çalışmaları seçkilerinden oluşan serginin, Pera Müzesi gibi, ülkemizin sanat ve tasarım dünyasına büyük desteği olan saygın bir müzede sergilenmesini ve daha çok izleyiciye ulaşmasını sağlayan başta Sayın Suna, İnan ve İpek Kıraç olmak üzere, Sayın M. Özalp Birol, Sayın Zeynep Ögel, Sayın Begüm Akkoyunlu Ersöz, Sayın Tania Bahar’a fakültem ve şahsım adına sonsuz şükranlarımı sunarım.
Prof. Dr. İnci Deniz Ilgın
Dekan
***
Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi 6. Uluslararası Öğrenci Trienali’ni Pera Müzesi'nde noktalarken...
Haziran 2005’ten bugüne, her yıl yaz döneminde genç sanatçıların birbirinden ilginç yapıtlarını sanatseverlerle buluşturan Pera Müzesi bu yıl da çok renkli bir sergiye ev sahipliği yapıyor: Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi 6. Uluslararası Öğrenci Trienali’nin Atölye çalışmalarından seçilen yapıtlardan oluşan Connecting the Dots sergisi.
Farklı ülkelerden gelen genç sanatçıların, kendilerinin de oluşturulmasına katkı koydukları bu platformda birlikte çalışmaları, ortak akıl ve yaratıcılıkla yeni yapıtlar üretmeleri, yeni yaklaşımları deneyimlemeleri, sanat ve tasarımı İstanbul kentiyle ve yaşamla bir araya getirmeleri ne güzel.
Bir yıla yayılan etkinlikler gerçekleştirerek farklı noktaları başarıyla birleştiren Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi 6. Uluslararası Öğrenci Trienali’nin Pera Müzesi'nde noktalanması ve bu serginin 13. İstanbul Bienali'nin ilk haftasıyla örtüşerek, genç sanatçıların yapıtlarını uluslararası sanat çevreleriyle de buluşturacak olması bize ayrıca mutluluk veriyor.
Connecting the Dots projesiyle, 1997'den bugüne kadar gelen Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Uluslararası Öğrenci Trienali'ne yeni bir boyut kazandıran Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İnci Deniz Ilgın'ı, Dekan Yardımcısı Doç. Sevil Saygı'yı, Doç. Rüçhan Şahinoğlu Altınel'i, Yrd. Doç. Kemal Gürbüz'ü ve Doç. İdil Akbostancı'yı kutluyoruz.
Serginin gerçekleştirilmesi sürecindeki değerli çalışmalarından ötürü Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi ekibine, Pera Müzesi ekibine ve sergiye emek veren diğer tüm kişi ve kuruluşlara teşekkür ederiz.
Suna, İnan ve İpek Kıraç
***
Farklılıkların Birleştirici Gücüyle Üniversiteden
Kente Yayılan Sanat ve Tasarım
Uzun yıllardır sanatlararası iletişime ve coğrafyalar arası farklılıklara yeni dokunuşlar kazandıran Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, 6. Uluslararası Öğrenci Trienali, tüm yıla yayılan etkinlikleri ve İstanbul’un farklı noktalarına açılan sergileriyle; bir eğitim kurumunun sanatla kenti nasıl buluşturduğunun en güçlü örneklerinden birini verdi. İlk kez 1997 yılında düzenlenmeye başlanan Uluslararası Öğrenci Trienali devam eden yıllarda, 60’a yakın ülkeden sanat ve tasarım alanında pek çok okulu İstanbul’da buluşturdu.
Acıbadem yerleşkesinden başlayıp, bugün İstanbul’un pek çok noktasına yayılan etkinlikler arasında Pera Müzesi’nde gerçekleşen atölye seçkileri sergisi, 6. Trienal’in Connecting the Dots başlığı altında önemli bir yere sahip. Çünkü bu sergi tüm yıla yayılan sanat ve tasarım üretiminin sonucunu görselliğe kavuşturmanın yanı sıra, Kasım 2012’de başlayan ortak çalışmaların belgesi olma özelliğini de taşıyor.
Acıbadem yerleşkesinde, Salt Galata’da, yurtiçi ve dışından kurumların katılımı ile çevrimiçi ortamda gerçekleşen atölyeler; farklı içerikleriyle sanat, tasarım ve yaşamı iç içe geçirirken, disiplinlerarası zeminde buluşmanın zenginliğini ve birlikte düşünerek üretmenin gücünü de ortaya seriyor.
Sergide yer alan işler, kentin biçimlendirdiği yaşamlarımıza odaklanarak, farklı sorgulamaların peşine düşüyor. Kamusal alan, kent, mimari, hayvan hakları, beden, bellek, kimlik ve İstanbul’a odaklanan çalışmalar tüm süreç boyunca yaşananları da saklayarak somut bir sonuca ulaşmanın yanı sıra toplumun katmanları arasında dolaşarak, noktaları birleştirmeyi deniyor.
Sanatçı Günlükleri’nde karşımıza çıkan çizgilerde sanatçı ve tasarımcıların bir defterlik süre boyunca baktığı yerden bakıyoruz üretilene. Eskizleri aracılığı ile kaydedilen günü okuyor ve anın tanığı oluyoruz.
Rüzgarda Bir Tutam Duman atölyesinde ortaya koyulanlar, kamusal alanda çağdaş sanata nasıl yaklaşıldığını sorarken; habersizce sokağa sunulanlar, kaygı eylemini merkeze alarak, anlamlandırmanın peşinden koşuyor. Görünen o ki, neye dönüşeceği bilinmeksizin, çıkılan yolda seçilen yöntemlerden performans, enstalasyon veya nesneler, zamanda ve uzamda yepyeni bir an yaratarak gerçekliği kurguya, kurguyu da gerçekliğe çeviren bir illüzyon yaratıyorlar.
Bedende Noktaları Birleştirmek atölyesinde, malzeme ile bedenin kavuştuğu ortak zeminde bedene iliştirilenler aracılığıyla yeni bir dil üretiliyor. Şeyler, yeni yerlerinde metaforik ve fiziksel anlamlarıyla birlikte yan yana durarak bedenler arası iletişimde yeni öneriler sunuyorlar. Bunlar aynı zamanda, bedenin dünyayı algılama biçimine dair sorulan sorular olarak karşımıza çıkıyor.
Boğazın Üzerindeki Köprüler, disiplinlerarası bir yöntemle, o an bulunulan yerdeki varoluş dinamiğini haritalıyor. Köprünün birleştiriciliği ve aktarıcılığı arasında kalanlar ya da üzerinde duranlar; Boğaziçi üzerinden, toplumsal, kültürel ve ekonomik olana bakmakta.
Direniyorsan Senin Olsun, Mayıs ayı sonunda başlayan yeni bir dönemin, seslerine, sözlerine ve görüntülerine odaklanıyor. Parktan kente ve hatta tüm ülkeye yayılan barışçıl söylemin başına gelenleri, Gezi Parkı kadrajında belgeleyen fotoğraflar, kamusal alanda çağdaş sanatın tanıdık yöntemleri aracılığıyla da sürdürülen direnişi, sanat öğrencilerinin deklanşöründen tüm gerçekliğiyle izleyiciye sunuyor. Kamusal alanda üretilen şey, erkin kışkırtan saldırganlığında korunan akıldır ve fotoğraflar bu aklın belgeleridir.
Kamusal Alanı Paylaşmak, sokağa bakan bir atölye. İstanbul’un sahipsiz köpeklerini dillendirerek yaşam için mücadelelerine dikkati çekiyor. Kamusal alanda duvar ve yerlere stencil uygulayarak köpeklerin aklından geçenlere odaklanan atölye, hayata karşı direnişin sokakta zaten devam ettiğini belgeliyor.
Yerellik ve Evrensel Söylemler’de gördüklerimiz, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi ve California College of the Arts öğrencilerinin, San Francisco ve İstanbul’a dair bireysel deneyimleri eşliğinde kültürel ve jeopolitik derinlikte söylemler içeriyor. Atölye boyunca her iki kentte öğrenciler, sürmekte olan çalışmalarını internet aracılığıyla birbirleriyle paylaşarak iletişime geçmişler. Fikir alışverişlerine dayalı ve işbirliği içinde tasarlanmış, yaşadıkları kent hakkında belleği dolduran görüntüler de ortaya çıkan sonucu dikkat çekici bir duyarlılıkla belgelemekte.
İlhamını İstanbul’dan alan Portre ise, Hollandalı iki sanatçı öncülüğünde, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı her erkeğin yaşları 45 olmadan Türk ordusuna hizmet etmek zorunluluğuna ve bu durumun bireysel planları hayata geçirirken yarattığı mesafeye dikkat çekiyor. Askerlik hizmetini yıllar öncesinde gönüllülük temeline oturtmuş bir ülkenin gençleri olarak; Türkiye’de ülkesini savunmayı öğrenmek zorunda olan eril güce odaklanırken bu konudaki diğer önemli bir kuralın da altını kalın çizgilerle çiziyorlar: Cinsel eğilim. Bilindiği gibi Türkiye’de ilgili yönetmeliklere göre alenen eşcinsel olduğunu belirten erkeklerin askere alınması yasaktır. Eşcinsel eğilim nedeniyle zorunlu askerlik hizmetinden muaf olmak için askeri hastanede muayene edilmek ve eşcinsel ilişkinin görüntülerini kurula teslim etmek gerekmektedir. Farklı bir kültürün keskin çizgilerle belirlenmiş sınırlarını fotoğraf ve video kayıtları ile arşivleyen bu çalışma farklılığın ve çeşitliliğin sınırlarını içerden ve dışarıdan işaretlemekte.
Tempolis, internet ortamında yapılan paylaşım ve değerlendirmelerle, çevrimiçi yürüten bir proje. Bu süreçte metropol yaşamının dinamiklerine odaklanan atölye, kent kültürü içinde yakalanan ve gittikçe artan ritme odaklanarak, zaman ve uzamı haritalayıp katmanlı algılamaları görünür kılarak paylaşıyor.
63 Yıl Sonra İstanbul: Margaret Bourke-White’ı Takip, belleği takip eden bir atölye. Amerikalı belgesel ve savaş fotoğrafçısı Margaret Bourke-White’ın (1904-1971), 1940 yılında İstanbul’da fotoğrafladığı yerleri 63 yıl sonra tekrar görüntüleyerek hem kentsel değişimi belgeliyor hem de bir fotoğrafçının izini sürerek bellek araştırması yapıyor. İstanbul’da aynı yerleri aynı açı ve noktalardan tekrar fotoğraflayan proje, geçmiş ve bugün arasındaki noktaları fotoğraflar aracılığıyla birleştirmekte.
Uzun bir zaman aralığında, sanatçı ve tasarımcıların bilgi, birikim ve deneyimlerini birbirleriyle ve kentle paylaştıkları tüm üretimlerde farklılıkların renkliliği eşliğinde örülen yaşamların değerini görmek ve sürece Pera Müzesi’nde tanık olmak sanat ve tasarımın bağlayıcı gücünü bir kez daha hatırlatmakta.