Merhaba,
Vize 2
Bir konudan 2 fikir yapmak yerine 2 konudan bir fikir gerçekleştirmeyi tercih etmiş çoğunuz. Yani yine kolayına kaçmış, alışkanlıklarınıza yenik düşmüşsünüz.
En az 7 çalışma – eskiz istemiştim. Sevindirici bir şey çoğunuz 8 tane yapmış… 1 fazlası bile mutlu eder…
Kavramlarda doğrudan ilişkilendirme yapmış bazı arkadaşlarımız ıraksak ve soyut düşünmemiş…
“Zaman” kavramında ve zamanı meslek alanlarının saatinde de doğrudan ilişkilendirme yapılmış. İlk akla gelen, hemen herkesin aklına gelebilecek şeyler… Tabii farklı düşünenleri de atlamıyorum…
Özellikle kartvizit tasarımında herhangi bir tasarım yapan da var ama beyninin sınırlarınız zorlayan da… Sizce hangisi karlı?
Atölyede ürettiği fikri sınavda yinelemek doğru değil. Hazır olan fikrin tekrarından öte bir şey değil yani…
Gerçekten kendini ciddiye alan ve özgürlüğe yelken açmış bulunan arkadaşlarım, yazarak ya da çizerek bunu çok güzel ifade etmişler. Kendinizi bu şekilde ifade etmek muazzam bir başarıdır.
Kendi kişiliğine saygı duyan, sınırlarını zorlayan tüm arkadaşlara yürekten teşekkürlerimi ve kutlamalarımı iletiyorum. İnanıyorum ki onlar başaracaklar…
Hayallerini resimleyenleri, çizimleyenleri, yazımlayanları kutluyorum…
Kavramlardan en çok “özgürlük” seçilmiş. Bununla ilgili bazı çizimler ve yazılar ilginç… “Çerçeveden çıkmaya çalışan adam” gibi…
Çok farklı kavram seçen yok ama biriniz “açmak – kapamak” kavramını tercih etmiş. Ve aslında onu özgürlükle, yaşam tutkusuyla birleştirmiş… İlginç…
“İletişim” en çok seçilen kavramlardan biri olmuş. Bazılarınız, iletişimin tarihçesini çizerek yapmışsınız… Ben iletişimin tarihçesini sormadım… Tıpkı tanımını sormadığım gibi… O sözcükler sizin bilginizi ölçmek, ezberinize yanıt vermek adına sunulmadı…
Biliyorsunuz sorular iki farklı bölümden oluşuyor. “Tasarım” bölümünde estetik ve işlevsellik dostluğu söz konusuyken, “kavram” bölümünde özgürce kendinizi ifade etme fırsatı tanınıyor…
Kavramları tanımlamışsınız. Özellikle, “sözlük tanımı gibi tanım yapmayınız” dediğim halde. Ama yine de bazılarınızın tanımı ilginç, farklı olmuş. Demek ki bu eğitim sistemi sizlere kavramları yorumlamayı, kavramdan hareketle yaratmayı, farklı ilişkilendirmeyi öğretmemiş. Onlardan öykü kurdurmayı, şiir çıkartmayı, çizim yaptırmayı, filmleştirmeyi - senaryolaştırmayı benimsetememiş. “Sözcük ver, onu açıkla” gibi denileni yaşamınıza alabildiğine geçirtmiş. Burada bizim yapmamız gereken, kendimizle mücadele etmektir öncelikle.
Ama tüm bunlara karşın, bir sözcükten koca bir senaryo çıkartan arkadaşımız da var… O da ezber eğitimden geçmiş… Demek ki kendimizi sorgulayacağız…
Çok ilginç tasarımlara imzalarını atanların bir kere daha altını çizmek isterim.
“Kupa” yaşamınızda çok olduğu için ilginizi çektiği muhakkak. Bu konuda alabildiğine İlginç olabiliyorsunuz.
“Zaman” en çok seçilen kavramlardan biri… Bazılarınız doğup, büyüme ve ölüm üzerinde genelleme yaparak durmuş üzerinde zamanın… Ama ayrıntıda zamanı tasarıma, zamandan yaratmaya vardıran arkadaşlarımız da olmuş… Zamanı yaşlanma ile ilişkilendirmek yakınsak düşünmektir. Zamanı “erime” ile düşünmek biraz daha sınır zorlamasına girilmiş demektir. Zaman ve bakmak… Zaman ve yol, zaman ve su… zaman ve…
“Boşluk, doluluk” kavramlarında, bardağı boş - dolu görmenin ötesine taşımak…
Ve “içtenlik” sorgulanmış… Bence hepiniz bunu sorgulayınız ve sorgulamaya devam ediniz lütfen.
“Dokunmak” sözcüğünü, “bana dokunduğunu hissediyorum - hayallerime, hücrelerime ve zamana…” diye ifadelendirerek daha da zenginleştiren arkadaşlarımız, tanımın ötesine gitmişler. Çok güzel…
Tabii çizimleri çok güzel olan arkadaşlarımızı da bu konuda takdir etmek gerekir diye düşünüyorum. Ama çizimlerini salt sınavda bırakmayarak, hayatlarına taşıyarak yaşamalarını diliyorum…
Sevgili arkadaşlar, ısrarla söylüyor ve yazıyorum. Asla zekiliğinizden ve yeteneğinizden şüphe duymuyorum. Zaten atölyede ürettiğiniz fikirlerle bunu her an kanıtlıyorsunuz… Ancak bu sözlü başarıyı yazıya, tasarıma, uygulamaya, projeye dönüştürmediğiniz sürece anlamı yok. Size, bize, dünyaya faydası da yok… O zaman kendimizi planlamayı öğrenelim lütfen… Başınızda bir öğreten beklemeden yalnız…
Ve son olarak, kendinizi sınavla terbiye etmeyiniz lütfen… Yoksa özgürlük tanımlarınıza ters düşersiniz…
***
Vize 1
Kaynakları açılımlı veren… İlk defa oldu çok kutluyorum… Okuduğu kitaplardan, yazılardan bir paragrafa yakın yazıyı da kullanarak kaynaklarını bu denli açılımlı gösteren arkadaşımıza yürek dolusu teşekkürler…
2. sorum “yaratıcılık” üzerine okuduğunuz kitap ve yazılardı… Bunu doğrudan bilimsel kitaplardan yararlanarak iletebilirdiniz ya da sizin için yaratıcılığın ta kendisi dediğiniz roman, şiir vs. de yazılabilecekti… Ne yazık ki okuma alışkanlığınızın azlığı görülüyor. Çoğunuz bu kısımdan değerlendirme dışı kaldınız… Okuduklarını yazan arkadaşlara tekrar teşekkürler. Kendileri için, dersimiz için kısacası yaşam için iyi bir kazançtır okumak… Ezberlemek değil tabii…
Derleme istemedim, tanım ve yorum da…
Dinle yaratıcılığı karıştırmayalım lütfen… İnançlara saygılıyız… Ama dersimde yaratıcılık bilimsel bağlamda ele alınıyor.
İlginç başlık koyanlar… Teşekkürler… Ayrıca düşündüğünüzü gösterir…
“Yaratıcılık” sözcüğünü anlam ve görsellik olarak irdeleyen, farklılaştıran yaratan arkadaşlarımızı kutluyorum…
Boyutları farklı vermek… İlginçti… Kutlarım…
A4 kağıt üzerinde klasik sunum yapmamak, boşluğu farklı değerlendirmek… Bunu yapan arkadaşlarım farklılıklarını ne güzel de ifade etmişler… İsteyen yapıyor demek ki…
Ayrıca çok kısa ya da uzun yazıp, yazılarını müzik, tasarım, resim eşliğinde teslim edenleri de kutluyorum… Güzel bir ifade bicimi…
Dilbilgisi kuralları değil ama öncelikle Türkçeye dikkat ederek, dile saygı duyarak lütfen…
Sevdaları anlatırken yaratmak… Güzeldi…
“O” nun yaşamı değiştirmesi, sunumu değiştirdiği gibi… Bakınız aklımda kaldı…
Sevgili arkadaşlar bu değerlendirmelerimden mutlaka üstünüze alınacak bölümler vardır… Paylaşmak böyle de güzel…
Teşekkürler
Sevgiler
11 – 05 - 2007 / İSTANBUL
|