Tülay Çellek
  Mavi bir günaydın yolluyorum sabahına
Yüreğimin sıcaklığını da gününe...
 Sending a blue ‘bonjour’ to your morning,
And the warmth of my heart to your day…
 Tülay ÇELLEK


Ana Sayfa
Yazılar
Şiirler
Poems
Söyleşiler
Tül'den Yansımalar
Resimler
Art
Fotoğraflar
Photograph
Karikatür / Çizimler
Cartoon / Drawings
Tasarım
Design
Tipleme
Character
Barış
Peace
Gerze
Ders Notları
Lesson Notes
Özgeçmiş
Autobiography/cv
Belgeler
Duyurular
Değiniler
İletişim
Contact

Yayın Tarihi: 6.4.2007  

ÖĞRENCİ YANITLARI 7


ÖĞRENCİ YANITLARI 7


ÖĞRENCİ YANITLARI 7


Sy7

Tülay Hanım,

2. Öncelikle bu sorudan başlamam umarım bir sorun olmaz. Dersinizi grafik tasarıma, sanat dallarına olan ilgim sebebiyle seçtim. Ancak ilk gün sorduğunuzda da cevapladığım üzere sizi arkadaşlarımdan duyuyordum. Hakkınızda bu kadar güzel şeyler düşünen insanlara sahip olabilmeniz bende öncelikle saygı uyandırıyor. Arkadaşlarım da muhakkak seçmemi söylediklerinden dersinizi daha bir isteyerek seçtim. İyi ki de seçmişim.

1. Her konunun süresinin 1 ay olduğunu biliyorum. Derste belki çok vakit ayıramıyorum ancak evde oldukça uğraşıyorum. Derste neden bilemiyorum ancak pek konsantre olamıyorum. Projeleri evde yapmak belki daha hoşuma gidiyordur. Okul biraz curcunalı geçiyor. Ama yine de derste de çalışmadığım anlamına gelmesin bu. Derse iki hafta gelememiştim, rahatsızlığım yüzünden. Hatta size de e-mail atmıştım. Bu konuda hala üzgünüm. Çok yoğun bir ders programım var. Bunu dışında bölümden bir hocanın asistan öğrenciliğini yapıyorum. Size yaptıklarımı hala teslim edememiş olmamın sebebi maalesef ki bu. Bir türlü renkli fotokopi için Beşiktaş’a inemiyordum. Ancak dün nihayet halletim, yarın teslim edebilirim okuldaysanız. Lütfen bunu bir mazeret olarak almayın, bu duruma düştüğüm için üzgünüm, çok da özür dilerim. Kesinlikle dersinizi ve sizi hafife almaktan kaynaklanmıyor. Umarım böyle düşünmüyorsunuzdur. Keza bu sorular bir kızgınlığı (belki de kırgınlık bilemiyorum) yansıtıyor gibi geldi bana. Derse karşı ilgimi düşününce aslında bu soruları cevaplamak da benim için biraz ağır oldu.

3.Ödev? Neden? Değilse nedir? Bir sürü soru geldi aklıma. Bir ödev olarak algılamıyorum ben sadece yaptığım şeyleri iyi sunmak adına yaptıklarım belki size öyle bir şeyleri çağrıştırmış olabilir. (mesela yaratıcılık ile ilgili denemeyi bir ödev formatında yazıp teslim etmiştim. Ama yazarken kesinlikle ödev fikrini taşıyarak yazmadığımı bilin lütfen)

4. Tuhaf bir soru gibi geldi. Niye ciddiye almayacakmışım ki diyorum bir yandan, bir yandan da ironiyi elden bırakmıyorum. Bu soruyu neden sorduğunuzu anlasaydım belki daha fazla bir şeyler söyleyebilirdim...

5. Eminim herkes bu soruya benzer cevap veriyordur. Herkes kendini eleştirmeyi bilir, kendisiyle hesaplaşır ya!? Yaratıcılık ile ilgili deneme konusu altında bir yazı yazıp size vermiştim. Yazı kendimin bir parçası olduğu için, kişiliğim, düşüncelerim, duygularım, hayallerim kısacası nasıl bir insan olduğumun tam değilse de ufak bir göstergesidir. Elimden geldiğince aklımın yettiği kadar mazeretleri kendimde arıyorum.


6. Katılımcı olmak... Gerekli belki ama kimsenin birbirini dinlemediği sadece kendisini tatmin etmeye çalıştığı bir durum seziyorsam, kendimi geri çekerim. İnsanlara kolay ısınmayan ama ısındı mı da derinden ısınan bir insanım. Katılımcı olmak gerekli, bir arada yaşadığımız hayatı birlikte göğüsleyebilmek için, onu güzelleştirebilmek için. Bu konuda gerçekten çok uzun yazabilirim.. ama herhalde yeri değil...

7. Farkındalığı farkında olmak… Güzel bir kelime oyunu, alegorik bir anlatım. Bir neyzen, gerçek bir ozan, bir keşiş, hayatı köklerine kadar hisseden tüm insanlar böyle birşey söylemeye gerek duyar mıydı? Modern hayatın getirdiği keşmekeşin içinde böyle kelimeler de türedi. Siz muhtemelen bunlara katılmayacaksınız. Sonuçta siz öğretim görevlisisiniz, ben de sizden bir not alacak bir öğrenciyim maalesef. Sizin hoşunuza gitmeyecek fikirlerimi söylemem aslında riskli, hele de yanlış anlaşılabileceğim de söz konusuyken. Belki de herkesten çok farkındalığın farkında biriyimdir. Bunu kim bilebilir? Yaptıklarımız bunların kanıtı olacak, tüm hayatımız boyunca. Fikirler, hayal etmeler en önemlisi ama kafanın içinde kaldıkça bir manası yok. İnsanın yaptıkları bunların eseri değil midir? Ne muhteşem değil mi?

8. Bu soruyu yanıtlamayabilirim bence... Çünkü ben öyle bir işe girişmedim. Elimden geldiği kadar uğraştım, yazdım. Sanatla ilgim zaten sırf bu dersle sınırlı değil, hele de resim, heykel ve edebiyatla... Yazmayı da çok severim. Size teslim ettiğim yazıda hayallerimden, düşüncelerimden, kendimden (iyi - kötü) bahsettim. Yaptığım, ürettiğim her şeye nelerin kaynaklık ettiğinden bahsettim. Ayrıca fikirlerinizi eleştirilerinizi de çok merak etmekteyim. Belki konuşma fırsatımız olabilir...

Sanıyorum biraz uzunca yazdım. Umarım rahatsız edici boyutlara ulaşmamıştır. Eğer öyle olduysa gerçekten çok özür dilerim.
Sorularınız için de ayriyetten teşekkür ederim.

Saygılarımla,

D Ö


Merhaba,

Lütfen aşağıdaki soruları yanıtlayınız. Teşekkürler. ( Yanıtlar e-posta ile olabilir ya da doğrudan kağıda yazıp verebilir. )

1- Biliyorsunuz, dersimdeki her konunun 1 ay süresi var.
Bu süre içerisinde konuya ( Afiş-amblem vs… ) ders içinde ne kadar zaman ayırıyorsunuz. Araştırma-çizim-fikir üretme açısından. Aynı şekilde aynı konuya yine aynı süre içinde ders dışı ne kadar zaman ayırıyorsunuz?
2- Neden bu dersi seçtiniz?
3- Alanınız dışında seçilen bu derste yapılanları neden “ödev” olarak alıyorsunuz-algılıyorsunuz?
4- Kendinizi ne kadar ciddiye alıyorsunuz?
5- Mazeretleri kendi dışınızda aradığınız kadar, kendi içinizde de arıyor musunuz?
6- Katılımcı olmak, var olmak adına ne denli gerekli? Siz ne kadar içindesiniz?
7- Farkındalığın ne kadar farkındasınız?
8- Sizce Yaratıcılıkla ilgili soruyu Uranusca mı sordum? Bu sorunun yanıtını ısrarla “yaratıcılık” tanımlaması ve yorumlaması yapanlardan rica ediyorum.

Başarılar…
Tülay ÇELLEK

Tülay ÇELLEK








<< Geri Dön [Okunma: 2198 ]


[ Yukarı çık ]    



© Her hakkı saklıdır.