İstanbul’un tanıtım filmiyle ilgili yazıları okudum. Herkese öncelikle teşekkürler...
* Tabii ki reklam - tanıtım deyince vurucu, hemen anlaşılan ancak formül gibi değil, farklı, az – öz ve sadelik vb. akla gelir öncelikle... Bunları sanatsallık adına uzatabiliriz. Bir de olayın işlevsellik tarafı var. Bu estetik vb. tarafla ne, nasıl yapılmak isteniyor? Amaçlar birden fazla olabilir. İstanbul tanıtılırken, insanların dinleri üzerinden rant kazanmak da bir amaçtır...
* İstanbul'un tanıtım filminde başka kullanılabilecek çok şey var tabii. Ama şurası gerçek ki camileri, kiliseleri de yadsınmaz. Önemli olan onların ne boyutta, hangi amaçla veriliyor olması. Dini amaç taşımayan bir başka çekimde bu yapıların insani tarafı, sanatsal tarafı - mimari tarafı öne çıkartılır... Ve tabii ki farklı dinlerin birlikteliği bu vesileyle de anlatılmış olur. Aynı konunun çekiminin binbir çeşidi vardır biliyorsunuz...
* Siparişi alan tasarımcı, sanatçı vb. kişi siparişi veren müşterisine bir şekilde bağımlıdır. Bu çekimde de bu çok açıkça görülüyor. Ama şurası da gerçek ki İstanbul salt dinlerle, din bazında tanıtılamaz.
* Çağ, yapma çağı değil, adeta satma çağı. Kötü bir ürünü çok iyi pazarlayabilir, reklamını - tanıtımını yapabilirsiniz. Burada önemli olan dürüst olmaktır. Daha önceki iletimde yazdıklarımı yinelemeyeceğim ama düşüncemden vazgeçmiş değilim.
* En iyisi mi bu bahane ile yeni bir İstanbul tanıtım filmi çekmek... Bir komite oluşturabiliriz. Tabii paylaşmak gerek...
--- Vapurun duvarına asılı bir çizimden çıkan martı uçmaya başlar... Önce güvertede - balkonda akordeon çalanların başında bir tur atar ve denize doğru süzülür...
Bir martı gözünden İstanbul nasıl görünür acaba?
--- Hareketli görüntüler zaman zaman durur ve bir Ara GÜLER İstanbul fotoğrafı çıkıverir ortaya... Bu bir kaç kez yinelenebilir başka sanatçı ve çizerlerle...
--- Duvarın yarığından çıkan bir yeşil dal, nasıl bakar İstanbul'a?
--- Bir vapur, sokak aralarında dolaşsa etrafı nasıl görür?
--- Bir vazodan çiçek yere düşse ve ayaklansa İstanbul'u dolaşmaya başlasa, ardına her dinden, ırktan çocukları takarak... İşte birliktelik örneği...
--- Bir yaşlı gençleşse ya da yüzündeki her çizgi İstanbul'da bulunan bir yapıya dönüşse yavaş yavaş...
--- Sevdalılardan başlansa ya da... Deniz kenarında oturan hayal kuran veya İstanbul'u oturdukları yerden dolaşan... İstanbul kız olsa, İstanbul erkek olsa... İstanbul herkes olsa... Bunlar çağımızın teknolojisiyle çok kolay yapılır...
Ve yiğidim İstanbul, çıkarcıların, din bezigancılarının, siyaseti ranta dönüştürenlerin olamayacak kadar güzel ve bizim...
Sevgiler, saygılar...
Tülay ÇELLEK
http://www.tulaycellek.com
|