Salı akşamını dostlarımla ve müzikle çok güzel değerlendirdim, Avusturya Başkonsolosluğu Kültür Ofisinde… ( Georg Karl GOLSER, Bariton/ Stephen DELANEY, Piyano / Klavier Program: Franz Schubert… )
Kültür ofisi, yeni evime çok yakın. Dönmek, çok kısa sürede olduğu için mutluyum doğrusu…
***
Çanakkale yöresinden, Akçakoyun’dan mutlu ama çok yorgun dönmüştüm. Fakat yine de TRT müdürlüğü zamanında Türkiye’ye yaşattığı devrim aklımdan çıkmadığı için İsmail Cem’i uğurlamaya gittim, son gayretimi kullanarak. Teşvikiye’de iğne atsanız yere düşmüyordu. Ve en takdir ettiğim ne oldu biliyor musunuz, birçok farklı düşünceden insanları toplamış olmasıydı. Bu tür şeyler beni çok duygulandırır. İnsan çalışkansa, sorumluluk sahibi ise, dürüstse, zarifse bunu başarıyor. İşte buna hayran kalmamak elde değil. Tabii Dışişleri Bakanlığını da başarıyla yürüttü… Komşumuz Yunanistan ile diyalogları unutulmayacaktır. Nitekim Yunanistan eski Dışişleri Bakanı Sayın Yorgo Papandreu vefa borcunu gösterdi, yerine getirdi. Güzel bir duyarlılık.
Her ölüm hüzün verir, her öldürme isyan duygusu yaratır. Kınanmalıdır…
***
Unutamayacağım güzel bir yemek de, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi sosyal tesislerinde yediğimiz “Hamit KINAYTÜRK” ağabeyimize adanmış yemekti. Tek hüzün, onun yokluğu nedeniyleydi. Ama anıları bizi duygulandırdı, güldürdü. Sayın Prof. Dr. Devrim ERBİL anlattı. Hamit KINAYTÜRK’e, Akademiye girerken Sezan’ı ( Cézanne ) sormuşlar. O da bunu “Sezar” anlamış. Tabii ki Sezan’ın tablolarını anlatacağına, Sezar’ın savaşlarını anlatmış. Sonuç olarak Akademiyi bir yıl sonra kazanmış. Çok güldük. Yemek düzenlemede emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Özellikle de Sayın Başkanımız Prof. Dr. Ayla ERSOY’a. Sayesinde yemek salt MSÜ ile sınırlı kalmamış, neredeyse tüm Eğitim Fakültesi Resim – İş Bölümündeki akademisyenler de yemeğe katılmışlardı…
Sevgili öğrencilerimden Özgür askerliğini bitirmiş. Onur ile ziyaretime geldiler. O kadar çok memnun oldum ki. Sevgili Özgür çok iyi bir mühendis olacaktır, eminim. Ve çok yaratıcı olduğu için umarım bu yaratıcılığını mutlu olduğu - olacağı bir alanda da kullanır. Özgür iki işi bir arada çok rahat yapar. Asistanlığı hiç aksatmamıştı.
Yazımı sevgili öğrencilerimden gelen mektuplarla bitireyim.
Merhaba hocam;
Bu dönem bize böyle bir ders alma şansını verdiğiniz için, derslerde kendimizi bulmamıza ve saçmalayıp özgürce konuşmamıza, konuşmadığımız zamanlarda bile özgürce düşünmemize neden olduğunuz için, sınavlarda ve sınavlardan sonra gelecek hayatımızda bize duyduğunuz güven için, değerli görüşleriniz için, dostluğunuz ve arkadaşlığınız için, not inanın umurumda bile değildi C verseniz bile kabulümdü ama yine de A verdiğiniz için , ya kısacası HERŞEY için çok çok çok teşekkürler. Kendinize iyi bakın, görüşmek üzere... Turhan …
***
Değerli Tülay Hocam, Tülay Ablacım, Tülay Annem, Tülay Arkadaşım...
Dönem boyunca bize karşı olan tutumunuzdan, ilginizden dolayı çok çok teşekkürler. Bize karşı bir hocadan ziyade anne, abla arkadaş oldunuz…
Sizi çok seviyorum ve bir gün tekrar karşılaşacağımızdan eminim..
Şimdilik hoşçakalın...
Serkan…
***
Güzellikler diliyorum…
01 – 02 - 2007 / İSTANBUL
Tülay ÇELLEK
Yıldız Teknik Üniversitesi
Sanat ve Tasarım Fakültesi
Sanat Bölümü Öğretim Görevlisi
http://www.tulaycellek.com
tcellek@yildiz.edu.tr
Bu yazı salt
www.amatorceedebiyat.com
ve
www.tulaycellek.com
Sitelerinde yayınlanır
|