Yaşamın ritmini elinde tutmak, büyük orkestraya dahil olarak…
Çocuklar için nede uygundur vurmalı sazlar, başta hareket gereksinmelerine yanıt verdikleri için… Ve büyüklerin durmadan “sus, yavaş konuş, alçak sesle konuş” nidalarına müziğin yüksek sesiyle yanıt vermektir bir güzelce…
Vurmalı çalgılar… Öğrenmek ve sesten zevk almak…
Müziğin dansına eşlik etmek…
Müzikle maceraya atılmak…
Ritmin serüveninde yer almak
Kıvraklık içinde şenlenmek, neşelenmek, hareketlenmek…
Tınının tadına varmak…
Ritmin terapisinde – sağaltımında rahatlamak
Kısacası müzikle yaşamak…
Ritm yaşamını Kültür Karıncalarıyla sürdürmeye başladı, Sayın Yaşar MORPINAR’la birlikte… Ben bile bir yılbaşı kutlaması için buluştuğumuzda eşlik ettim kurulan bu büyük orkestraya ve büyük zevk aldım. “İyi ki katılmışım,” dedim durmadan… Bunu öğrencilerime anlatıyorum şimdi.
Savaştan, depremden ölümlerden en çok zarar gören çocuklar, gençler… Ve yine en çok kullanılabilen, ezber eğitimin dayatıldığı, aşırı koruma uğruna beyninin, ruhunun ayrıma vardırılamayan çocuklar için ne yapmalı? Hangi farklılığın içine alınmalı?
Korkular nasıl giderilir? Huzursuzluk nasıl huzura dönüştürülür? Nasıl öğrenme sevinci, isteği yaşatılır? Yaşamanın güzelliğine, anlamına nasıl ulaşılır?
Dokunmakla, öğrenmekle, devinimle, birliktelikle, farklılıklardan doğan ses çeşitliliği ile…
Çocuklara aletleri tanıtmak, ritm derslerine katmak… Bu duyguyu yaşamalarına, öğrenmelerine olanak tanımak ve rahatlamalarını sağlamak… Sonra zaman içinde bazı çocuklar bu başlangıcı kişileştirerek ve daha da ilginç hale sokarak devam edebilirler, kim bilir? Birileri başlatsın yeter ki, gerisi gelebilir. Bu bağlamda Kültür Bilincini Geliştirme Vakfı çerçevesinde yaptığı çalışmalar nedeniyle Sayın Yaşar MORPINAR’ı kutlamak gerekir.
Sayın Yaşar MORPINAR’dan;
“Benim için ritim atölyesinde çalışmanın çok özel önem ve anlamı var. Zira ben yaklaşık 30 yıllık bir Okay TEMİZ hayranıyım, öğrencisiyim...”
“Genel yapım çerçevesinde paylaşımcı bir dünya görüşünü benimsemiş biri olmamın yanında, bundan sonra, hoş yazılarınızın bir unsuru olmayı sürdürebilmek için de elimden gelen gayretin daha da fazlasını ortaya koyacağımdan emin olabilirsiniz.”
( Tülay ÇELLEK’ e yazılan mektuptan )
“Dilediğiniz an, tüm enstrümanlarımla Kültür Karıncalarının emrine amadeyim. Bunu, büyük bir zevkle, minnacık katkımın bana yaşamımın bakiyesi sürecince vereceği büyük bir hazla yapacağımdan emin olabilirsiniz. Çalışmalarınızda başarılar diliyor, Ne mutlu bana ki böyle bir gurup içinde karınca kararınca yer alıyorum.”
( Sayın Prof. Dr. Lütfiye EROĞLU’na yazılan mektuptan )
Yaşar MORPINAR, 5 kıtadaki 51 ülkeden 25 yıldır topladığı 172 perküsyon enstrümana sahip… ( Cem TÜZÜN )
Hiç bu aletlerin adını duymuş muydunuz? Doğrusu çoğunun adını ben ilk defa duyuyorum. Benim için büyük bir zenginlik oldu… Ve herkesle paylaşmak gerekir düşüncesine kapıldım.
Şeker kamışı,
su kabağı,
hindistan cevizi,
deniz kabuğu,
saz ve kamıştan kimi aletler,
sarımsak havanı,
uçak metali,
maşrapa,
ayı dişi,
balık derisinden imal, çoğu ‘African’ işi perküsyon aletleri… Bora Bora, Goa adalarındandan Yeni Zelanda’ya, Katalonya’dan Finlandiya’ya kadar...
Bahreyn Davulu
Udu drum
Azeri Davulu
Ufo drum
Afrika Djembe’si (cembe)
Senegal Sabarı
Fas seramik Darbukası
İran koltukaltı davulu
Okyanus dalgası
Mısır Darbukası
Batı Afrika’nın konuşan davulu-Talking Drum
Fas ve İspanyol kastanyeti
Tibet Zili
Macar çoban kavalı
Santur
İsveç flütü
Yeni Zelanda bumbosu
Ağız arpi
Senegal çengosu
Dalyan çingene davulu
Çin kavalı
Laos, Kamboçya ve Vietnam üflemelileri
Antep’in Bakır Dövme Darbukası
Bisiklet pompası
Çingene tenekesi
Rüzgar maşrapası
Parmak piyano
Bu güzellikleri bizlere yaşatan değerli dostlara - ki yaşatan herkes dosttur - teşekkürler, yürek dolusu sevgiler, saygılar…
01 – 02 – 2007 / İSTANBUL
Tülay ÇELLEK
Yıldız Teknik Üniversitesi
Sanat ve Tasarım Fakültesi
Sanat Bölümü Öğretim Görevlisi
http://www.tulaycellek.com
tcellek@yildiz.edu.tr
|