Tülay Çellek
  Mavi bir günaydın yolluyorum sabahına
Yüreğimin sıcaklığını da gününe...
 Sending a blue ‘bonjour’ to your morning,
And the warmth of my heart to your day…
 Tülay ÇELLEK


Ana Sayfa
Yazılar
Şiirler
Poems
Söyleşiler
Tül'den Yansımalar
Resimler
Art
Fotoğraflar
Photograph
Karikatür / Çizimler
Cartoon / Drawings
Tasarım
Design
Tipleme
Character
Barış
Peace
Gerze
Ders Notları
Lesson Notes
Özgeçmiş
Autobiography/cv
Belgeler
Duyurular
Değiniler
İletişim
Contact

Yayın Tarihi: 11.7.2006  

ANLATAMADIKLARIM ve YAŞADIKLARIMDAN


ANLATAMADIKLARIM ve YAŞADIKLARIMDAN


ANLATAMADIKLARIM ve YAŞADIKLARIMDAN



Pazartesi Moda Deniz Kulübünde Sayın Tınaz TİTİZ ile görüştük. Onunla her buluşma kültürel zenginlik demektir. YTÜ de öğretim elamanı arkadaşlarla Yıldız Bahçe’de bir buluşma düşünüyoruz. Kendisine ilettiğimde memnuniyetle kabul etti.

Sabri BERKEL sergisinin açılış kokteylinde epey tanıdığıma rastladım. İtiraf edeyim kokteyle gitmeyi bu nedenle de çok seviyorum. İstanbul’da buluşma yeri adeta. Bir öğrencimle karşılaştım. Buna sevindim. Babası çok değerli bir meslektaşım. YYK de görevli, müzik eğitimi aldı ve yazıyor. Umarım kitabı olur sevgili Arzu’nun. Ağabeyi de senaryo yazıyor ve oynuyor. Yazar olan bir velimi gördüm. Burgazada’daki Sait FAİK anma etkinliklerine neden gelmediğini sorduğumda, İstanbul dışında olduğunu, söyledi. Tabii sanatçı arkadaşlara ve başka tanıdıklarla da selamlaştık. Sayın Canan BEYKAL’la sohbet ettik biraz. SAYED’e öğrencilerini yolluyor.

Aksanat’ta, “25. Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergisi”ne gittim. Eskiden sergi mekanı değişmez bir alandı. Her şey duvarlara asılı, ortası boşluk hep aynı yerdi. Şimdi ise bu bilindik alanlar parçalanıyor. Küçük odacıklara bölünüyor, sütunlar vb. şeyler ekleniyor. Odalarda video sanatına şahitlik ediyorsunuz vaktiniz, ilginiz süresince. Yeni bir sergide farklı bir şekilde parçalanmış mekana hazır olmanız gerekiyor…

Andy WARHOL’un çoğaltılarına, özellikle akıllarda kalan M. MONREO çalışmasına başka konuda rastlıyorsunuz. Sergi alanına girmeden, vitrininde. Yine unutulmaz bir görüntü çoğalımı ile… Başlarına çuval geçirilmiş askerler – insanlar… Nitekim İçeride ilk rastladığınız duvarda Sayın Hasan Bülent KAHRAMAN’ın yazısı adeta bunun etrafında dönüyor, 11 Eylül başlangıcına atıfta bulunarak… Yaşananlar sanatsal dilde, felsefi bazda ifadelendirilmiş, tanımlanmaya çalışılmış, başka dillerde, görselliğin de yardımıyla…

Parçalar tek tek iniyor, gökyüzünden yeryüzüne… Anforaya benzer, vazomsu bir şekil alıyor ve patlayıp parçalanıyor… Zaman gerekli… Düşünülüyor; neden bunu sabitlememiş, bir defada sunmamış? Diye. Parçalara ayırmış, birleştirmiş, görmemizi istediği şekil tamamladıktan sonra sanki bomba atılmış gibi parçalamış. Irak’a atılan bombalar, yer altında henüz gün ışığına çıkmamış ve dolayısıyla deşifre edilmemiş binlerce tableti paramparça etmiş. Sayın Muazzez İlmiye ÇIĞ’ dan bunları okumak ve dinlemek gerekir. O tahrif edilen Irak’ın değil, insanlığın kültürü… Kültürel bir geleneğe sahip Avrupa’nın haykırması gerekmez mi?

Fotoğrafevinde Hermann HUBER’in fotoğraf sergisine gittim. Kahire’nin çöplükleri sergilenmiş, önünde poz veren insanlarla. Çöplüğe uygun soluk renkli fotoğraflara bakarken düşündüm de, her yerde çöplük var. Önemli olan onun boyutu ve dönüşümü, dönüştürülmesi. Bir öğrencim anket yapmıştı, “günde ne kadar çöp çıkartıyorsunuz,” diye.

Yıllar önce İTÜ de yüksek lisans yaparken Prof. Dr. Nilüfer AĞAT anlatmıştı, Almanya’da kirli suların temizlenip bahçeyi sulamak için kullanıldığını. Ve evlerin üzerine dikilen ağaçları, çiçekleri…

***

Yıllık izindeyim. Telefonda SAYED adresleri istendi Eskişehir Anadolu Üniversitesindeki olası bir etkinlik nedeniyle. MÜ Güzel Sanatlar Fakültesine çok yakın oturduğum için, “orada internete girer, CD ye kopyaladığım dosyayı gönderirim,” düşüncesiyle dekanlığına gittim. Daha önce görmediğim genç bir sekreter oturuyor, içeriden de Dekan Hanımın sesi geliyor. İster istemez öncelikle kafamı o tarafa doğru uzattım. Haklı olarak Sekreter Hanım ikaz etti, “bir dakika” diyerek. Ona yanıt vermeye hazırlanırken, Nazan Hanım, “Tülay’cığım gel” diye seslendi. Ve Sekreter Hanım, özür diledi. Bu arada derdimi anlattım. Oradaki akademisyen arkadaş hemen ilgilenerek beni bilgisayar başına oturttu. Dosyayı gönderdikten sonra genç hanıma, “kendisini daha önce görmediğimi yaz için geçici mi geldi, yoksa sekreterin değiştiğini mi,” sorduğumda, “geçici olduğunu,” söyledi. Ben de bu arada kendimi tanıttım ve kartımı uzattım. Adımı okur okumaz sevinçle ,”ben sizi tanıyorum, internetten yazılarınızı okuyorum,” dedi. Ben de en az onun kadar mutlu oldum. Fotoğraf bölümünde okuyormuş. Beni tanımlarken ilk sözcüğü de fotoğraf olmuştu. Fotoğrafla aram çok iyi gerçekten.

***

Akşam MEB de iken birlikte çalıştığım bir resim öğretmeni arkadaşla konuştuk telefonla. “Çok güzel fotoğraflar çektiğini,” söyledi. “Sergi açmalısın,” değince epey mazeret sıraladı. Bunun üzerine internette yayınlayabileceğini bu nedenle kendisine site yapmasını önerdim. “Yaratıcılıkla ilgili yazılarımı okuyanların, beni seminer vermem için davet ettiklerini, ayrıca yazılarımla, uzaktan eğitim yaptığımı, açık eğitime katkı verdiğimi,” söyledim. Kendisi de fotoğrafları yoluyla bir çok gözü eğitebilirdi…

İşte bazı insanlara bunları anlatamıyorum. Eğer yazılarınızdan para ve puan almıyor, dolayısıyla yükseltmelere etken olmadığı varsayılıyorsa, değersiz kabul ediliyor. Halbuki siteme o kadar çok, üniversitelerden giren var ki. Biraz önceki örneği öylesine çok yaşıyor ve mutlu oluyorum ki. Ama anlatamıyorum ve anlayamıyorum.

Bir anlatamadığım ve anlayamadığım, maaşımın yarısına kiralık ev aramama karşın fakülteme yakınca olabilecek, küçük bir ev bulamamam, 30 yıllık eğitimci olduğum halde. Acaba bunu ben mi anlayamıyor ve anlatamıyorum yoksa bize bu koşulları sunanlar mı? Ben ki hemen hiç boş durmayan, durmadan çalışan biriyim. İyi çalışmalar...

09 – 07 – 2006 / İSTANBUL

Tülay ÇELLEK
Yıldız Teknik Üniversitesi
Sanat ve Tasarım Fakültesi
Sanat Bölümü Öğr. Gör.

www.tualycellek.com
tcellek@yildiz.edu.tr

Bu yazı sadece
www.amatorceedebiyat.com
ve
www.tulaycellek.com
sitelerinde yayınlanır.


Tülay ÇELLEK








<< Geri Dön [Okunma: 3458 ]


[ Yukarı çık ]    



© Her hakkı saklıdır.