“Doğru yerdeyim.” Sanat Eğitimcisi olarak Bilim Kongresinde bulunmak en doğru yerlerden biridir. Cumartesi gününün sabahı söylediğim bu sözü, gün boyu yineledim. Doğru yerdeydim gerçekten de. Eğer bilim eğitimcisi olsaydım, bu sefer de Sanat ile ilgili bir kongrede olurdum. Doğru olan budur.
Orada Kültür Bilincini Geliştirme Vakfından Diş Doktoru Güven Hanıma rastladım. Gözlerimiz, Prof. Dr. Lütfiye Hanım Hocamızı aradı, ama Vakıfta toplantı varmış. Lütfiye Hanım Tıp okumuş fakat inanılmaz güzel öyküler yaratıyor. Zaten kendisinin düzenlediği seminerimde doktorların farklı bakışlarıyla zenginleştim ve bu deneyimi diğer seminerlerime taşıyorum. Sağolsun. Güven Hanımın kızı Mimarlık okuyacakmış. Kendisi de sanırım kurstan çıkıp kongreye geldi. Çok şeker. Mimarlıkta okuyacağını duyunca sevindim. En çok da ne istediğini bilmesi güzel. Dersimi seçen öğrenciler pırlanta gibi, ancak son sınıfa geldiği halde daha ne yapacağını bilmeyen genç arkadaşlarım var. Sonra da herkes, “durmadan sistem, pedagojik formasyon, eğitim yönetimi, anne, baba diyorsun,” diyorlar. Derim. Bunları yaşadıkça da diyeceğim.
Kongre bitimi Grafikerler Meslek Kuruluşunun hazırladığı “Grafik Ürünler Sergisi”ne gittim, Sultanahmet’teki Tarihi Darphane binalarına. Keşke daha önce olduğu gibi Taksim AKM de olsaydı. Neden olmadı acaba? Yönetimi değişmiş, duydum. Halbuki Taksim’ de bu güzelim sergiye giden daha çok olurdu.
Ödül töreni yaptılar. Genç yetenekler ödüllerini alırken haklı mutluluklarını yaşıyorlardı. Sergi albümlerini aldım. Küçük boyutlu bir kitapçık. Final sınavıma getirmeyi düşünüyorum. Zaten soruları finalden önce verdim. Daha önce de yapmıştım. Sonra internetten araştırdıklarını öğrenmiştim. Bu çok hoşuma gidiyor; araştırma yapmaları… Kitabı da sınava getirmeyi planlıyorum. Baksınlar. Sergide, “eleştiri ve önerilerinizi yazın,” demişler. Kitap istedim - önerdim. Gerçi Türk Grafik Tasarımcılarının kitaplarını çıkartıyorlar, ama bir çok tasarımcıyı aynı anda verdikleri için çalışmalar küçük basılıyor. Konu başlığına göre kitap yapılmasını önerdim. En son amblem – özgün yazı ile ilgili bir kitap basılmış, aynı şekilde Türk Afiş Tasarımcıları olabilir, sadece kitap– dergi – broşür kapağı tasarımı, ambalaj tasarımı olabilir. Japonların kitabını getiriyorum atölyeye, öğrenciler oldukça ilgi gösteriyorlar.
Her yıl sonu SANTAS’ın Dans Programı hem buradaki stüdyolarında, hem de CRR Konser Salonunda gösteri yapıyorlardı. Dansı çok severim. Sadece kendim gitmekle kalmıyor bir çok arkadaşımı da götürüyordum. Bu sene ilk defa CRR de yapılmayacağını duydum. O kadar çok üzüldüm ki. Nedenini sorduğumda, “yönetimi değişmiş,” dediler…
***
İlkokulda İstanbul’a gelmeyi aklıma koydum. İstanbul’a yerleştiğimde mesleğimin 3. yılındaydım. Mesleğimin başında yurtdışı düşünmüştüm ve üniversiteye gelmeyi. Üniversitede akademisyen olduğumda mesleğimin sonundaydım ve yurtdışına da mesleğimin ortalarında gidebildim ancak. İyi ki caymamışım, hemen olmadılar diye… Şimdi son derslerde değerlendirme yaparken bunları örnekliyorum öğrencilerime… Bilgisayarı da geç öğrendim, ama hayatımı değiştirdi. Fotoğraftan bir tanıdık, “amma çok seminer vesilesiyle geziyorsun,” diyor… Kapıyı açan bilgisayar – internet oldu.
***
Sayın Bedri BAYKAM’ın sergisine gittim. Defterleri sergilemek moda oldu. Haklı, moda olmakta. Yerini bilgisayara bıraktı, elyazması… Buna ilişkin Semih POROY Beyin çok güzel bir karikatürü vardı, Cumhuriyet kitap ekinde… Şu karikatüristler gündemi iyi yakalıyorlar ve işi iki temiz çizgiyle bitiriveriyorlar. Sayın BAYKAM bir de kapanış kokteyli veriyor. Ders çıkışı gidebilirim belki. Sergisinde siyasetten, basından insanlar vardı bir de gençler ama sanat dünyasından çok insan göremiyorum. Var tabii de, az sanki…
***
Üniversitemizdeki 7. Gitar Günlerine katıldım. Marco Socias… Hayatımda bu kadar yumuşak çalan bir gitarist dinlemedim… A. Güzel Sanatlar Lisesi Müzik Bölümünden bir öğrencim geldi yanıma. Ona da aynı şeyi söyledim. “Entelektüel tarz” olduğunu, kendisinin de beğendiğini söyledi. Çalışkan ve geleceğin önemli gitaristlerinden olabilir sevgili Alkan… Ve daha nice değer var, var edilmeyi bekleyen…
Ve vapurlarımız… Denizi çok sevdiğim için, daha bir organizede yer aldım. Fotoğraf sergisi düzenliyoruz. 4 Haziran Pazar günü, Kadıköy Meydanında “VAPUR TAKLİDİ VAPURLAR YERİNE…” sergisine, müziğine, şenliğine, martılarına, deniz kokularına, güzelim maviye bekliyoruz tüm dünyayı…
O gün, orada baharı yaşayacağız…
30 – 05 - 2006 / İSTANBUL
Tülay ÇELLEK
Yıldız Teknik Üniversitesi
Sanat ve Tasarım Fakültesi
Sanat Bölümü Öğretim Görevlisi
http://www.tulaycellek.com
tcellek@yildiz.edu.tr
Bu yazı sadece
www.amatorceedebiyat.com
Ve
www.tulaycellek.com
sitelerinde yayınlanır…
|