Tülay Çellek
  Mavi bir günaydın yolluyorum sabahına
Yüreğimin sıcaklığını da gününe...
 Sending a blue ‘bonjour’ to your morning,
And the warmth of my heart to your day…
 Tülay ÇELLEK


Ana Sayfa
Yazılar
Şiirler
Poems
Söyleşiler
Tül'den Yansımalar
Resimler
Art
Fotoğraflar
Photograph
Karikatür / Çizimler
Cartoon / Drawings
Tasarım
Design
Tipleme
Character
Barış
Peace
Gerze
Ders Notları
Lesson Notes
Özgeçmiş
Autobiography/cv
Belgeler
Duyurular
Değiniler
İletişim
Contact

Yayın Tarihi: 10.5.2006  

CAN’IN CANI ERDAL ÖZ


CAN’IN CANI ERDAL ÖZ


CAN’IN CANI ERDAL ÖZ


Onu bana tanıştıran “Yaralısın” olmuştu. Sanırım bir çok kişiye de…

Can Kitap” söyleşilerinin taşındığı ikinci alanda tören bitmiş üçüncüye katılmadan durağa yürümüştüm. Aynı söyleşiye – törene katılan bir bey Erdal ÖZ’ü nereden tanıyorsun? Diye sordu durakta. Yanıtım, "‘Yaralısın' dan," oldu. Anlamadı, yineledim… “Yaralısın” dan… Onun Hukuktan sınıf arkadaşıymış, benim de kitaplardan arkadaşım, herkesin birinci söyleşide mert dediği Erdal ÖZ.

Beni yaşama bağlayan değerli insanlardan biri olan ÖZ’e teşekkürler. Ama bilsin ki ben de onu yüreğimde yaşama bağlayacağım, ta ki onun gibi çiçek olmaya gidene kadar toprağa… Ve derslerimde Can Kitap kapağı tasarımları konuşulmaya devam edecek. Bir de dersimin konusu diyerek oradan aldığım ayraçlar, hep atölyemde yerini alacak…

Durakta Erdal ÖZ’ün Lisenin en güzel kızına duyduğu sevdasını dinledim; Gülten, bir alt sınıfta. Yeşil gözlü, ince belli bir Çerkez kızı... Ve Erdal ÖZ’ün ağzından; “Ona başka türlü seslenemeyince, duvar gazetesinde yazdığım bir şiirle aşkımı dile getirmeye çalıştım…”

Eğer güzel bir şey yaşadıysam, arkadaşlarıma da haber veririm, onlar da yaşasın diye. Bu nedenle Can Kitapda yapılan söyleşileri arkadaşlarıma haber verir olmuştum. Ama son zamanlarda aksadı diye üzülüyordum. Hatta Dr. hanım bile sormaya başlamıştı. Artık karar vermiştim, “çok aksattınız” diye aramaya. Aksama nedenini öğrendiğimde, söyleşinin artık Can Kitap da değil de Yeni Melek Gösteri Merkezinde yapılacağını, söylediler. Bir farklılık da; söyleşi bittikten sonra arkamı döndüğümde artık onu göremeyecek, hafifçe gülümsemeyle “iyi akşamlar” deyişini duyamayacaktım. Çünkü gülümseyen fotoğrafı yakama takılmıştı, Can Kitapda sürekli gördüğüm gençler tarafından. Bir değişiklik de gençlerin yüzündeydi. Can’a gittiğimizde o kadar güler yüzle karşılanıyorduk ki… Evimize, sıcak bir yuvaya gelmiş gibiydik. Şimdi hepsinin yüzü buruk. İlk defa onları böyle gördüm… Öyle fena oldum ki… Tabii her şeyi bekliyordum da, ölüm haberini beklemiyordum.

Umuyorum ki Can kitabın söyleşileri devam eder. Ben her söyleşi bitiminde arkamı döndüğümde, Erdal ÖZ’ün “iyi akşamlar” sözlerini ve gülümseyişini hissetmek, daha doğrusu umudunu devam ettirmek istiyorum. Eminim benim gibi olanlar, düşünenler çoktur.

Eylemci yazar… Hapishanelerde, sorgulamalarda yok edilmeye çalışılan yaşam öykülerinde, romanlarında varolma cabası gösteriyordu…

Şiir, roman, öykü, gezi, çocuk kitapları ve yayınevi sahipliği… Aynı alanın içinde ne büyük çeşitlilik, ne büyük zenginlik… Onun aşklarından biri de “Türkçe” olsa gerek…

Geç kalmaktan çok korktuğum için erken gitmiştim toplantı salonuna. Çoktan görmediğim Sayın Rekin TEKSOY ile karşılaştım kapıda. Hemen “Yıldızdasın, değil mi,” dedi. İçimden onunla söyleşi yapmak geldi. Cümlemi toparlamaya çalışırken bir genç önümüzde beliriverdi. Tokalaşırken Can ÖZ olduğunu öğrendim. Çok sevimli. Arkadan Sayın Tarık AKAN’la tokalaştık. Tabii çok tanıdığa rastladım. Vefalılık bu olmalı.

Yeni Melek Gösteri Merkezindeki söyleşiden…

Sayın Deniz KAVUKCUOĞLU, Erdal ÖZ ile ortak anılarını anlatmaya başladı. Küba’ya gittiklerini, birlikte yüzdüklerini ve ne kadar sağlıklı göründüğünü anlattı. Bence sağlıklı görünümü sevgisine, tutkusuna, sorumluluk duygusuna bağlıydı.

1950 kuşağı yazarlarından. Tek ortak yönleri “dil” duyarlılığı. Ve çocuklar için yaptıkları anlatıldı. Onunla birlikte çocuklar, çocuk kitaplarında yer almaya başladılar, daha önce çocuk kitaplarında büyükler yer alırken…”Arkadaş” ve “Can” yayınları kendi emeği ile oluşturulmuş yayınevleridir.

Sayın Celal ÜSTER, CEHOV’ dan bir alıntı yaptı konuşmasında, tabii ÖZ’ ün çok sevdiği sözlerdi bunlar. Nitekim çiçek olmaya gittiği toprağa yapacağı yolculuk duyurulurken “Yıldızlar yağsın” diyorlardı. Bu sözü çok beğenmiştim. Şimdi kaynağını öğrenmiş oldum. Sağolun Celal Bey.

Anılarında yer alan Tokat’taki öğretmeni konuştu. Şiirselliği ve ses rengi çok hoştu.

Cemil bey, “rakı nerede,” diye soran ÖZ’ü anlattı…

Sayın Pınar KÜR, fıkracı Erdal ÖZ’den bahsetti

Türk Yayıncılar Birliği Başkanı Sayın Çetin TÜZÜNER, ÖZ’ün “Düşünce ve İfade Özgürlüğü” nedeniyle aldığı ödülü anlattı.

Sayın Çetin ÖNER, ÖZ’ün ölümünü, “insanlığın ölümü” olarak niteledi.

Sayın Ahmet ALTAN, “tüm duygular kedere döndü. Edebiyat has evladını kaptırdı. Ama ölüm edebiyatı yenemez.” Dedi

Seçkin Hanım, “25 yıl yayınevini yaşattı,” diyerek birlikte neler yaptıklarını anlattı.

Sayın Oya BAYDAR, “ayrı ayrı yerlerde birlikte yaşadık. Ne kalmış ondan bende, diye sordum kendime; çocuksu heyecanı, insan acılarına dönük vicdanı, namusu - fikir, iş namusu…” Ve Erdal ÖZ’ den bir alıntı yaptı; Hüzün, acıların izdüşümüdür…

Sayın Can ÖZ, “ondan bahsetmek, o yoksa anlamsız“ diye başladı sözlerine. Belli ki babasının takdir ettiği bir çocuktu ve bu, onun için çok önemliydi. Bence şanslı bir genç de. Harika bir babaya sahip olduğu için. Ama babasından bahsetmedi. “Bir şeyi eksik bırakırım da, yarın üzülürüm,” diye. Fakat altını çizerek, “her 6 Mayısta, onu rakıyla anmaya” davet etti.

Sayın İlyas SALMAN, “devrimciler de korkar” dedi. ÖZ’ün bunu anlatmak istediğinden bahsetti.

Sayın Hacı TONAK, “hepimiz onu seviyoruz. Direnç sahibi insanların azalmasına üzülüyorum. Kalemi, kılıcıydı. Can yayınları, daha adil dünya için kavga verdi.” Dedi.

Sayın Orhan PAMUK, "onun beni övmesinden çok memnundum çünkü buna gereksinmem vardı. Yanına gittiğimde başka yazarlarla karşılaşıyor, tanışıyordum. Onun sayesinde bir çevre edinmiştim.” Dedi

Sayın Tahsin YÜCEL, “Geçen yıl doğum gününde ona ‘Türk Nobel’i’ verdim. Öylesine, genç, öylesine canlı karşımda duruyor, hep özleyeceğim.” Dedi.

Bu arada Deniz bey, geçen yıl ona sürpriz olarak yaptıkları doğum günü partisini anlattı. Öyle sevinmiş ki… Sevenlerinin çok olmasından ne çok mutlu olduğunu, anlatmış.

Sayın Yaşar KEMAL, “Erdal devrimciydi, namusluydu.” Dedi. Ve “’kesit’ bir insandır. Çok çalışkandır. Edebiyatı beraber düşündük. Türk çocuklarına yabancı eserler veriliyordu. Can, %80 - 85 Türk çocuklarına yönelik yayın yaptı.”

Sayın Doğan HIZLAN, “Erdal’ın dostluk belleği çok kuvvetliydi. 25 yıl gibi çok uzun bir yayınevine sahip. Yazarlığı da söylenmeli. Benden büyük bir parçayı götürdü. Ve artık orası bir daha onarılmaz. Kuşaktaşın bitmez, tükenmez beraberliği….”

Anılarımda yer alan ERDAL ÖZ ve güzelliklerine dair…

Sayın Murat GÜLSOY’u Can Kitap evinde tanıdım ve “Büyübozumu: Yaratıcı Yazarlık” kitabını aldım.

Sayın Asuman KAFAOĞLU BÜKE ile Can Kitap evinde tanıştım ve söyleşi yaptım.

Can kitap daha bir çok değerli insanı yaşamıma kattı.

http://www.tulaycellek.com/tulay/eser.asp?id=547

ÇEŞİTLİLİĞİN YAŞAMINDA RENKLENMEK

…….Can kitapevinde, yazarın içtenlikle ilk yazdığı kitabı, tekrar yazmak gereksinmesi duyduğunu söylemesine duygulanırsınız……

…..Geçen cumartesi Can kitapevinde, “Yüzyıllık Yalnızlık” romanına hayran kaldığım ve herkese önerdiğim, Gabriel García Márquez ile ilgili bir toplantı vardı………

***

http://www.tulaycellek.com/tulay/eser.asp?id=430

GÜNCEMDEN…

28 Mart Pazartesi
Cumartesi günü daha doğrusu akşamı, Cumhuriyet Kitap ekinin editörü Sayın Turhan GÜNAY' ın Can Kitapevinde Türk yazarların kaleme aldığı çok sayıda “Mike Hammer” kitabı hakkında gerçekleştireceği söyleşisine katıldım………………

***

http://www.tulaycellek.com/tulay/eser.asp?id=474

GÜNLÜK
…………………..Can Kitapevine. Bu haftaki konu: "Bilinçdışı ve Edebiyat" Konuklar: Levent METE ve Yankı YAZGAN. Levent Mete’nin “Rika’nın Beyninde” adlı son romanını tartıştılar. Sayın YAZGAN “kolaylaştırıcı” olacağını söyledi.

***

http://www.tulaycellek.com/tulay/eser.asp?id=488

GÜZELLİKLERLE DEVAM EDEN…

………..Can kitapta, “Don Kişot” üzerine güzel bir söyleşi vardı, Sayın Murat BELGE ve Sayın Jale PARLA’ nın katıldığı……………….

***

http://www.tulaycellek.com/tulay/eser.asp?id=552

KÜÇÜKLER, BÜYÜKLER, SEÇİMLER, ELLER

…………Can Kitapevindeki, “Eleştirmenler ve Edebiyat Dünyası” toplantısına gidemedim…………………

***
http://www.tulaycellek.com/tulay/eser.asp?id=533

SİNEMA İLE EDEBİYAT ARKADAŞLIĞI

……………..Can yayınlarındaki söyleşisinde sinema eleştirmeni Sayın Mehmet ACAR’da söyledi. Tabii ayrıntıya girerek, film ve romanlardan örnek vererek. Bir ara Kafka’dan bahsetti. Bu konuda bir filme gittiğimi söylediğimde, anımsattığım için teşekkür etti. Gittiğim film Kafka’nın tüm eserlerinden esinlenerek bütün olarak Kafka’yı yorumlayan ilginç bir çalışmaydı. Kafka’nın Dava’sı aklımda çok kalmıştır………….

***
http://www.tulaycellek.com/tulay/eser.asp?id=555

SÜRPRİZ…

…………Can kitapevine ilk defa bir Dr. arkadaşım da geldi ve benim gibi memnun ayrıldı oradan. Bir başka arkadaşımla da orada karşılaştık. Can kitapevinde, önümüzdeki……………..


……………………………..“Can Yayınları, doğumunun 90. yılında Azra Erhat’ı anıyor..............................................................................................................

Türkiye’de hümanizma kültürünün yaygınlaşmasında Sabahattin Eyüboğlu ve Halikarnas Balıkçısı gibi öbür…………………..

***

http://www.tulaycellek.com/tulay/eser.asp?id=618

TATİL YAĞIYOR

…………..Can Kitapevine gittik, çok az kalan arada birer kapiçino içerek. Ama Can’ daki söyleşiden sonra tatlı yemeği ihmal etmedik her zamanki gibi………………………………………………………..

…………………………………………………………………………“'Aslan Asker Şvayk' Türkiye'de, Çek yazar Yaroslav Haşek’in Aslan Asker Şvayk’ı 1960’lardan günümüze ülkemizde birçok kez sahneye………………………………..

***

http://www.tulaycellek.com/tulay/eser.asp?id=461

YAĞMURDA TATİL

……………Hemen bilgisayarı kapatıp fırladım. Çünkü 18oo de “Can Kitap” ta Sayın Asuman KAFAOĞLU BÜKE’yi dinleyecektim…Asuman hanımın çok hoş bir anlatım tarzı var. Güler yüzlü…………………

***

http://www.tulaycellek.com/tulay/eser.asp?id=482

YAŞAMDAN…

………………..Oradan çıkıp acel acele yemeğimi yedim ve Can kitapevine koşturdum. Sayın Feyza HEPÇİLİNGİRLER ve ilk defa dinleyeceğim Sayın Nemciye ALPAY’ ın “Medya’da Türkçe” konulu konuşmaları vardı………………………


Yazabilirsiniz, bu bir duyarlılıktır, sorumluluktur, marifettir. Bir marifet de bu kadar farklı alanlardan insanı son yolculuğunda buluşturmaktır. İnce insan olan yazarlar, sanatçılar için bu harika. Mertliğine sağlık güzel insan Erdal ÖZ…

10 – 05- 2006 / İSTANBUL

Tülay ÇELLEK

Yıldız Teknik Üniversitesi
Sanat ve Tasarım Fakültesi
Sanat Bölümü







Tülay ÇELLEK








<< Geri Dön [Okunma: 3435 ]


[ Yukarı çık ]    



© Her hakkı saklıdır.