Ankara’dan bir telefon; “sizi Yaman ÖRS hocayla tanıştıracağım.” Ses hocasının onurunu, övüncünü, gururunu taşıyordu. Aslında kendime çok yakın, tanıdık bulduğum yazılarından tanıyordum Yaman ÖRS hocayı. Bilimselliğinin yanında felsefi yapısını tanıyınca, şiirsel tavrını kendime çok yakın bulduğum hocam benim için asla emekli olamaz. Başka bir yaşam biçiminde yazılarıyla, çalışmalarıyla bize ulaşacaktır. Umudum hiçbir zaman tükenemez. Çünkü o akademisyenliği salt alanın araştırısı olarak almamış eğitimin de sorunlarına eğilmiştir. Eğitimci-akademisyen olmak budur işte.
www.universite-toplum.org editörlerinden Prof. Dr. Kadri YAMAÇ Beyle yaptığımız bu telefon konuşmasından sonra “Üniversite ve Küreselleşme” başlığını taşıyan sempozyuma dinleyici olarak katılmak üzere gittiğim Ankara’da çok sıcak karşılandım. İlk defa karşılaştığım Prof. Dr. Yaman ÖRS hocanın sevecen, dostça tavırları hemen kaynaşmama neden olmuştu. Yönlendirmeyi, motive etmeyi çok iyi biliyordu. Yaptığı açılış konuşmasında da bunlar dikkatimi çekmişti. Salt panel konusunun özelinde kalmadan, çevre, felsefe, sorumluluklar, organizasyon ve yapılması gerekenler üzerine güzel bir söylev verdi.
Bilim ve Bilimsel Felsefe Çevresi’nin Yıldız Teknik Üniversitesinde gerçekleştirdiği “Üniversite ve Akademik Etik” adlı toplantıya geldiklerinde Yaman ÖRS hoca yine disiplini, yapısındaki organizasyon tarafını hemen gösteriverdi. Sempozyum bittiğinde, bana “toplantı yapabileceğimiz bir yer gösterebilir misin,” dedi. Evet hazır Ankara’daki grup bu vesileyle bir araya gelmişken hemen bir toplantı yapmayı gündeme getiriverdi. Nasıl yaratıcılığın yeri ve zamanı yoksa, ÖRS hoca da koşulları hemen değerlendirme gibi bir tavra sahipti. Ankara ya da İstanbul olmuş farketmez. Önemli olan yapacaklarının yaşam bulmasıydı. Grup toplantıyı açık havada istedi, bahçede olabilirdi. Ama ÖRS hoca yanaşmadı. “Hayır, sessiz, sakin, özel bir yer olmalı. Rahat tartışabileceğimiz, kimsenin bizi rahatsız etmeyeceği ve de bizim kimseyi rahatsız etmeyeceğimiz bir yer olmalı,” diye ağırlığını koydu. Ben de onları doktora salonuna götürdüm. Sanırım toplantının tek serbest tarafı getirdiğim çaylardı. Örs hoca sıkı bir toplantı yaparken ben de eşleriyle bahçede oturmuştum.
Tanıdığıma çok sevindiğim, gurur duyduğum hocam Sn. Prof. Dr. Yaman ÖRS’e saygımı, takdirlerimi anlatmayı sözcüklere sığdıracak durumda değilim. Ama başta şiirselliği beni çok etkilemiştir. Derste, kitapta edinilenlerin yaşama ırmak olup akmasını sağlayan Hocam, sohbetleri yönlendirmeyi her yerde yapmış. Yaşama soluk olmuştur.
|