Seminerlerime, “nasıl görürüz, ne ile görürüz?” Sorusuyla giriş yapıyorum. Çünkü “ışık” konusuyla başlıyorum yaratıcılığın yaşamına. Ve en sevdiğim fotoğraf tanımı, fotoğraf yorumu; “ışıkla resim çizmektir.”
Gözle görürüz
Yürekle görürüz
Beyinle görürüz
Işıkla görürüz
Duygularımızla görürüz
Seçerek görürüz
Dokunarak görürüz…
Bresson’la görürüz
Fotoğrafla görürüz
Resimle görürüz
Karikatürle görürüz
Müzikle görürüz
Şiirle görürüz
Vücudumuzla görürüz…
Görme biçimleri ( John Berger ) çok çeşitli, insana göre değişiyor.
Henri Cartier-Bresson’da gözlerimizden biri. Hem de en önemlilerinden... Bize “gösteren” değerli bir fotoğraf ustası. Bir yaratıcı. Tüm çağlara damgasını vuran, vuracak olan bir değer. Çok çalışkan ve fotoğrafları dünyanın çeşitli yerlerinde insanlarla buluşan bir sanatçı.
Fotoğraf belgesel bile olsa, salt yalın gerçeği tekrarlayan bir tekniğin adı değildir, yalnızca onda. Aynı zamanda fotoğrafları bir roman, bir şiirdir, bir tarihtir, bir değişimdir, bir dönüşümdür...
Çocukluk, yaratıcılığın hazinesi…
Çocukluk, hayallerin dünyası…
Çocukluk, başlangıçların çağı…
Mozart ve bir çok sanatçıda olduğu gibi Bresson’da ilgi ve yeti alanı olan fotoğrafa çocukluğunda sarılmış. Ve yaşamını değiştiren Leica dünyada yerini aldığında da adeta bir devrim yaşamış. Bu fotoğraf makinesinin küçük olması; insanları rahatsız, tedirgin, poz verir halde fotoğraflamaktan çok öte başarılara imza atma nedenidir.
Çekeceği sahneleri önce resimleyen, suluboya çalışan Akira Kurusawa unutamayacağım film yönetmenlerindendir. Sanatın bir alanına ilgi duyan, diğer alanlarıyla da ilgilidir mutlaka… Bresson’da resim yapmayı hiç bırakmayan nadir insanlardan biridir. Benim inancım da, fotoğrafla ilgilenen herkesin iyi bir resim sanat tarihi bilgisine sahip olmasıdır. Resmin görsel yanından da, bilgi yanından olduğu gibi zenginleşmesi gerekir, eline fotoğrafi malzemelerini alan herkes.
Bresson fotoğrafları bana başta fotoğraf tadı verdiği kadar resim ve grafik tadı da verir. Çizginin, lekenin, dokunun dansı olan fotoğrafları olağanüstüdür gerçekten. Özellikle doyumsuz bir grafik lezzeti aldığım 1933 de Madrid’ te çektiği hatta sonraki yıllara ait taklitlerine, benzerlerine rastladığım fotoğrafı dünya döndükçe yaşayacaktır derinliklerimizde…
Dünyada hep savaş var, öyle ya da böyle… Ara Güler gibi kendine, “fotoğraf muhabiriyim” diyenler sanatın dilini iyi kullandıkları için, bu çerçeveler içine sığamazlar. Tabii çekilen, sunulan her şeyin özü, konusu da önemlidir. Savaş fotoğrafçısı Robert Capa’ yı unutmamız mümkün değildir. Bizde Coşkun Aral’ın savaş fotoğrafları yüreği delip geçer. Tüm dünyayı gezerek dönemin karmaşasını, savaşını bizlere taşıyan Bresson’da yaşamımızın her an bir parçası olarak varlığını devam ettirecektir benliklerimizde...
Fotoğrafları Louvre müzesine giren ilk fotoğraf çalışanıdır. 1947'de Robert Capa ve David Seymour gibi fotoğrafçılarla birlikte kurucusu ve ilk başkanı olduğu Magnum şirketi dünya fotoğraf pazarını yönlendirmiş ve bir önder rolü oynamıştır..
Fotoğrafta insan hep önemli bir öge olmuştur. Ama onu, nasıl sunmak gerekir? Onları nasıl yaşamın bütünlüğü içinde göstermek lazım? İnsanları yaşamla anlamlı bir ilişki kurmasını göstermek; Bresson’un işiydi fotoğrafta. O zaman insan daha bir özellik kazanıyor. Yaptığı ile birlikte hafızalarımıza işliyor bir kızın çeyizi gibi, sandığındaki dantelleri gibi, umutları, rüyaları gibi…
Çok etkilendiğim birkaç fotoğrafı;
• Pont de I’europe, Paris, France, 1932
• Notre-Dame, Paris, france, 1953
• Tarascon, France 1959
• Madrid, Spain, 1933
• İstanbul, Turkey, 1964
Fotoğraf, görmektir.
Fotoğraf, düşünmektir.
Fotoğraf, anı durdurmaktır.
Fotoğraf, soluk almaktır
Fotoğraf, sevinçtir.
Fotoğraf, hüzündür.
Fotoğraf anlamaktır, anlamaya katkıdır, yardımcıdır.
Fotoğraf, bir dışavurumdur
Fotoğraf, bir ifadedir.
Fotoğraf, sessizliği çığlığa çevirmektir.
Fotoğraf, özgün olmaktır.
Fotoğraf özgürlüktür.
Fotoğraf bir yaşam biçimidir.
Fotoğraf Bresson’dur…
***
Henri Cartier – Bresson Europeans – Jean Clair / Thames and Hudson - 1998
http://www.henricartierbresson.org/
29 – 01 - 2006 / İSTANBUL
http://www.tulaycellek.com
tcellek@yildiz.edu.tr
|