YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
GRAFİK TASARIM – GRAFİK ATÖLYE DERSİ
İNSAN KAYNAKLARINI GELİŞTİRME MERKEZİ
KİTAP KAPAĞI TASARIMI
İKGM BROŞÜR KAPAĞI TASARIMI
YARIŞMASI
26 – 01 – 2006
ÖDÜL ALANLAR
1. Fatma ATAGÜN
Eğitim Fakültesi
Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü
2. Talha KÖSEN
Eğitim Fakültesi
Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü
3. Ahmet Burak BİRİCİK
Elektrik - Elektronik Fakültesi
Elektrik Mühendisliği
MANSİYON
Onur Ercan KILIÇ
Makine Fakültesi – Gemi İnşaat Mühendisliği
Mustafa ELGÜN
Eğitim Fakültesi
Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü
JÜRİ
Prof. Dr. Mehmet ÖZER - MÜ Güzel Sanatlar Fakültesi
Öğr. Gör. Tülay ÇELLEK - YTÜ Sanat ve Tasarım Fakültesi
Öğr. Gör. Mehmet ÖNDER-YTÜ İnsan Kaynaklarını Geliştirme Merkezi, Bşk.
KİTAP SEVGİSİ
ARAŞTIRMA YAPMA ÜZERİNE…
Kitap okumayı sevdirmek nasıl başlamalı?
Edebiyatçı dostlarımdan ve kitap sevgisi taşıyan bir çok tanıdığımdan duyduğum ve benim de katıldığım; çocuğun yastığının altında - yanında kitap olmalı. Görmeli, dokunmalı, ona kitap okunmalı…
Kitap okuma alışkanlığını nasıl kazandırmalı? Tabii kazandırmak kadar devam ettirmek de önemli… Bu anlamda okullarımıza çok iş düşüyor. Ama ondan önce yazarlarımıza ve okullarda okutulacak, tavsiye edilecek kitapları saptayanlara çok daha fazla iş düşüyor… Türkçe kitaplarımızda ne kadar günün yazarları yer alıyor? Hangi yapıtların, metinlerin önceliği var?… Bunlar kitaba gereksinme duyurmanın önemli nüveleridir.
Grafik Tasarım dersimde mutlaka “kitap kapağı tasarımı” yaptırıyorum. Tabii okudukları bir kitabın kapağını yeniden tasarlamak durumundalar. Bu sene ilk defa afiş yerine kitap kapağı – broşür kapağı tasarımında yarışma yaptık dersimi seçen öğrenciler arasında. YTÜ İnsan Kaynakları Geliştirme Merkezini tanıtan bir kitapçık. Daha önceleri verdiği kursları tanıtan afişler yaptırıyorduk.
Kitap kapağı tasarımı konusunun ilk dersimde öğrencilere, “neye dayanarak kitap aldıklarını – seçtiklerini” soruyorum. “Okuduğum, duyduğum eleştirilere göre,” diyenler çoğunlukta oluyor her zaman. Tavsiye çok geçerli, kitap almaları için. Yazara göre kitap alanlar var. Ve arka kapaktaki metinden etkilenebildiklerini söyleyenler de oldu.
Çok az da olsa kitap kapağındaki tasarıma göre alanlar çıktı. “Unutamadıkları kitap kapağı tasarımlarını” sorduğumda yine az da olsa hemen anımsadıkları, unutamadıkları hatta beyinlerine iyice kazınmış kitap kapakları oldu. Tasarım olarak iyisi daha çok, ama kötü olarak uslarında kalanlar da var.
Yayınevlerini sordum. O konu üzerinde pek durmadıklarını fark ettim. Hatta konuyla ilgili saydamlar gösterdikten, kitap kapakları tasarımları üzerinden fikir ürettirdikten ve eleştirilerini aldıktan sonra çizime geçildiğinde özellikle , “kitabın adı, yazarın adı ve yayınevinin adı yazılacak,” dediğimde sayı az da olsa yayınevini unutabildiklerini gördüm. Halbuki yayınevi çok önemli.
Ama bunlardan daha önemlisi çok zeki, eleştirel bakışı oldukça iyi olduğu, hatta alan dersleri çok başarılı olduğu halde kitap okuma alışkanlığı olmayan öğrencilerimiz var ne yazık ki. Fakat bunun yanında çok iyi okuyan, alanının dışında özellikle felsefe ve mitoloji ile ilgilenen öğrenciler var. Çok iyi öykü okuyan ve öykü yazan öğrencilerimiz de var.
Bir dikkatimi çeken de fantastik kitap okuru olmaları… Hatta derse okudukları kitapları getirerek katkı veren öğrencilerim oldu. Onlara teşekkür ediyorum. Kitap kapağı tasarımında salt yazı değil, resim-biçim-form da istedim. İkisinin ilişkisi önemli- yazı ve resmin ilişkisi çok önemlidir gerçekten. Resmi çok fazla öne çıkartıp yazıyı eskize eklemeyen öğrenciler olabildi. Tabii bu, aldıkları eğitimle, altyapılarıyla ilgili bir olay. Öğrencilerimin zeki ve yetenekli olduklarından şüphem yok. Bu durumda eğitim sistemimize bakmak gerekiyor. Zekiliği, yeteneği harcamak ya da değerlendirmek, geliştirmek, işte bu eğitim siteminin işi. Resimle yazı arasında çok güzel estetik ilişki kuran öğrencilerim oldu. Kitabın içindeki olayları kapağına çok başarılı bir şekilde taşıyan, yorumlayan öğrencilerim var.
Kitap, insan gibidir bana göre...
Onunla birlikte olduğumuzda mutlu olabileceğimiz, gülümseyebileceğimiz ya da hüzün taşıyabileceğimiz kitaplar olmalı yaşantımızda. Yaratılarımıza katkı verecek kitaplar olmalı kütüphanelerimizde. Karşılıklı konuşabileceğimiz, iç diyalog kurabileceğimiz, bizden bir şeyler bulabileceğimiz, üzerinden hayaller kurabileceğimiz kitaplar olmalı. Biz de fikirler oluşturacak, benliğimizde yazma hevesi uyandıracak kitaplara sahip olmalıyız.
Her türlü bilgi alışverişinde bulunacağımız, sindirerek okuyabileceğimiz, beynimiz kadar, ruhumuza da hitap edecek arkadaşımız, dostumuz olabilecek kitaplarımız olmalı. Paylaşımlarımızın, tartışmalarımızın odak noktaları olmalı kitaplar… Kitap okumayı bir şenlik kabul etmeli, yaşamın zevki olarak nitelemeliyiz sevgili kitapları…
Ve araştırma… Eğer çok kitap okursak, bir konuyu bir kişiden, bir kitaptan değil de, çok kişiden, çok kitaptan yaparsak kendi söylemimizi, kendi fikirlerimizi oluştururuz. O nedenle araştırma yapmak önemlidir. Ama ondan önce çok kitap okumak gerekir.
Herkes değerlidir… Öğrenciler özeldir… Sevginin, güzelliğin, iyiliğin paylaşıldığı yerde; kitaplarda buluşmak umuduyla…
27-01-2006 / İSTANBUL
|