Tülay Çellek
  Mavi bir günaydın yolluyorum sabahına
Yüreğimin sıcaklığını da gününe...
 Sending a blue ‘bonjour’ to your morning,
And the warmth of my heart to your day…
 Tülay ÇELLEK


Ana Sayfa
Yazılar
Şiirler
Poems
Söyleşiler
Tül'den Yansımalar
Resimler
Art
Fotoğraflar
Photograph
Karikatür / Çizimler
Cartoon / Drawings
Tasarım
Design
Tipleme
Character
Barış
Peace
Gerze
Ders Notları
Lesson Notes
Özgeçmiş
Autobiography/cv
Belgeler
Duyurular
Değiniler
İletişim
Contact

Yayın Tarihi: 9.8.2005  

BULUŞMAK


BULUŞMAK


BULUŞMAK




Buluşmalar adına ne çok yazılacak yazı var, günlük var, gülümseme var…

Nereden başlamalı?
Foça buluşması…
Sayın İdil BİRET buluşması…
“Akşam Sefası” buluşması…
Kahvaltı buluşmaları; hani memleket içki sofralarında da kurtulurdu… Şimdilerde kahvaltı revaçta…
Oğuz ARAL buluşması…
Kitaplarla buluşma…
Ada şenlikleriyle buluşma…
Çocuklarla buluşma…
…………………….

ESKİ FOÇA’DA YENİ YÜZLER, YENİ DOSTLUKLAR

“Sanal Olmayan…”

Sevgili Müge Hanımın coşku dolu buluşma yazısını okudum, gülümseyerek… Yine de buluşmalara Foça’dan başlamak istedim…

Yaz mevsimi, sahil evlerinin en hareketli anlarıdır. Gelen gidenlerin arasında benim de yerim oldu bu yaz, Eski Foça’da. Hiç kimsenin yazlığına gitmeyen ben zincirlerimi kırmıştım, son yıllarda yaşadıklarımın da etkisinde kalarak… Evlerinde buluşma organizasyonunu üstlenen sevgili sevimli Nurdan Hanım, Çarşamba gelebileceğimi bildirmişti telefonda. Pazartesi yıllık izne çıkıyordum. Bu yıl iznin başında bir değişiklik yapmaya karar vermiştim. Hazır oralara kadar gitmişken her zamanki huyumdan vazgeçemedim. Bir sokağa girersem tüm tanıdıklarıma selam veririm. Buraya gelmek, bir kişi amaçlı olsa bile … Nitekim İzmir’de üç arkadaşım vardı. Biri sınıf arkadaşım 29 yıldır ilişkimi kesmediğim, diğeri arada görüştüğümüz sınıf arkadaşım, bir de İAGSL den bir başka arkadaşım… Özellikle Nurcan hanımla, Fatoş hanımı tanıştırmak istiyordum uzun süredir. Kendilerine de bahsediyordum durmadan. İkisine de geleceğimi bildirdim. Fatoş hanımda kalacaktım. Ve buluşma organizasyonu isteyecektim. İkisinin de nerde oturduğunu bilmiyorum. Fatoş Hanım İzmir’in bir kenarında oturduğunu söylemişti. Telefon konuşmalarıyla Nurcan hanımla buluşma kararı alındı ve Nurcan hanım önce Fatoş hanıma geldi. Ve koca İzmir’de aynı semtte, birbirlerine çok yakın evlerde oturdukları ortaya çıktı. Ertesi gece de Nurcan hanımlara gittik. Bir de gündüz diğer arkadaşla kısa bir buluşma gerçekleştirdikten sonra biraz İzmir’i dolaştık, o sıcakta. Kalmam önerildi ısrarla ama benim aklım fikrim çarşamba günü Foça’da gerçekleşecek olan “büyük buluşma” da idi. Asla erteleyemezdim.

Hiç görmediğim, ilk defa göreceğim yerler beni çok etkiler. Üstelik böyle şeyleri severimde… Son yıllarda ısrarla değişik tatlar üzerinde de durur oldum. AE nin Sayın editörü tarafından karşılandım son durakta… Çok şirin bir eve getirildim ve çok sevimli bir hanım tarafından karşılandım.

Murat bey ailesi ve sevimli torun Ayçelen, arkasından çok cana yakın Müge hanım ve ailesi beni karşılayanlar arasındaydı… Müge hanımın kendi gibi son derece zarif olan iki çocuğu; oğlu ve kızı en az Ayçelen kadar dikkatimi çekti. Kızı ve oğlu resim yapıyor. Oğlu pek sergilemeye hevesli görünmüyor, çekinik yapısı nedeniyle sanırım. Kızı anneyi çizmiş. Gerek o resminde, gerekse diğer resimlerinde çizdiği figürler kendisi gibi sevimli. Birer öykü kahramanı olabilirler bu halleriyle. Nitekim annesinin bu tarafını da iyi yakalamış: sevimliliğini. İnsanlar kendilerini çizerlermiş. Resimlerinde kendi tatlılığı çok iyi yansımış. Çok güzel geçen bir zaman dilimi oldu doğrusu benim için. İçimden durmadan, “iyi ki gelmişim,” sözleri geçip durdu o kısa sürede… Vedalaşma anında, “doymadık birbirimize,” diye de düşündüm ve tekrarını diledim. Yeni insanlar benim için yeni bir dünya, yeni bir bilgi, yeni bir duyarlılıktır… Bu nedenle çok mutlu olurum.

Evi çok sevdim. Açık mutfak… Buluşmadan beri bizi çok güzel yemekleriyle besleyen evin şirin hanımı, duvarda kitaplar, tablolar ve gözümüzdeki muazzam AE karargahı… Yüzyüze gelmenin yararlarından biri de fotoğraf yarışması düzenlemeye karar verilmesi. Sayın Ara GÜLER adına ödül konması. Tabii jüriyi ayarlamak bana düştü. Severek yaptım. Konuyu da çok güzel bulmuşlar, bayıldım…

İlk defa gördüğüm Eski Foça’yı çok beğendim. Akşam yürüyüşleri yaptık. Çok severim. Ama zaman zaman da içim burkuldu. Çünkü bu yürüyüşleri Gerze’de aynı saatlerde, aynı zaman diliminde annem, babamla da yapardık. Onları, oraları anımsayıp çok hüzünlendim. Ve yüreğimde özlemlerini hissettim okyanus büyüklüğünde. Fakat böyle zamanlarda insanın dostları olması ne güzel. İşte kendilerine belli etmediğim bu anlar, onlar sayesinde kabusa dönüşmedi. Turgay beye ve eşine ne kadar teşekkür etsem azdır. Çok özel insanlar. Ben de onları tanımaktan ve birlikte olmaktan çok mutluyum. Bir de denizi özlemişim. Bir yıl önce tatile giderken geçirdiğim trafik kazası nedeniyle denize girememiştim. Deniz kenarında yürümeyi de çok severim. Onları yaparken gerçekten çok mutluydum. Hiçbir şeyim aksamadı üstelik. Kitabımı okudum, haberleri dinledim ve her gün internete girdim. Bir de yazar arkadaşlarıyla tanıştım. Jüriye onu da aldık. Dolu dolu bir insan. Bir sürü ortak tanıdıklarımız çıktı. Yiğidim İstanbul’umda gündemde kaldı böylece…

Ve her güzel şey gibi o da, sayılı günler de dolduruldu. Ama olsundu, güzel anılarla, harika paylaşımlarla ayrılıyordum. Önemli olan buydu…

09 – 08 – 2005 / İSTANBUL

Tülay ÇELLEK








<< Geri Dön [Okunma: 3515 ]


[ Yukarı çık ]    



© Her hakkı saklıdır.