ÇOCUĞUN YAŞAMINDA TİYATRO
Öğrenme yolları çeşit çeşit. Çünkü insanlar farklı farklı…
Sanat bir yaşam tarzıdır…
Tiyatro bir yaşam biçimidir. İnsan kendisini ve karşısındakini görür üstlendiği rol vasıtasıyla. Gözlem de buna katkı olur. Bir karaktere bürünmek, diğer karakterlere bakmayı öğretir ve zenginleştirir. Çocuk, böyle de öğrenir dünyayı, insanları, iletişimi.
İzlemek çocuk için oyundur, büyük için bilgi iken. Ama yaratıcılığın ilk basamağı olan oyundan neler çıkmamıştır ki; sanat, bilgi, bilim her şey. Yaş küçüldükçe hareket büyük olur. Tıpkı yaşı küçük çocuklara resim çizmek için büyük kağıt verilirken, yaşı büyüdükçe kağıdın ters orantılı olarak küçülmesi gibi. O zaman küçük yaştaki çocuklara tiyatral bir tavır, bol harekelilik ve renklilik getirmeli. Büyüdükçe daha toplumsal konular ağır basabilir.
Tiyatro çocuğa şekil verir. Kişiliğini oluşturur ve zihinsel gelişimini sağlar. Hayal dünyasını zenginleştirir. Düşlerini gerçek yapma olanağı tanır. Bu iki taraflı olur; hem sahnede, hem de izlerken yaşadıklarından dolayıdır. Biriken enerji, tiyatro yoluyla sağlıklı bir şekilde yaşam bulur. *İAGSL de iken çok yaramaz, bir o kadar da yetenekli birkaç çocuğumuza tiyatro ilaç gibi gelmişti. Yoksa enerjileri gereksiz şeylere-yerlere harcanacaktı.
Burada çocuğa salt rol vermekle kalmayıp, dekordan ışığa kadar onların fikirlerini, görüşlerini alınmak gerekir. Sadece rol yapan değil, yaşayan hale getirilmeli çocuk. Eleştirmesine olanak tanınmalı. Böylece hem eğitim, hem eleştirel bakması hem de yaratıcı tarafı aynı anda gelişebilir - verilebilir tiyatro vesilesiyle. Tabii seçilen konu ve veriliş, sunuş biçimi de çok önemlidir. Sahne, korkuların yenilmesine kadar ilaç olan bir mekandır, bir sihirli ortamdır. Çocuğun empatik düşünmesi sağlanabilir. Zihinsel, duygusal gelişim kadar, toplumsal gelişim de oluşur çocukta, tiyatro çalışmaları sayesinde. Estetik duygu bu yolla verilir. Çocuğun hareket gereksinmesi tiyatro çalışmalarıyla anlam bulur.
Çocuk tiyatroları sevgi ortamının güzel yeridir. Bedeni tanıma yeridir. Umutların, hayallerin, beklentilerin yaşandığı bilgi evidir tiyatro. Çocuğa oyun yeri. Hareket etme yeri. Çocuğun kurduğu dünya yeri. Hatta uzay yeri. Düşlerinin yeri. Bedenini kullanabildiği ve öğrenebildiği yerdir . Oyundan çıkan sanat, oyundan çıkan tiyatro, dans, müzik, resim…Tiyatro bir ulaşım yeri. İzleme ve izletme yeri. Doyum yeri; midenin olduğu kadar beynin, ruhun…Yıldızların yeri. Mutluluğun yeri. Heyecanın yeri. Bahçenin, çiçeklerin, çimenlerin yeri. Renklerin yeri. Mavinin sonsuzluğunda yaşanan yer. Kırmızının titreşiminde hoplatan, sıçratan yer, yeşilin rahatlığında, eflatunun düş dünyasında dolaştıran yer. Bulutlara ellerin uzandığı yer. Geçmişin, bugünün ve yarının yeri… İnsan, çocuk var olduğu sürece ölümsüzlüğün yeri tiyatrodur. Bir tatil yeri, sonsuz bir okyanus, bereketli bir toprak üzerinde oynanan rollerle aynı zamanda sahne bir ışık yeridir. Teknolojinin araya girmediği, sahnedekilere uzandığınızda dokunuvereceğiniz yer. Oturduğunuz koltukta sahneye fırlama hakkınızın olduğu yer. Böylece role karışma şansınızın olduğu yer. Hiçbir şey yapamasanız bile alkışla katılabileceğiniz, paylaşım yaşayabileceğiniz bir yer, güzelim tiyatro. Bir şenliktir tiyatro. Kimliklerin, kişiliklerin kurtarıldığı yerdir tiyatro. Kültürel altyapının oluşturulduğu, sevginin, ortaklaşmanın, imecenin filizlendiği yerdir. Dili kullanmanın yeridir tiyatro… Mimikleri yaşamanın yeridir. Bazen de oyuncuların sizi tiyatroya - oyuna kattığı yerdir.Yaşamın her alanının yeridir. Kısacası var olmanın yeridir.
Bunlar için çocuk psikolojisinin ve gelişim evrelerinin iyi bilinmesi gerekir. Aksi takdirde tiyatro da zarar verebilir yetişmekte olan çocuğa. Onu İncitebilir. Deneyim çok önemlidir. Çünkü kitabi bilgileri taçlandırır. Çocukları tiyatro yoluyla da eğitelim derken slogan haline dönüştürmek faydadan çok zarar verir.
Amaçlar çok önemlidir. Bu bağlamda Çocuğun üzerinden büyüklere tiyatro yapmamak gerekir. Nitelik ve nicelik önemlidir. Oyun, sevgi, paylaşım üzerine çok şey yapılabilir. Çocukları büyüklere uyumlu hale getirmek yerine, yaratıcılıklarını ortaya çıkarmaktır aslolan. Yaşayıp bitirdiğimiz çocukluk dönemine tiyatro vesilesiyle dönerken, bakış açımızın büyüklük dönemiyle çakıştırılmaması gerekir. Yıllar önce bir sinemaya gitmiştim. Kamera çocuğun boyunda tutulmuş. Hep görülen ayaklar, bacaklardı. O zaman onu daha iyi anlıyorsunuz. Neyi, nasıl, ne kadar görebildiğini daha iyi fark ediyorsunuz. Mirasımızı bu anlamda tüketmemek gerekir. Betona değil toprağa dikerek yeşertmek, geliştirmek varken çocuğu.
Günlük yaşamda evcilik oynamak. Bunu sahneye taşımak doğalında olduğu gibi… Bir çocuğun oyundan, sorumluluğa yükseltilmesi bu anlamda olabilir.
Tiyatro diğer sanat dallarını da kapsadığı için çok zengin bir sanat alanıdır. Bu zenginlikte çocuk yerini sağlıklı bir şekilde aldığında, verilerini düşünmek ne büyük mutluluktur. Resim; görsellik, müzik; dil-duysallık, bedeni kullanma; dans-hareket, yeniden kurgulama, yöneticilik vb. bu zenginlik içinde yerini alır. Ve tiyatronun yaşı yoktur, çağı yoktur. Çünkü hepsini içine alan sınırsız bir alandır.
Büyüklerin tiyatrosuyla mukayese edildiğinde çocuk tiyatrosu çok zordur. Gerçeğin acı tekrarı yerine, hayal güçünü geliştiren ve eğlendiren, eğlendirirken öğreten olabilmeli çocuk tiyatrosu. Hele günümüzde oyun alanları elinden alınmış, kurslarla çocukluk çağı çalınmış çocuklar için, tiyatro tam bir yaşam yeridir. Sevi alanıdır, mutluluk yeridir.
O halde tiyatro yaşamın her yerine, her devresine girmelidir. Okulda, okul dışında her yerde yaşamı yeniden kurgulamak güzel olacaktır sevgiyle…
30-06-2004 / 30-11-2004 – İSTANBUL
Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Sanat Bölümü
Öğretim Görevlisi
|