Etikle ilgili yazılar okuyor, konferans ve panellere katılıyorum. Buralarda etiğin içeriği, yüksek lisans ve doktora tezlerindeki aşırmalara dayandırılıyor çoğu kez. Bence, bir öğretim elemanının derse girmemesi ve ders dışında öğrencilerle ilgilenmemesi de bir o kadar etikle ilgilidir. Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Öğrencinin kişiliğini hiçe sayıp kendisine çevirme cabası da dürüstlükle ilintilidir. Yaratıcılığı arka plana bırakıp salt eskiyi ve gördüğünü yinelettirmekte. Eğitim kurumlarını maaş ve ünvan için kullanmakta aynı kapıya çıkar. Eğer yöneticiyse elemanlarını motive etmek ve oradaki verimi artırmak yerine sadece kendi güdülenmek dürtüsüyle yaşayan ve dolayısıyla salt çalışmayan iltifatçılara yarayan, bulunduğu kurumun kalitesini düşüren idarecilikte etik kapsamındadır. Çünkü bu arada gerçek değerler, dürüstler, birikimi olanlar harcanacaktır. Aslında bu tarz, öncelikle yapanı yıpratır. Bumerang gibi kendine döner yatırımlar.
Etik kavramı gerçekten geniş bir alana yayılıyor. İnsan ilişkilerindeki riyakarlık, samimiyetin laubaliliğe dönüşmesi, yardımlaşmanın kullanılmaya çevrilmesi, özgürlüğün laçkalık, disiplinin despotluk olması vs. gibi...Yani salt bilim ve sanat alanında üretilenlerin kopyasında sınırlanmıyor.
Ama umut tükenmez. Bunlardan rahatsızlık duyanlar olduğu sürece aydınlık hep var olacaktır. Yaşam dürüstlükle yeşerir. Yüreklerde dürüstlükle çiçek açar. Işık etikte kendini gösterir. Karanlıklardan korkamayız, mücadele sürdüğü sürece...
|