Tülay Çellek
  Mavi bir günaydın yolluyorum sabahına
Yüreğimin sıcaklığını da gününe...
 Sending a blue ‘bonjour’ to your morning,
And the warmth of my heart to your day…
 Tülay ÇELLEK


Ana Sayfa
Yazılar
Şiirler
Poems
Söyleşiler
Tül'den Yansımalar
Resimler
Art
Fotoğraflar
Photograph
Karikatür / Çizimler
Cartoon / Drawings
Tasarım
Design
Tipleme
Character
Barış
Peace
Gerze
Ders Notları
Lesson Notes
Özgeçmiş
Autobiography/cv
Belgeler
Duyurular
Değiniler
İletişim
Contact

Yayın Tarihi: 13.9.2011  

YARATICI DURUŞLARDA FARKLILIKLARI BULUŞTURMAK…


YARATICI DURUŞLARDA FARKLILIKLARI BULUŞTURMAK…


YARATICI DURUŞLARDA FARKLILIKLARI BULUŞTURMAK…


YARATICILIK birbiriyle ilgisi olmadığı sanılan şeylerin, olguların, olayların, fikirlerin, bilgilerin, deneyimlerin ilişkilendirilmesidir... Ve böylece yaratmaktır... Aslında burada olduğu-yazıldığı gibi... İlgisiz sanılan ya da varsayılan şeylerin aslında birbiriyle ilintili olduğu farketmektir... Önemli olan aralarındaki bağlantıyı görebilmektir… Bunun için ezberlerin kırılması yeterlidir. Bir konuya tek yanıt – çözüm aramanın dışına çıkıldığında farkedilmeler başlar, farklı çözüm üretmeler de…

Ben sizin gibi, siz de benim gibi düşünmüyorsunuz yaşama, yaşamın felsefesine, anlamına dair bir çok konuda... Buna karşın yazmanız, konuşmanız değil susmanız beni çok üzer... Bunu başarabilmek… Buluşmayı, yaratmayı, demokrasiyi sağlar… Farklılıkların buluşması renklenmeye, yaratmaya nedendir…

Başka duruşlardan da bakmak gereğine inanılmalı her olaya, olguya, yaşantıya, yaşam parçalarına. Tabii bunu dostlukla, düzeyli, nitelikli yaparak.

Farklılık zenginleştirir. Bunun bilinciyle yaşayarak, yaşatarak yaratılır. Yaşamın her yerinde olan, malzemesi değişiklik arzeden YARATICILIK istenirse bir yaşam biçimine dönüştürülebilir eğitim yoluyla…

Tabii başkalarını var ederken kendini yok etmeden. Başkalarının acılarını filmleştirirken kendi acılarına sünger çekmeden… Başkalarını överken kendine güveni kaybetmeden. Başkalarının yemeklerini varederken kendi yemeklerini unutmadan ve sahiplenerek… Başkalarının tiplerini – tiplemelerini – çizim karakterlerini överken kendi tiplerini - tiplemelerini yerin dibine batırmadan onu nasıl yaratıya çeviririm, içini insani doldururum diyerek… Bunları uzatabiliriz…

Sizin parmak basacağınız konular ne olabilir?

Tam tersinden de bakalım; sadece kendini var eden, yanındakileri yoksayan… Sadece kendi yemeğini bilen, başka yemeklerdeki tadı öğrenmek istemeyen, farkedemeyen, denemeyen… Farklı tatlarda dolaşmayan… Sadece kendi sanatını gören, kendi dışındaki sanatsal yaratıları umursamayan… Zamanla tek seslilik içinde döngüler yaşayan, başka sanatlarla zenginleşmeyi akıl edemeyen, “eyvah o sanat bana hakim olacak” korkusuyla yaşayan… Sadece kendi rüzgarını farkeden, başkalarının rüzgarlarıyla harmanlanmayı aklı edemeyen… Sadece kendi rengini gören, başka renklerle rengarenk olmayı düşleyemeyen, ütopyalara açılamayan… Sadece kendi hayalleri içinde eriyen başkalarının hayallerinden esinlenmeyen ne kendini ne ülkesini ilerletir…

Murathan Mungan çok tanınmış öyküleri, masalları alıp sonlarını değiştiriyor. Öyle bir değiştirim ki insanı sıçratarak başka yaşamlara ulaştırıp zenginleştiriyor… Var olanlardan yararlanarak farklı ilişkilendirmelerle yapılacak o kadar çok şey var ki yazılacak, çizilecek…

Eğer eğitim söz konusu ise; ÖĞRENCİNİN önce içi boşaltılıyor ve güveni elinden alınıyor. Sonra "sen bilmezsin, biz biliriz" diye öğretim elemanı bağımlısı yapılıyor. Ondan sonra da düşünemeyen, yaratamayan öğrenci yaratıp gençlikten şikayet ediliyor.

Tıpkı çocuğunu anne babanın kendi dışında bir varlık, bir kişilik olarak görmesi gerektiği gibi öğretim elemanı, eğitimci de öğrenciyi kendi dışında değerli bir varlık, deneyimleri olan bir kişilik olarak görmeli… Yoksa ülke nasıl ilerler, değişir, dönüşür, gelişir…

Bir şeylerin eksik olduğu kesin. Kendine güven… Reklam-tanıtım eksikliği gibi…
Çoğaltılıcak o kadar çok şey – örnek var ki…
HERKESİN YAPACAĞI BİR ŞEYLER VARDIR YAŞAM İÇİN….
ÇALIŞALIM… ÇALIŞALIM… ÇALIŞALIM… Ama içinde saygı, sevgi paylaşımlarla…


Başlangıç tarihi:?
Bitiş Tarihi: 13 – 09 – 2011 / İSTANBUL

Tülay ÇELLEK








<< Geri Dön [Okunma: 1825 ]


[ Yukarı çık ]    



© Her hakkı saklıdır.