Bir gün Kadıköy de otobüs kuyruğundaydım. Orta yaşlı bir hanım dileniyordu.. Dilenciye para vermem, çalışsın diye.. Ama asla aşağılamam da. Önümde dilenciyle aynı yaşlarda görünen bir bey ona o kadar hakaret etti ki... Ama dilencinin yanıtı hiç unutamadığım bir karşılık oldu "Anlaşıldı sen, benden de fakirsin"
BÜROKRASİ
Türkiye manzaralarından...
Türkiye de insanları meşgul etmek için şöyle yapıyorlar. Önce kaldırımlar gri oluyor, bir süre sonra kırılıp pembe yapıyorlar. Şimdi sıra siyaha geldi. Tabii bürokrasi de insanlar oyalansın diye herhalde bu denli yoğun burada.
Bir arkadaş salt yöneltmelik ve gelen yazıları okuyarak yöneticilik yapmaya çalışıyor. Kendisine felsefe, şiir, öykü kitapları okumasını öneriyorum, ama nafile. Sonuç olarak 1 saatte yapması gerekeni 5 saatte yaptığı gibi pratik düşünmeye ve farklı olmaya bir türlü gelemiyor. Sonra baktım ki özene bezene seçerek onu da götürdüğüm bazı filmleri anlamıyor. Hele sanatsal kaygılar varsa görüntüde, onun beyninde boşa gidiyor tüm görsellik... Aslında tüm yöneticiler sağlıklı bir sanat eğitiminden geçirilmeli. Bize de dünyayı zehir etmek yerine yeşil etmeliler...
İnternet durumları...
Bağlantı da durmadan kesiliyor. Sanırım bu yabancı malı yabancıların teknolojik gelişmişliğine göre yapılmış, durup dururken bağlantının kesilmesi kafasını bozuyor olabilir bilgisayarın. Nitekim Sabancı Toyota’yı alınca Japonlardan, bizim bozuk yollara göre yapılmadığı fark edilmişti, arabanın geldiği günlerde. Aynı şey, otomatik vitesli arabalar için deniyor. İstanbul'da dur kalk, dur kalk buna alışkın olamaz yabancı teknolojisi.
Laptopumu öğrenirken büyük sorun yaşamadım sabırsızlığımın dışında. Ne yazık ki bilgisayarım karadenizli değil. Güneyli. Bir rahat, bir rahat sayfa açılana kadar benim itim bitimi yerken o keyfini bozmadan yapıyor bu işlemlerini... Ama daha bir kavradım. Zaman içinde. Widows XP bu daha gelişmiş versiyonuymuş... Bir de biz gelişebilsek
Hava durumları...
GÖK GÜRLÜYOR.. YAĞMUR YAĞACAK GALİBA. SON BİR İKİ YILDIR ANORMAL SICAK YAŞANIYOR GECELERİ BİLE.. BUGÜN HABERLERDE DÜNYADAKİ ATMOSFERİN BOZULMASINDAN TÜRKİYE DE NASİBİNİ ALACAK DEDİ. HATTA ALMIŞ BİLE. GERZE ASLA BU KADAR SICAK OLMAZDI. TAMAM ÇOK ÜŞÜYORSAM DA BU KADAR SICAK BEKLEMİYORDUM DOĞRUSU.... NE YAPTIK BU HAVALARA YA DA KENDİMİZİ NE YAPMADIK HALA
Sıra Kaybetmekte...
Hep aşırı ince düşünmekten kaybederim . Daha önce çok sevdiğim bir dostumun birlikte yemek yeme önerisini çok yoğun olduğu için rahatsız etmeyeyim diye erteliyordum. Ama aslında bunu çok istediğim halde... Bir gün gazeteden ölüm haberini okuyunca şok oldum. Kaybetmek diye buna derim işte...
Tatil mi denir buna?...
TATİL Mİ? ARADA, ASLINDA ÇOK SEYREK, ÖĞLEDEN SONRA DENİZE GİDİYORUM. DENİZE BEYAZ GİRDİĞİNİZDE, ÇIKTIĞINIZ ZAMAN MOR BENEKLİ OLUYORSUNUZ. ÇÜNKÜ BURANIN SAHİLİ KUMLUK DEĞİL, İRİ TAŞLIK. ÜSTELİK ISLAK BİKİNİNİZİ DEĞİŞTİRECEK KABİNLER YOK. BUNU ÇOK ZOR KOŞULLAR ALTINDA GERÇEKLEŞTİRİYORSUNUZ. AYRICA ACIKMAYACAK VE SUSAMAYACAKSINIZ. HELE TUVALET GEREKSİNMESİNİ HİÇ DUYMAYACAKSINIZ. ARABANIZ YOKSA YAKIN ÇEVREDEKİ DAHA TEMİZ DENİZE GİTMENİZDE ZOR. NEYSE AĞABİM DAKİK. İSTEDİĞİMİZ VAKİTTE GELİP ALIYOR. BAZI AKŞAMLARDA YEĞENİMLE YÜRÜYORUM BİRAZ. GERİ KALAN ZAMAN EVDE ÇOĞU KEZ DE BU ALETİN BAŞINDA. BABAM SESLENDİĞİNDE ONA YEMEK VERMEKTE... İŞTE BENİM TATİL... OKUDUĞUM ŞİİRLERLE RENKLENEN. AMA GÜZELLİKLERE KAPIM ARDINA KADAR AÇIK HER ZAMAN …
|