Tülay Çellek
  Mavi bir günaydın yolluyorum sabahına
Yüreğimin sıcaklığını da gününe...
 Sending a blue ‘bonjour’ to your morning,
And the warmth of my heart to your day…
 Tülay ÇELLEK


Ana Sayfa
Yazılar
Şiirler
Poems
Söyleşiler
Tül'den Yansımalar
Resimler
Art
Fotoğraflar
Photograph
Karikatür / Çizimler
Cartoon / Drawings
Tasarım
Design
Tipleme
Character
Barış
Peace
Gerze
Ders Notları
Lesson Notes
Özgeçmiş
Autobiography/cv
Belgeler
Duyurular
Değiniler
İletişim
Contact

Yayın Tarihi: 18.6.2003  

ÇOCUK RESMİNİN ÖZELLİKLERİ


ÇOCUK RESMİNİN ÖZELLİKLERİ


ÇOCUK RESMİNİN ÖZELLİKLERİ


1- DÜZLEME : resmi yapılan eşyaya göre düzenlemektir. Nesneye bir çeşit plan görüşünü verir. Her şey düzlenir. Masanın 4 ayağı da düz bir şekilde gösterilir. Kendi bildiklerini, düşündüklerini anlatırlar.




2- TAMAMLAMA : Doğanın merkezden bakılıyormuş gibi gösterilmesidir. Bunun çocuğun ruhsal yaşamı ve dolayısıyla dünya görüşüyle büyük ilgisi vardır. Tamamlama isteği çocuğun yaratıcılığını beraberinde getirir. Bildiğini tamamlar. Şeffaf ev, profil yüz , gözler önden…


3- BOY HİYERARŞİSİ : Çocuk için önemli bireyler kendi dünyasının kahramanlarıdır. Bunlar büyük ve kompozisyonun en belli başlı dikkati çeken yerlerinde bulunurlar. Önemsiz bireyler küçük gösterilir. Bu duruma minyatürlerde ve ilkel kavimlerin resimlerinde de rastlanır.

4- SAYDAMLIK : Çocuk tüm konuyu gösterme endişesi içinde resimlerini bir şeffaflık içinde gösterir. Bir aile konusu verildiğinde çocuk, aileyi oda içinde gösterirken evin dışını da resimler.


Çocuğun diğer özelliklerine gelince; çocuk için güç bir şey yoktur. Bu nedenle bazen resim sanatının en güç sorunlarını kolaylıkla çözer. Bu bağlamda çocuğun gelişim basamaklarına bakacak olursak :

1- KARALAMA DEVRİ ( 2-3 YAŞ )


Bu devrede çocuğun çizdiği şeyler, devinim gereksinmesinin sonucudur. Bunlar hiçbir anlam taşımayan karışık çizgilerdir. Karalama devresi kendi bünyesi yapılan içinde yine beş ayrı devreye ayrılır.

a- Omuz ve kol hareketleriyle yapılan karalamalar, ( Bu devirde devinimler büyüktür)
b- Bilek devinimleriyle yapılan karalamalar ( çizgiler küçülmüştür, yalnız karakter ayrıdır)
c- Çizgiler parçalanır. Küçük küçük izler haline gelir.
d- Noktalar görülmeye başlar.
e- Eğikler görülmeye başlar, eğikler içinde yuvarlak biçimlere rastlanır. Çocuğun dil gelişmesi yine bu devrede başlar. İsteklerini tek sözcükle anlatmaya başlamıştır. Yani karalama devri emekleme ve dillenmeyle birlikte başlar.

2- İSTEME DÖNEMİ


Bu devrede çocuk yaptığı resimlere sevdiği şeylerin adlarını verir. Ancak yaptığı çalışmalarla söylediği şeylerin ilgisi yoktur. Çünkü nesnenin çocuk tarafından gözlemlenen bir çok kısımları ayrı ayrı yerlerdedir. Çocuk bunları yerlerine koyabilmek için büyük çaba ve irade sarf eder. Örneğin bir insan resminde baş için yuvarlakça bir biçim, gövde yada ayaklar için soyut bir çizgi, gözler ve ağız için yuvarlığın içinde birkaç nokta görülür. Çocuk eğer bu devrede bol çalışma olanaklara sahip olursa bu parça biçimleri yan yana getirilebilir.

3- TANIMA DÖNEMİ


Bu devrede çocuk, yapmak istediği şeyin ana parçalarının bazılarını bilir ve parçaların yönlerini tayin edebilir. ( Baş yukarıda, ayaklar aşağıda ) Tanıma devresinde çocuğun insanı anlatımı baş için yine baştan çıkan aşağı doğru iki çizgidir. Daha sonra gözleri kavrar. Tanıma devresinin gelişme devresinde gövde görülmeye başlar. Gövde paralel iki dik çizgiye yatay bir çizgi ile sağlanır. Tanıma devresinin yaşı 3 sonu ve 4 yaştır.

4- YÜZEY DÖNEMİ


Çocuk düşüncelerini basit ve şematik olarak anlatır. Bu devrede çizgiler yüzey durumuna gelmiştir. Yani daha önce kol ve bacaklar çizgi halinde görüldüğü halde bu devrede kolun ve bacağın kalınlıkları vardır. Bu devrede yaş 5 yaşın içindedir.

Bu devrede gelişme çağında ayrıntılara yer verilir. Örneğin boyun gösterilir. 3. gelişme çağında kolların ve bacakların duruşu şematik durumdan kurtulmaya başlar ve daha iyi olur. 4. gelişme devresinde eklemlere devinim verilir. Bu devrenin resimlerinde yaptığı biçimleri koşturur, yürütür ve oturtabilir. Bu devre 8-10 yaşlarında başlar. 5.devre üç boyutu tanıma devresidir. Çocukta perspektif düşüncesi gelişir. Eşyanın uzaktaki ve yakındaki durumlarında olan değişiklikleri fark eder ve 13 Yaşında gerçekleştirebilir. Bu devre 11,12,13 yaşlarını kapsar. 15. yaşta bilinçli yaratıcılık başlar.Artistik ifade devredir.

Çocuklar çevresinden etkilenip bazı şeyleri ezberleyerek sahte resimlerde ( perspektifsel ) gerçekleştirebilir. Bunlara aldanmamak gerekir.

Öğrenciler anlatım yönünden 4 kategoriye ayrılırlar:

GÖRÜCÜ TİP : Eşyayı ve doğayı, bütün olarak görür. Çalışırken doğada ayrı ayrı karakterdeki elemanları bir bütün olarak düşünür. ( ev, ağaç vs. )
Onları kullanmış olduğu renk bütünü içine sokar. Örneğin bir insan figürü çalışmasında görücü tip, figürün tüm organlarını bağlayarak bir bütün halinde gösterir.




YAPICI-İNŞACI TİP : Ayrı şeyleri parça parça görüp sonradan birleştirir. 1. tip çocukları resme yöneltmek çok kolaydır. Bunda oldukça başarılı olurlar. 2, gruptaki çocukları ise resme yöneltmek zordur. Bu öğrenciler üç boyutlu çalışmalarda başarı gösterirler ve bunlarda iki boyutlu çalışmalardan daha başarılı olurlar.




KARIŞIK TİP : Hem görücü, hem de yağıcıdır ve her ikisinde de başarılı olurlar. Türkiye’de bunlar çoğunluktadır. ( % 90 )

ENDÜSTRİYEL TİP : Doğayı bir mimarın gördüğü şekilde düşünür. Çalışmalarında rasyonel bir atmosfer vardır. Cetvel ve pergel kullanırlar.

Ancak Resim derslerinde çocuklara cetvel, pergel kullandırılmamalıdır. Resim ve İş derslerini bir Temel Sanat Eğitimi anlayışı içersinde bir tek ders olarak düşündüğümüz takdirde çeşitli tipleri bünyesinde toplayan bir sınıfta estetik bir eğitim sağlayabiliriz. Ancak bireysel ayrıcalıklara hitap ederek bu gerçekleşmeyi sağlamalıyız.

ÇOCUK RESİMLERİNDE GELİŞİM ( 12-15 YAŞ ARASI )

1- Toplumsal gelişim ( figürler )
2- Çizgisel gelişim-grafiksel gelişim ( çizgiler zamanla anlam kazanır. )
3- Ruhsal gelişim ( Renk, denge, armoni, estetik değişim )
4- Bedensel gelişim-Kasları gelişir, malzemeye hakim olur.
5- Kişilik gelişimi-Bireysel farklılıklar ortaya çıkar.

Yukarıdaki gelişimlerin hepsi kişilik gelişimini oluştururlar.

Dünyadaki her çocukta gelişim evreleri aşağı yukarı aynıdır. Ancak biri daha yavaş, diğeri daha hızlı evre değiştirir. Bireysel farklılıkları unutmamak gerekir. Çocuğun bir gelişim devresinden diğer bir gelişim devresine geçmesi ondaki fiziksel ve ruhsal gelişmesiyle ilgili bir durumdur. Çocuğun gelişim basamaklarını hızla atlaması mümkün değildir. Çocuğun gözlemleri, bilgileri ve tecrübeleri çoğaldıkça onunla orantılı olarak bu devrelerden daha ileri bir devreye geçer. Eğitimde bu nokta üzerinde durulması gerekir.

Başarılı bir resim cicili bicili, çocuğun gözlemlerine dayanmayan, dergi resimleri değildir.

RESİM; bir renk ve biçim düzenidir. Bu da çocuğun gözlemlerini duygu ve düşüncelerini doğrudan doğruya kağıda aktarmasıyla gerçekleşir. Öğretmenin amacı, çalışmalarını bu noktadan hareket ettirmesi olmalıdır. Öğrencilerin bu gelişim devrelerini bilmemizin nedeni, bu renk ve biçim düzenine dayanan öğretimde çocuğun fiziki ve ruhsal yetilerini öğrenebilmek içindir. Yoksa öğretmenin amacı, bu devreleri çocuğa hızla atlatması demek değildir. Çocuğun ruhsal , hayal gücünü bilerek öğretim yöntemimizi seçmeliyiz. Örneğin çocuklar önceleri insanın yüzünü mora boyayacaktır. Yada evin hem içini hem dışını resmedecektir. Öğretmenler doğruyu öğretmek adına çocuğun bu yaş dönemindeki özelliklerini yok edemezler ancak çocuğu zedelerler. Çocuklar zaten büyüdükçe yüzü gerçek renginde boyamaya başlayacaklardır. Bu nedenle resimlere müdahale etmemeliyiz. Çocukları sadece yönlendirmeli ve yüreklendirmeliyiz.


ÇEŞİTLİ YAŞLARDA EĞİTİM – ÖĞRETİM

Sanat eğitimi özgürlük ortamı içinde gerçekleşmelidir. Her şeyden önce çocuğun kendisinde var olan şeyleri ifade etmesine olanak tanımak, gelişmesine yardım etmek gerekir. Çocukta yaratıcılık ve güzellik duygusunun gelişmesine yöneltilmiş olan öğretimde hem ussal yetilerin gelişmesi hem de sevgiye dayanan bir gözlem alışkanlığı kazandırılmış olur. Çevresine eleştirel bakan bireyler yetiştirmek başlıca amaçlardandır. Renk, biçim düzeni ve estetik duygusunun çocuğa kazandırılması öğretiminde öğretmenin geniş bir sanat kültürü almış olması gereklidir. Çocuklar bu çağlarda resim sanatının en güç sorunlarını oynayarak çözer, ama gençlik çağı başlangıcına doğru, dış dünyaya açılma sürecinde çocuğun esin kaynağı yitirilmeye başlar. Şiir dolu evreni yerini büyüklere özgü düşüncelere bırakır.
Resim öğretimi, mutlaka sergi, müze gezileri , sanat eserleri inceleme ve yarışmalarla desteklenmelidir.

4 – 6 YAŞLARDA EĞİTİM VE ÖĞRETİM

ARAÇ VE GEREÇLER : Küçük çocuklara mümkün olduğu kadarıyla büyük kağıtlar verilmelidir. Yaşla kağıt boyutu ters orantılıdır. Ölçü en azından 35 X 50 cm olmalıdır. Suluboya fırçası geniş olmalıdır. Çocuğun bu yaşlarda hareketleri resim yaparken geniş ve büyüktür. Boya büyük kaplar içinde verilmelidir. Oturdukları yerler ve kullandıkları masalarda geniş olmalıdır.

Öğretime gelince; öğrenciye yalnız boyalar verilmez, onlara fırçanın temizlenmesine kadar diğer gereçleri nasıl kullanacağı öğretilir. Öğrenciye özellikle kirli fırçanın başka bir boyaya bulaştırılmaması öğretilir. Konu çok ilginç bir biçimde öğrencilere sunulmalıdır. Bir masal anlatarak, yada dramatize ( oyunlaştırarak ) edilerek anlatılmalı ve müzik dinletilmelidir. Ayrıca çocuklara sevdiği insanlar ve hayvanlar konu olarak verilebilir yada özgür bırakılabilir.

Ancak sık sık serbest bırakılmamalıdır. Çalışmalar ders sonunda sergilenir ve kırıcı olmadan yapıcı bir şekilde eleştiri verilir. Tüm çocukların resminin sergilenmesine özen gösterilmelidir.

1.YAŞ : Büyük kavisler, zik zak çizgiler ve tek renk kullanırlar.
2. YAŞ : Oyun yaşıdır. Her yeri çizer. Mekan yoktur. Dikey çizgiler çoğunluktadır.
3.YAŞ : Karalamalar daha amaçlıdır. Bol renk kullanırlar, fırça darbeleri ritmiktir.
4.YAŞ : Dikkatle çalışmaya başlar. Birazda ayrıntıya geçilir. Figür kabaca başlar . 3 ana renk öğrenilir. ( Gasell )
5 YAŞ : ( Lowenfeld ) şematik dönem olarak adlandırılır. Mekan çizgisi vardır. İnsan figürü biraz daha ayrıntılı çizilir. Çok renk kullanılır.
4-6 YAŞ : Oranlar gerçekçi olmaya başlar. Ayrıntılar çoğalır. Mekan anlayışı başlar.


Tülay ÇELLEK








<< Geri Dön [Okunma: 54672 ]


[ Yukarı çık ]    



© Her hakkı saklıdır.