Tülay Çellek
  Mavi bir günaydın yolluyorum sabahına
Yüreğimin sıcaklığını da gününe...
 Sending a blue ‘bonjour’ to your morning,
And the warmth of my heart to your day…
 Tülay ÇELLEK


Ana Sayfa
Yazılar
Şiirler
Poems
Söyleşiler
Tül'den Yansımalar
Resimler
Art
Fotoğraflar
Photograph
Karikatür / Çizimler
Cartoon / Drawings
Tasarım
Design
Tipleme
Character
Barış
Peace
Gerze
Ders Notları
Lesson Notes
Özgeçmiş
Autobiography/cv
Belgeler
Duyurular
Değiniler
İletişim
Contact

Yayın Tarihi: 5.10.2010  

DİDİM’DEKİ BARIŞA GİDERKEN…<BR>DİDİM’DEKİ BARIŞTAN DÖNDÜKTEN SONRA...


DİDİM’DEKİ BARIŞA GİDERKEN…
DİDİM’DEKİ BARIŞTAN DÖNDÜKTEN SONRA...



DİDİM’DEKİ BARIŞA GİDERKEN…
DİDİM’DEKİ BARIŞTAN DÖNDÜKTEN SONRA...



Çocuklar ne yapıp edip oyun yaratıyorlar kendilerine. Havaalanında büyüklerin yük taşıdığı tekerlekli taşıyıcıya binmiş büyük olanı, küçük olanı itiyor koşarak. Hayatlarından ikisi de memnun.

İlk defa bir uçakta ikram yapılmadığına şahit oldum. Nasılsa yemek verilir diye pek bir şey yememiştim, daha önceki deneyimlerime dayanarak. Ama bırakın yemeği su hariç tüm içecekleri bile parayla verdiler. Bir bakanlığın kararını bildirerek yaptılar bunu. Bari bir içecek ikram etseydiniz. Yanımdaki şekerlerle karnımı doyurdum. Hani “ekmek bulamazlarsa pasta yesinler,” diyen Fransız kraliçesinin dediği gibi.

Uçak yere dokununca çocuk haykırdı, “uçak yere düştü.”

Bir çocuk annesinin bacak tüylerini aldığına şahit olmuş ve çığlık atmış, “anne niye tüylerini söküyorsun?” Diye…

Bisikleti yeni almışlar belli ki. Büyüğü çocuğa seslendi. “Dikkatli sür, düşeceksin, dikkat et…” Çocuk yanıtladı, “ama sen düşe kalka öğreneceksin dedin ya…” Ve düştü…

Didim’deki yaşantı çok dolu dolu geçti. Her an bir güzellikle karşılaştım barışa dair. En çok da farklı ulusların aynı konuda birleşmesi duygulandırır beni. Didim’de bu konuda duygu en üst düzeydeydi… Ne hoş aynı şeylerden mutlu olmak, aynı konular için elele vermek.

O kadar çok not almışım ki dönüşte yaz yaz bitmedi. Tabii çektiğim çok fotoğraf da vardı. Şimdi çocukların resimlerini, tasarımlarını yeni hazırlayacağım daha doğrusu çocuklar için hazırlayacağım BARIŞ saydam gösterisine koyacağım.

Yeni yazdığım yazıları tedbir olsun diye yedeklerdim. Ama ilk defa Didim’le, Barışla ilgili yazıları belleğe geçirmemiştim. Bilgisayarım ilk defa kapandı, saatlerce açılmadı. Bir ara açıldı. Hemen yayınladım. Tekrar kapandı… İlk defa yazıları kontrol etmeden yayınladım. Dilbilgisi hataları vardı. Açıldıktan sonra kontrol edip düzeltmeye çalıştım. Bunun için özür diliyorum…

*
Coşku dolu bir kalabalık, genci, yaşlısı, çocuğu ile…

Sabih KANADOĞLU; “menşei belli olmayan paraları harcayanlar…” Anayasa 16 defa değiştirildi. 85 madde değişti.

Yurtdışına çıkış zaten serbest, neden böyle afiş yaptılar diye düşünüyordum ki toplantıda yanıtını öğrendim. “Yurtdışına vergi kaçıranlara çıkma hakkı veriliyor. Yurttan çıkma hakkı vergi kaçakçılarına veriliyor.” O zaman anladım…

“Yurtdışında okuma hakkı” deniyor başka bir afişte… Zaten yurt dışında okuma hakkı var. O zaman bunun da altında bir bit yeniği var, etik olmayan.

Sabih KANADOĞLU; “Mutlu olun, moralinizi bozmayın, karanlık olduğu sürece bu ülke sahipsiz değildir.” Alkış, Sayın Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısına…

*

Öncelikle TÜRKİYE FORUMU için teşekkürler. Emeği geçen herkes sağolsun, varolsun…Yaşama umut olduğunuz, güven verdiğiniz, güvenilir olmanız, değerli aydınlarımızı bir araya getirerek bizi mutlu, mücadeleci yapmaya yüreklendirdiğiniz için tekrar tekrar teşekkürler.

Ve teşekkürler;
Sayın Sabih KANADOĞLU
(Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı)
Cesur yüreğinize, derya gibi bilgi ve birikimlerinize, en güzeli de müthiş bir eğitimci tavrıyla bunları bizimle paylaşıp yalnız ve yanlış olmadığımızı hissettirmenize yürekten teşekkürler. Beyninize, yüreğinize sağlık… Zeki, nüktedan, yaratıcı ilişkilendirmelerinizden dolayı tekrar tekrar teşekkürler… Sağolunuz, varolunuz…

Sayın Ümit ZİLELİ
Coşkunuza, inancınıza, tespitlerinize, paylaşımlarınıza, yüreğinize, beyninize sağlık… Ve kitaplarınız için yürekten teşekkürler…

Sayın Yaşar OKUYAN
Siyasi sınırlarda kalmayarak, aydın olarak da duyarlılığınızı, bilgilerinizi, araştırmalarınızı akademik bir titizlikle paylaşmanızdan dolayı teşekkürler. Yüreğinize, beyninize sağlık…

Sayın İLYAS SALMAN
Yüreğinize, dürüstlüğünüze, beyninize, paylaşımlarınıza yürekten teşekkürler… Sanat yaşamın anlamı bilimin, insanlığın, adaletin yanında… Sağolun, varolun...

Sayın Murat AĞIREL
Konuşmanızla, buluşturmalarınızla yaşama kattığınız anlam için yürekten teşekkürler…

Ve şiir yazıp, okuyan Güzele yürekten teşekkürler…

Türkan Saylan Kültür Merkezi, Maltepe

*

Bir başka toplantıdan kısaca…

”Özel hayatın gizliliği…”

Kalmadı gerçekten

”YÖK Kurumu…”

“İt itin kuyruğunu ısırmaz “ Atasözünü anımsadım… Kurumlar zincirleme bu hale getiriliyor

”Çocuk, kadın sorunları… “

Çocuklar tacizci aileleri tarafından kullanılıyor. Devlete verilsin dense… İdarede olanların en büyük derdi kendi çocuklarını zengin yapmak olduğu için bu çocukların sorunları orada çözülemez. Kadına gelince; o da farklı değil… Bu dönemde hiçbir idarede olmadığı kadar taciz altındayız ve kimi kime şikayet edeceğiz durumları var, ne yazık ki… Baskı “özgürlük” sözcüğü altında sunulur oldu yaşama…

Dokunulmazlık…

Niçin dokunulmazlar, neden dokundurulmazlar… Neyi gizliyorlar… Ve neden halkın değil de, sadece siyasilerin dokunulmazlığı var?

”Özü boşaltılmış din…”

Allah hiçbir dönemde böyle pazarlanmadı. Din hiçbir dönemde bu kadar ticaret aracı olmadı… Korkunç… Din insanı yola getirmek, temiz, dürüst yapmak içindir. Din insanı yoldan çıkartmak, güç aracı olmak, din üzeriden para kazanmak, zengin olmak halk fakirleşirken, siyasete alet edilmek, ahlaksızlık yapmak için değildir.

UTAN UTANMAZDAN, KORK KORKMAZDAN… Hakikaten utanıyorum arsızlıktan, onursuzluktan, gurursuzluktan, riyakarlıktan, iki yüzlülükten, etiksizlikten, haysiyetsizlikten. Vb…

Atilla Kültür Merkezi, Beyoğlu
Prof. Dr. TOLGA YARMAN ve akademisyenler…
www.tumod.org.tr/

11 – 09 – 2010 / İSTANBUL

Tülay ÇELLEK








<< Geri Dön [Okunma: 5721 ]


[ Yukarı çık ]    



© Her hakkı saklıdır.