Türkiye olağanüstü bir yer. Açık müze. Bu görkemlilik karşısında hayran kalmamak mümkün değil… Müthiş bir alan, buram buram tarih kokuyor. Duygu kokuyor. Sanat kokuyor. Yaratı kokuyor. Olağanüstü bir şekilde geçmişe yolculuk yaşanıyor, her adımınızda.
Beyaz bluz üzerine kırmızı mavi kurdele bağlamış bayanlar etrafta dolaşıyor. Türk Yunan dostluğunu kurdele ile simgelemişler. Kırmızıyı da severim, maviyi de… Türkler, Rumlar barış kokteylinde buluşmuş ne güzel. Selanik Kavala göçmeni olduğunu öğrendiğim Sayın Başkanla tanıştığımda buranın köyleri Kavala göçmenleriyle doludur, dedi. Babam da Selanik Kavala göçmeni...
Alana merdivenlerden inerek giriyorsunuz. Sizi sütunlar karşılıyor öncelikle. İleride bir merdiven daha var. Merak edip çıktım. Sütunlar arasında ileriye doğru yürüdüm. İnce yeşil bir ışık çizgisi sizi bir dehlize sokuyor. Çıkışta harika bir meydan… Konser yeri. Açıkhava tiyatrosu… Aspendos’u anımsadım. Apollon tapınağı olağanüstü gerçekten. Bu tür etkinliklerin burada yaşanması çok önemli.
Bir hayli çocuk gördüm. Umarım onlar merak ederek büyürler. Gençler var. Umarım buraları korurlar, sahiplenirler. Burada bu bilincin olduğuna inanıyorum.
Bu geceyi yaşadığım için çok sevindim. Aydınlığın yüzüne şahit olmak mutlu ediyor beni. Dünyadaki tüm uluslar buradaki gibi barış içinde yaşamalılar. Didim buna çok güzel bir örnek. Belediyeyi ve seçen halkı kutluyorum.
Yunanlı bir genç konuştu. Barış gecesine katılmaktan mutlu olduğunu, barışa katkı vermekten gurur duyduklarını söyledi… “İyi güzel geçinip, mutlu, huzurlu anlarım olsun istiyorum. Yalın, sıcak ilgiye teşekkürler.” Diye devam etti sözlerine. Başkan Mümin Kamacı’ya teşekkür etti. Memleketimizde de ağırlamak isteriz, dedi. Ve alkışı aldı. İki ülkenin barışa katkı vermesi önemli.
Koro Susam adasından katılıyor. İsmini müzisyen bir kadından almış. Aralarında sadece Rum yok, İngilizler de var. Şiir, deniz, çocuklarla ilgili her türlü etkinliğe katılıyorlarmış. Barış ve kardeşlik için söylüyorlar. Ayırmak için değil. Buluşmak için müzik yapıyorlar… Müzik buluşturur, diyorlar haklı olarak. Koroda yaşlılar var ama şefleri çok genç ve zarif. Söylenen parçalar bitikçe önce kendi selam veriyor, sonra kibarca koraya selam verdiriyor. Ezan okurken beklediler. Saygı budur işte. Din üzerinden para, mal, güç, koltuk elde etmek, insanları din üzerinden kandırmak değil.
Çalışmak, hoşgörülü olmak önemli… Barış bunları gerektiriyor. Emek ister barış. Tıpkı sevgi gibi…
Yoğunlaştığım üç konu var. Yaratıcılık, barış, çevre… Buna adaleti de katmak gerekir. Çizimlerimde düşüneyim.
2. konser bir bizden, bir Rumcadan parçalarla coşturdu. İki kültür birbirine yabancı değil. Hatta çok yakın. Ezgileri aynı neredeyse… Ege orkestrası kendilerine barış elçileri, diyor. Barış dileklerini yaşama geçirmeye çalıştıklarını söyleyen büyük bir orkestra. İlk şarkı buradan gidenlerin özlemini dile getiren, baş kaldıran bir şarkı; Kordela
Zaman zaman izleyiciler şarkılara eşlik ettiler. Bazı parçalar Türkçe, bazı parçalar Rumca, bazı parçalar ise zaman zaman Türkçe, zaman zaman Rumca söylendi. Müziğimiz çok benzeş gerçekten… Ortak dilden şarkılardan sonra Balkanlardan örnekler verdiler. Kıbrıs’tan da örnekler sunuldu. İçlerinde özlediğim, sevdiğim Türküler oldu. Coşturdular gerçekten…
İkinci müzik grubundan bir müzisyen, müziğe geçmeden önce konuştu. “Barış temelli bir grubuz. Sınırları kaldırmaktır düşlerimiz, buluşturmaktır. Ama ne yazık ki son yıllarda ülkemizde ayrıştırma baskısı çok yoğun… “
Türkler, Rumlar, gençler, yaşlılar, çocuklar yerlerinde daha fazla oturamadılar kalktılar oynadılar, halay çektiler. Güzel bir buluşma yaşandı, damağımızda kalan.
Saat 20 00 de kokteyle başladık gece yarısına kadar aynı tarihi dokuda kaldık. Gördüğüm manzara olağanüstüydü. Tarihin, mitolojinin içinde müzik eşliğinde harika bir zaman dilimi yaşadık. Apollon tapınağında yaşamak bir ayrıcalık gerçekten…
Kokteyl esnasında bir ara otelime dönsem mi diye düşünmüştüm. Konserleri dinleyince dönmediğime çok sevindim. Böyle bir yaşamı özlemişim. Apollon Tapınağını ezgileriyle dolduran 2 müzik grubuna da yürekten teşekkürler… İlk konser ağır parçalarla başladı sonra yerini hareketli parçalar aldı. 2. orkestra yaşama bir başka heyecan kattı canlı canlı parçalarla… Hem Türkçenin, sevgili dilimizin güzelliğini yaşadık hem değerli Rumca dilini yaşadık tüm coşkuyla…
İZİNİ KORODİA SİLOGOS KARLOVAİ MARATHOKAMPOS SAMOS MÜZİK TOPL.
AEGEAN BAND, EGE ORKESTRASI
31 Ağustos 2010 / DİDİM
“APOLLON TAPINAĞI
Miletos’un ötesinde İonia’nın güney ucunda, Batı Anadolu kıyılarının en etkileyici bağımsız anıtı olarak niteleyebileceğimiz Didyma Apollon Tapınağı yükselir. Tapınağın anıtsal boyutları ve benzersiz planı kadar, çok iyi bir durumda koruna gelmesi de hayranlık uyandırır.
Yüz yılı aşkın bir zaman önce Sir Charles Newton şöyle yazmıştır: “İki dev sütun ile üzerlerindeki arkhitrav parçası ve tamamlanmamış üçüncü bir sütun, Apollon Tapınağı’ndan tek ayakta kalanlar. Anıtsal kalıntılar düştükleri yerde, parçalanmış buzullar gibi üst üste yığılmış duruyorlar”. Fransız ve Alman arkeologlar sayesinde, yapı bugün çevresindeki sütun dizisi dışında tümüyle ayaktadır. Yunan dünyasında, Didyma Apollon Tapınağı, dev boyutlu mimarlık yapıtlarının salt Romalıların tekelinde olmadığını anımsatır.”
KAYNAK: http://www.didimli.com/apollon.htm
06 – 09 – 2010 / İSTANBUL
|