Son yıllarda yaşadığım en harika günlerden biriydi. En güzel günleri sevgili öğrencilerimle yaşarım. O tatta bir gündü… Kitap buluşmalarına gitmek büyük zenginlik oldu. Katkı veren her arkadaşa yürekten teşekkürler…
Çocuklar, kitaplar, çiçekler…
Barış, çevre, yaratıcılık…
Beni var eden ya da var etmeye çalıştıklarım diyelim…
Denizin yanında, deniz kokusuyla, yeşilin ortasında aydın, okuyan, sorgulayan tanıdıklarla kitabı, yazarı irdelemek, çıkarımlarda bulunmak harika gerçekten…
Kitabın Adı: AMAT
Yazar: İhsan Oktay ANAR
Yayınevi: İletişim
Toplantının özelliklerinden biri kitabı okuyup gelmeniz. Okumanız yetmiyor, irdelemeniz gerekiyor. Kitap ile yazar ile ilgili fikriniz olmalı. Olumlu, olumsuz bakışınız olmalı. Bu toplantının içeriği böyle dolduruluyor. Farklı altyapılarda olanların aynı kitaba bakmaları, sorgulamaları farklı olduğu için müthiş bir zenginlik çıkıyor ortaya…
Katılımcılardan biri kitap öneriyor herkes okuyup geliyor. Roman ya da öykü olması gerekiyor…
Şiiri, mitolojiyi sordum. Çeşitleri arasında yok. Bir de filmi çekilen kitaplar var. Onlar üzerinde tartışma açıyor musunuz, hem kitap hem de film hakkında diye sorduğumda, Ankara grubunun bunu yaptıklarını söylediler.
Herkesin bir katkı vermesi gerekiyor. Benden fotoğraf sergisine gitmeyi organize etmemi rica ettiler. Memnuniyetle kabul ettim.
Bu tür toplantılara severek gidiyorum. Ancak bu arkadaşların toplantısına ilk defa katılıyorum. Kitabı okumadan gittim. Tabii okumayan tek kişi oldum… Okunacak çok kitabım var.
- Alanımla ilgili – Tanıtım, yaratıcılık, iletişim… Ve fotoğraf
- Şiir
- Mitoloji
Eskiden romanı, öyküyü çok okurdum. Bilimsel bir kitabın arasına koymak çok iyi oluyor. Beyniniz dinleniyor… Son yıllarda yukarıdaki başlıklar ağır bastı… Toplantıda birden romanı, öyküyü ne çok özlediğimi fark ettim…
Konuşan arkadaşlardan edindiklerim: Yazar felsefe okumuş. Kitap felsefe kokuyor. Ve denizcilikle ilgili sözcükler çok…
Amat, İbranice ve anlamı; gerçek. Önünden A kaldırıldığında ölmek oluyor.
Kitapta Yunan ile Arap felsefesi birlikte götürülmüş.
*
Yazarlar ilk kitabında yoğunlukla kendilerini anlatırlarmış. Bunu çok değişik kişilerden duydum… Doğrusu bir yazarın set halinde tüm kitaplarını okumak yerine farklı farklı yazarları tercih ediyorum… Her yazarın dünyası farklı… Bu bana hem zenginlik veriyor, hem çeşitlilik hem de sıkılmıyorum.
Kahvaltıyı seviyorum. Kitabı seviyorum. İkisi birleşince harika oluyor doğrusu. Hem beyniniz, hem yüreğiniz, hem karnınız doyuyor. Böyle bir kahvaltıydı. Organize eden ve katkı veren her değere tekrar tekrar teşekkürler. Moral oldular. Bir kere daha yalnız ve yanlış olmadığımı hissettim.
10 – 08 – 2010 / İSTANBUL
|