“Anlamın dışsallaştırılması ya da dile getirilmesi, yani dil ve konuşma, ‘insanın bilgi ve deneyimini, bunların aktarımını ve azami ölçüde kullanımını mümkün kılmasını kolaylaştıracak bir biçimde biriktirmesine olanak sağlayan’ bir araçtır.
Dil, deneyimi depolamakla kalmayıp, bir tarzdan diğerine çevirmesi anlamında, eğretilemedir.”* Diyor McLUHAN.
Biz de “telefon sesin uzantısıdır.” Diyen McLUHAN’ın uzantılarından hareketle dilin reklama uzantısına - uzanmasına bakalım…
“Bayrak beyazi” diyor reklam, bilgisayar ise “beyazı” yerine “beyazi” yazıldığı için yanlış diye çiziyor sözcüğün altını kırmızıyla…
Yıllar önce İstanbul’a ilk geldiğim yıllar Taksim Sıraselviler’deki Sinematek’te bir filme gitmiştim. İtalyanların çok sevdiği halk müziği grubunun söyledikleri plağın bir yüzüne, diğer yüzüne de faşizmin söylemi konuyor. Ve tüm halka dağıtılıyor. Halk da bunu alıyor, çünkü çok sevdiği müzik grubu var… Ama diğer yüzünü de almış oluyor yaşamına. Zaten esas niyet diğer yüzündeki faşist tavrın yaygınlaştırılması… Buna karşın sonuçta ahlaksızlık kazanamıyor. Dürüstlük kazanıyor.
Bayrak her ülkenin en kutsal sembolüdür. En değerli sembol kullanılarak dil bozuluyor. Herkes bayrağımızın göklere çıkartıldığını sanırken, beyinlere başka şeyler yerleştiriliyor… Hani paraların üzerindeki görseller değiştirilirken de bu yapılmıştı… İlerici, aydın, yurtsever, dilini sever, demokrat, çağdaşların arasına sıkıştırılan bir zıtlık gibi… Bu örnekleri çoğaltabiliriz…
“Mani kartınız var mı?” “Money” sözcüğünün Türkçe karşılığı “para” biliyorsunuz. Neden kartın adı “mani”? Üstelik ortağı Türk… “Paranın dini imanı yoktur.” Denir. Halkın yaşam birikimlerinin özetleri ne güzel, ne doğru…
Reklam yoluyla hem görsel hem işitsel olarak gerçek amaçlar geniş kitlelere gönderiliyor. Dil reklamın bilgisini verirken, reklamı yapanın gerçek amacını da iletiyor kitlelere… Reklamdaki kitleyi katarak, sesi yükselterek heyecan yaratıp TV başında olanlara üst amacınızın yanında alt amacınıza da katmış, vermiş oluyorsunuz. Heyecan güzel amaçlarla kullanılır, dönüştürmek amacıyla da… Ve kışkırtmak için de… Bunun binbir yolu vardır.
Heyecan, alıcıya reklamını yaptığınızı aldırmak için kullanılıyor. Doğrudur… Ama bir amaç daha var ki o nesneyi sizin yaşantınıza sokarken kendini de her anlamda yaşantınıza hakim kılmaya çalışıyor. Bunun en etkili yolu dildir. Çünkü dilin işlevlerinden biridir değiştirmek. Reklamın işlevlerinden biri de budur. Reklam dili alıcıyı harekete geçirir… Reklam çağrısının doğru yapılması bu anlamda çok önemlidir.
“Reklamın satış amacı
Reklamın temel amaçlarından biri de üretici firmanın pazara sunduğu ürünlerin satışını sağlamak veya reklama konu olan mal ya da hizmetin pazar payını artırmaktır.” **
Reklamın amaçlarını her anlamda etik ve saygı çerçevesinde gerçekleştirmek gerekir. Çünkü reklam talep yaratır ve üretici firmanın prestijini artırır. Prestij dili bozmak üzerinden sağlanamaz, sağlanmamalı...
İngilizceden sonra Almanca reklamları izlemeye başladık… Türkçe reklam ne zaman izleyeceğiz, Türkiye’de…
“İletişim aracı olarak dil
Anlamayı oluşturan dil, belirliliği artıran araçtır.”***
“Bilinç sistemlerin ve sosyal sistemlerin, yapısal bağlanmasını gerçekleştiren temel iletişim aracını dilde buluruz. Dil bir yandan iletişim sisteminde karmaşıklığın yapılanmasında, bağlantı kurma yeteneğini sağlamlaştırmakta, diğer yandan ise, bilinci büyülemekte, belirli zaman aralıklarında, belirli alanda onu etkilemekte ve bir imaj potansiyeli oluşturmaktadır. “ Luhmann****
İnsanların dünyayı en güzel, en anlamlı, en doğru yorumlaması kendi dilinde olur. Ve dile duyduğu saygıyla, sevgiyle gerçekleşir. Farklı dilleri araştırma yapmak için öğrenelim. Tıpkı kendi dilimize duyduğumuz saygıyı yabancı dillere de duyarak…
***
* Gutenberg Galaksisi Marshal McLUHAN YKY S. 12
** Reklamcılık Füsun KOCABAŞ, Müge ELDEN İletişim yay. S. 79
*** Kadife Karanlık 2 G. BATUŞ, F. ALVER, B. ARIK, B. ÇOBAN, Ü. ÇIĞ S. 151
**** Kadife Karanlık 2 G. BATUŞ, F. ALVER, B. ARIK, B. ÇOBAN, Ü. ÇIĞ S.153
18 – 06 – 2010 / İSTANBUL
|