“Show Roomumuz açılmıştır”, “Perde Show Room alt kattadır”, “Cybria İnternet Cafe”, “Butik Anjelik”, “Garden Car”, “Joy Car”, “Center Car”, “Center Veteriner Kliniği”, “Mineflo İthalat Ürünleri”, Flash Elektronik”, “La Casa Viva”, “Puffy Center”, “Troll Elektrik”, “Elit Export”, “Home Cinema”, “Sare”, “Böve//Clean”, “New Form”, “Cupon Collection”, “Prefessional”, “Cuafor Per Lui”, “Münih Restaurant”, “Oto Show”, “Cep Shop”, “Home Deco”, “Geberit”, “Elegane”, “Güngör Auto Center”, “Nolina Çiçekcilik”, “Rubin Kuaför”, “İstikbal Show Room”, “Cosmo Car”, “Cafe Püren”, “Class Otomativ”, “Cindy Zayıflama Güzellik”, “Car Plus”, “Concept”, “Japon Center”...
Bunlar Bostancı Kadıköy arasındaki minibüs caddesi denilen yolun bir tarafında yazılan tabelalardan birkaç örnek...
Dünya ortak dil üzerinde çalıştı ama henüz bir sonuç alamadı. Bunu gereksinmeler adına bilimsel tarzda, bilinçli yapmaya çalıştı. Ama “roomumuz” sözcüğü hangi zihniyetle türetildi. Dilin kültürde, yaşamda, kalıcılıkta ne denli önemli olduğunu hepimiz biliriz. Ayrıca dili yiten ulusun kendisinin de yok olduğunu çok daha iyi biliriz.
“İngilizce’yle epey çalıştım, çok haşır neşir oldum, dolayısıyla (yes sir), (okey) (goodmorning) artık benim günlük yaşamımda” savunmasını yapan aydınlar kimlik savunusunu kafatasçılığa oturtup rahatladıklarını mı sanacaklar? Ya da karşılarındaki topluluğa, insanlara göre mi tavır değiştirecekler?
Okullarımızdaki İngilizce öğretimine evet denilebilir. Ama İngilizce eğitiminin ulaşacağı boyutta durulması gerekir. Anadolu Liselerinde dersler İngilizce yapılmaya çalışılıyor yıllardır. Fakat genelde ya öğretmen iyi İngilizce bilmiyor ya da iyi matematik bilmiyor. Ayrıca o yaşa kadar Türkçe düşünen gençler İngilizce aktarımı ne kadar alabiliyorlar tartışma götürür.
İngilizce’nin öğrenimini savunabilirim. Ama gördüm ki iyi İngilizce bilen her şeyi çözümlemiş değil. Eğer öğretmense öncelikle bireysel ayrıcalıkların ayırımında olması gerekir. Fakat matematik kafasının değeri kadar tasarım yetisine sahip olanın değerli olduğunu bilemiyorsa bildiği İngilizce ancak çocukların harcanmasına neden olur. İnsan doğduğu dilin içinde en büyük başarıyı gösterir... Önce bunu geliştirmek gerekir... Üste yabancı diller...
Biz kendi kimliğimizde düşünmeyi, araştırmayı, yaratıcılığı, proje üretmeyi, uygulamayı verebiliyorsak İngilizce artı olur. Eğer bunları baştan verememişsek hazırcılığa İngilizce dayanmaz. Bu da Sultanbeyli’de tuvaleti bulunmayan evlerde çanak antenin bulunması gibi bir şey olur.
*YTÜ SANTAS
|