Tülay Çellek
  Mavi bir günaydın yolluyorum sabahına
Yüreğimin sıcaklığını da gününe...
 Sending a blue ‘bonjour’ to your morning,
And the warmth of my heart to your day…
 Tülay ÇELLEK


Ana Sayfa
Yazılar
Şiirler
Poems
Söyleşiler
Tül'den Yansımalar
Resimler
Art
Fotoğraflar
Photograph
Karikatür / Çizimler
Cartoon / Drawings
Tasarım
Design
Tipleme
Character
Barış
Peace
Gerze
Ders Notları
Lesson Notes
Özgeçmiş
Autobiography/cv
Belgeler
Duyurular
Değiniler
İletişim
Contact

Yayın Tarihi: 4.3.2010  

BİR İNSAN KENDİNİ DÜNYAYA HANGİ DİLLE – DİLDE EN İYİ ANLATIR?


BİR İNSAN KENDİNİ DÜNYAYA HANGİ DİLLE – DİLDE EN İYİ ANLATIR?


BİR İNSAN KENDİNİ DÜNYAYA HANGİ DİLLE – DİLDE EN İYİ ANLATIR?



Kendisi olamayan başkası hiç olamaz…

Türk eğitim yöneticisi Türkiye’de, Türk üniversitesinde yapılan bir açıkoturumda “Bir Türk dünyaya kendini en iyi şekilde ancak İngilizce ile anlatır.” Dedi.

Biz sömürge bir ülke miyiz? Türkçe değil İngilizce konuşulması istendiğine göre… Hani bunu İngilizler, Amerikalılar yapsa belki biraz anlayacağım ama bir Türk’ün yapması bana daha çok gelişmekte olan ülke konumumuzu koruyacağımızı gösteriyor… Ve çok acı…

Denecek ki bu zaten onların fikri, isteği… Peki, bizim aklımız nerede, fikrimiz yok mu?

Acaba bir Fransız dünyaya kendini en iyi şekilde İngilizce ile mi anlatır, Türkçe ile mi? Ya bir Alman… Örnekleri çoğaltabiliriz.

”Türkiye’de öğretim Türkçe mi, İngilizce mi olsun,” tartışmasından önce;

• Okuma alışkanlığı
• Araştırma yapma alışkanlığı
• Düşünme alışkanlığı
• Yaratıcı fikirler üretme alışkanlığı
- Aynı konuda birden fazla fikir yaratma alışkanlığı
• Soru sorma alışkanlığı
• Eleştirel bakma alışkanlığı
• Kendi problemlerini oluşturma alışkanlığı kazandırmaktır…


İşte bunları en baştan kazanıyor, kazandırıyor muyuz?

Türkçe olarak bunları kazanmadığımız, kazandırmadığımız sürece kaç dil öğrenirsek öğrenelim ve öğretmeye kalkalım yeterli olmaz yaratmak adına, var olmak adına, sömürge olmamak adına…

Tabii ki kendi dilimizin dışında başka dilleri de öğrenmeliyiz, araştırma yapmak için…
Yabancı diliniz yeterli değilse ya da zaman kaybetmek istemiyorsanız çok iyi çeviri yapanlar var, onlardan yararlanmalıyız. Öncelikle eksiklik, dil bilmemekte değil yukarıda saydığım ve çoğaltabilecek önemli kazanımların olmamasında…

Sonuç olarak Türkiye’de eğitim – öğretim/öğrenim TÜRKÇE olmalı, yabancı diller öğrenilmeli…

Her ulusun kendi resim dili olmalıdır, evrensel değerlere sahip olan…
Her ulusun tasarım dili olmalıdır, uluslararası boyuta taşınan…
Her ulusun özgün müziği olmalıdır, ezgisi dünyaya yayılan…
Her ulusun şiiri olmalıdır, kendi dilinde yazılıp tüm dünya dillerine çevrilen…


***

Prof. Dr. Bülent Sankur; “Gelişmiş hiçbir ülke eğitimini yabancı dilde yapmıyor. Yabancı dili öğretiyorlar.”

Doğru olan budur. İnsan kendi dilinde en iyi, doğru düşünür. Kendini en iyi kendi dilinde ifadelendirir. Bu yaratımlar yapmasını sağlar. Hayalleriniz hangi dilden?

Yabancı dile özendirilmek nelerden geçiyor?

“Unvanlarda, yükseltmelerde Türkçe eser puanı çok düşük… Ana dilde bilim üretmek cezalandırmaktır… YÖK Türkçeyi 2. plana itmiştir… Türkün Türk’e yaptığı en büyük kötülüktür bu… Türk eğitimci, akademisyen, Türk öğrencilere Türkiye’de Türk üniversitelerinde yabancı dilde ders veriyor. İngilizce öğretimde öğrenci soru sormuyor.”

*

Dr. Filiz İrge; “toplumsal bellek kaybını yaratmamak için dilimize sahip çıkmak lazım…”

*
Prof. Dr. Turan Yazgan; “Düşünme dili insanın kendi diliyle olur… Beyin hamallığını kaldıran makineler kayıt yapıyor…

Eğitime ayrılan para Cumhuriyetin ilk yıllarına göre üçte bir düşürülmüştür.

Aşağılık kompleksiyle yıkanmış beyinler… Türkçe eğitim düşünen insan yetiştiren biçimde olmalı. Türkçe var olma vasıtasıdır… Yabancı dil bilgiye ulaşma vasıtasıdır. Bilgi üretimi, teknoloji üretimine katkı vermek içindir…”

*

Prof. Dr. Mümtaz Soysal; “ Üniversite kavramlarla düşünür.

Temel öğretimde herkes eşittir. Sosyal farklılıklarla değil, eşit olarak yararlanır, yararlanmalıdır.” Bir gencimiz bu sözün Türkiye gerçeğinden örnekleyerek doğru olmadığını söyledi sonradan…

“* Üniversite bilim dili oluşturur.

* Yabancı kaynaklar başkalarının propagandasını sağlar. (Harika bir tespit. Kutluyorum.)

* Üniversite tek kültürün etkisinde kalmadan sentez yapabilen öğrenciler yetiştirmelidir. (O zaman sorunumuzun başı yabancı dil değil. Eğitim sistemimizdeki yanlışlar, eksikler…)

* Öğretim zihinlerde yeni fikirler doğurtmaktır. (Özellikle biden fazla fikir…)

* Bilim yapmak diğerlerin anlamasını sağlamak, ilerlemek, ilerletmektir.

* Kaliteli insan yetiştirmektir.

* Bilim dilinin fabrikasyonu üniversitedir.

* Özerk, doğru düşünmek önemlidir…”

Sayın hocamız bir bilim adamı ve en önemlisi de harika bir eğitimci akademisyen olarak konuştu, paylaşımlar yaptı… Teşekkürler…

*

“Konuşmanın amacı gördürmedir. Sözcükler kulağa gözde görüntüye dönüştürülsünler diye iletilir. Çünkü sözcükler görüntü yüklenmiş ses dalgalarıdır.” SARTRE

*

Şiir yazmak çok zordur gerçekten. Tıpkı suluboya yapmak gibi… Şeffaflığı, akıcılığı, özetliği vs. açısından... Koca romanı bir satıra sığdırmak marifeti olan şiiri herkes yazamaz.

Açık oturumda bir izleyici Nazım Hikmet’i örnek verdi. “Şiirlerini Türkçe yazmıştır. Şiirleri birçok dile çevrilmiştir.“ Eğitim yöneticisi şiir sözcüğünü o kadar küçümseyerek kullandı ki… Mahvoldum. Bizdeki en büyük eksiklerden biridir. O yüzden hem derslerimde hem seminerlerimde “bilim okuyan sanatla ilgilenmeli sanat okuyan bilimle… Ve tabii felsefeyi özellikle eğitimci-akademisyen ise psikolojiyi bilmeli… En önemlisi de şiir okumalı, okuyabilmeli… Okumuyorsa en azından küçümsememeli…

Kompüter karşılığı bilgisayar sözcüğünü çok beğeniyor ve çok doğru bulurum. Ancak rektör yerine kullanılan “bilimbeyi” sözcüğü çok yerine oturmadı bende. Rektör kadın olunca ne olacak? Bilimkadını mı? Ülkemizde çok güzel olan bir şey var. Bilim, teknoloji üniversitelerimizin içinde Güzel Sanatlar, Tasarım bölümleri, fakülteleri de var… Bu nedenle “bilimbeyi” sözcüğü bence anlam olarak her şeyi kapsamıyor…

Kendi düşünce ve araştırmalarımı kısaca eklediğim ve çok özet aktardığım açık oturumun yayını yapılır umarım ki kayıt yapıldı. Katkısı geçen her değerli insana, eğitimciye, emekçiye yürekten teşekkürler…

“YABANCI DİLDE ÖĞRETİM TÜRKİYE’Yİ NEREYE GÖTÜRÜYOR?”
TÜM ÖĞRETİM ÜYELERİ(TÜMÖD) TOPLANTISI
http://www.tulaycellek.com/tulay/eser1.asp?id=1923



28 – 02 – 2010 / İSTANBUL


Tülay ÇELLEK








<< Geri Dön [Okunma: 2411 ]


[ Yukarı çık ]    



© Her hakkı saklıdır.