Tülay Çellek
  Mavi bir günaydın yolluyorum sabahına
Yüreğimin sıcaklığını da gününe...
 Sending a blue ‘bonjour’ to your morning,
And the warmth of my heart to your day…
 Tülay ÇELLEK


Ana Sayfa
Yazılar
Şiirler
Poems
Söyleşiler
Tül'den Yansımalar
Resimler
Art
Fotoğraflar
Photograph
Karikatür / Çizimler
Cartoon / Drawings
Tasarım
Design
Tipleme
Character
Barış
Peace
Gerze
Ders Notları
Lesson Notes
Özgeçmiş
Autobiography/cv
Belgeler
Duyurular
Değiniler
İletişim
Contact

Yayın Tarihi: 11.11.2009  

SAĞLIKLI YAŞAMAYI NASIL BAŞARACAĞIZ?


SAĞLIKLI YAŞAMAYI NASIL BAŞARACAĞIZ?


SAĞLIKLI YAŞAMAYI NASIL BAŞARACAĞIZ?


Sağlıklı yaşamayı başarmalıyız…
Ülkemiz için,
çocuklar için,
dünya için
gençler için
gençlik için
ve kendimiz için…

Bir yanda GDO - Genetik yapısı değiştirilmiş organizmanın yaşamımızı sarmalaması…
Milyonda bir olan şeyler vardır, insan vücudundaki değişikliklere ilişkin… Duyduğumuzda şaşırdığımız irkildiğimiz durumlardır bunlar. Altıparmaklı çocuklar, yapışık bedenler, tek olması gerekirken çift olan organlar vs. gibi… Bedeni değiştirilmiş, biçimi bozulmuş, tadı, kokusu yok edilmiş besinleri yiyenlerin sonu ne olacak dersiniz? Önemli değil… Birileri zengin olmalı… Birileri seyrederek haz duymalı.

Bir tarafta domuz gribi…
Pandemiğin, polemiğe, paniğe dönüştüğü, dönüştürüldüğü… “Evet, aşı olacağım,” “hayır olmayacağım” arasında gelgitlerin yaşandığı…

Bir tarafta sağlığı ciddi şekilde bozan gelişmeler - gelişememeler…
Bir psikiyatrisin konferansında dinlemiştim. Ruhsal sağlıksızlıklar nedeniyle beyinde gerçekleşen salgıların fiziksel rahatsızlıklara neden olduğu, aynı şekilde fiziksel rahatsızlık nedeniyle gerçekleşen salgının ruhsal rahatsızlıklara neden olduğu… Bunlarda pay %50…

Bir başka taraftan nükleer tehlikesi…
Üstelik güneşin ve rüzgarın ülkesi olduğumuz halde…

Bir taraftan unutma, unutturma problemimiz…
Çernobil’i unuttuk… “Bize bir şey olmaz,” diye çay içerek… Daha neler unutturulmaya çalışılıyor iki yüzlülükle… Kan kana bilirsen, istenilen kadar…

Bir yandan kağıtlarda değişen, yaşamda değişmekte zorlanan eğitim sistemimizin doğurduğu rahatsızlık…
Tanıdıklarla doldurulan özellikle eğitim alanlarının kalitesinde oluşan soru işaretleri… Ezberin, boyun eğmenin, eleştirmemenin, tek sesliliğin devam etmesi ısrarı… Ve tacizin, düzeysizliğin, etiksizliğin, onursuzluğun eğitim alanlarında kol gezer olması…

Bir tarafta sanat eğitimine yapılan darbeler, çağdaş düşünceye konulan noktalar…
Sanat eğitiminin lüks sayılması, darbe üzerine darbe vurulması… Perspektifin kaldırılması… Sanatın içine tükürülmesi…

Bir tarafta bilim eğitiminde oluşan olumsuzluklar…
Bilim eğitimi alanlarının bilim eğitimi dışı branşlarının insanlarıyla doldurulması…

Diğer yandan spor eğitimine bile ket vurulması…
Üstelik spora çok düşkünlüğümüz ve de “sporcu mu – futbolcu mu olacaksın,” diye küçümsediğimizden mi, olsa gerek spordan, beden eğitiminden çalınıp ki tıpkı sanat eğitiminden çalındığı gibi araya çağdaş amaçlarla konmadığı kesin olan bazı derslerin sıkıştırılması…

Bir tarafta kitap alamama sorunu, ekonomik yetersizliğin getirdiği rahatsızlık…
Satın alırken kitabın önce içeriğine değil, fiyatına bakılması… İşsizliğin artımında rol oynayanların alım gücünün zayıflamasında da rol alması dolayısıyla kitaba vurulan darbe…

Diğer yandan taciz olaylarına, haysiyetsizliklere, yüzsüzlüklere şahitliğin verdiği rahatsızlıkların çoğalması…
Başta eğitim alanları olmak üzere bu durumların her tarafa yayılması, çığ gibi büyümesi… Devletin, kurumunun işini bırakıp tacize, rahatsız etmeye zaman ayıranların çoğalması ve kimi kime şikayet edeceksiniz durumların var olması…

Bir taraftan sağlığa aykırı kıyafetlerin türemesi…
Sağlıksız kıyafetlerin yüzlerine bir ton makyajı kondururken kendi kimliğimizden taviz verilip kişiliksiz, kimliksiz, sağlıksız ümmet haline getirilmemiz… Direnenlerin çeşit çeşit cezalandırılması… Beğen beğen al… İstersen alma… Sana soruluyor mu? Fikrini söylersen yanarsın… Eleştirirsen daha beter olursun… Sonradan görmelerle kirletilen alanlarda yaşamak zorundasın…

Bir taraftan yaşadığın alanın şahsi çıkarlar adına paramparça edilmesi…
Parçaların aralarında oluşturulan uçurumlara sadece bizler mi düşeceğiz, parçalayanlar düşmeyecek mi, sanıyorsunuz…

Tüm bunlara karşın,
Eğer yaşıyorsak
Eğer güzelliklere, iyiliklere ortak olmak istiyorsak
Eğer değişimde, değiştirmekte, dönüştürmekte yer almak istiyorsak

Ve birçok eğer için…

Önce sağlıklı olmamız gerekiyor.

Nasıl sağlıklı kalacağız?

Betonların içinde ağaçları, çiçekleri görerek
Grilerin içinde yeşile, maviye kısacası tüm renklere bakarak…
Bulutların farkına vararak
Bir kuşun kanadında uçarak
Suyun sesini duyarak
Rüzgara kendini kaptırarak
Güzelim çiçeklerin kokularını duyumsayarak
Fark ederek
Severek
Saygı duyarak
Çalışarak ama dürüstçe
Sorumluluk sahibi olarak
Sağlığımıza öncelikle önem vererek
Eğitime öncelik vererek
Kendimize güvenerek
Görev dağılımda hassasiyet göstererek
- Bir doktora sayının azlığı nedeniyle hasta sayısı gereğinden fazla çok… Bu aksamalara neden olur-oluyor, insan sağlığı gibi çok önemli bir konuda.
- Buna karşın bazı konularda yaşama dair verileri olmadığı halde daha fazla elaman yetiştirirseniz ülke gelişimini sağlayamazsanız. Ama zaten böyle bir sorununuz yoksa bu dengesizliği büyütürsünüz.
Heyecanlarımıza özgürlük tanıyarak
Kitap okuyarak
Araştırma yaparak
İlgi alanlarımıza yaşam hakkı tanıyarak
Özelliklerimizi unutmayarak
Uyumayı aksatmayarak
Yürüyerek
Kendinizi ciddiye alarak, güvenerek, inanarak
Hayal kurarak
Barıştan yana olarak
İşe, eve hep farklı yollardan giderek
Problemleri farklı yollardan çözerek
Yaratıcı fikirler üreterek
Farklı ilişkilendirmeler yapıp yeni şeyler bularak, sorun çözerek
Gülümsemeyi unutmayarak
Tanıdıklarınızı sadece iş için aramayarak, hatır sorarak…
Çocuklarla vakit geçirerek
Farklı alanların insanlarıyla bir arada bulunarak
Yaşama, insanlara selam vererek
Tat, koku, dokunma duyularımıza sahip çıkarak
Ve…
Siz devam eder misiniz, lütfen…
Paylaşarak zenginleşelim…


11 – 11 – 2009 / İSTANBUL

Tülay ÇELLEK








<< Geri Dön [Okunma: 1700 ]


[ Yukarı çık ]    



© Her hakkı saklıdır.