Yetenek sınavları, ülkemizde en çok konuşulan sınav türlerinden biridir… Yapılsa da, yapılmasa da hep belirli şeyler söylenir. “Torpil” sözcüğünün en yerleşmiş alanıdır neredeyse.
Kültür sınavlarının her fakültenin özelinde yapılması gerekir. Ancak bunu üniversite giriş sınavıyla karıştırmamak lazım. Orada yaratıcılığa, entelektüel kültüre, güncelliğe, gereksinimlere yanıt veren bilgiye ayrıntıda bakılmaz. Öğrenci çoklu zeka üzerinden derinlemesine değerlendirilmez. Farklı yollardan çözümler göz önünde bulundurulmaz. En doğru yol; en kısa, en basmakalıp ve en iyi ezberletilendir.
Eline mikrofonu, fırçayı alan sanatçı olur ülkemizde. Sanat eğitimi neden vardır? Salt gözü, kulağı, eli eğitmek için mi? Olan bir yetiyle, bu tür okullara gitmeyen bir sürü insan var. Oldukça da iyi olabilirler, fotoğraf gibi çizim yapabilirler.
Eğitim bir sitemdir ve alanın ayrıntı eğitimi yanında onun kültürünü de verir, vermelidir. Çağ bilgi çağı olduğuna göre iyi çizmek ya da piyanoyu iyi çalmak yetmez. Bu nedenle gençlere fakültede; “çizmek, enstrüman çalmak, yapmak kadar okumak, araştırmak önemlidir,” fikrini başta vermek gerekir. Bu nedenle üniversite puanını yüksek tutmak yerine, genele hitap etmenin yanında, fakülte özelinde kültür sınavı yapılmalıdır. Ama bunun içeriği ve yöntemi çok önemlidir. Bizim sorunumuz öncelikle varda ya da yokta değil, boyutlardadır. İçeriktedir. Yöntemdedir. Değerlendirme yaparken doğru hitap edilmeyen yetenekleri eritmektedir.
Çizim sınavlarının yanında mutlaka mülakata yer verilmelidir. Dosyaya bakılmalıdır. İstanbul Anadolu Güzel Sanatlar Lisesinde bir sınavda bu çok belirleyici olmuştu. Çizimden aynı notu alan iki öğrenciden ilki “İstanbul dışından geliyorum dosya getirmedim,” demişti. Arkasından giren öğrenci de aynı yerden gelmiş ama çok güzel bir dosya getirmişti. İlgili bir öğrenciyi saptamanın yolları vardır. Öylesine gelenle, bu alanı benimseyecek olan gencin göstergeleri vardır. Ancak sisteme bakınca bu genci de harcamamak gerekir. Belki o atılım yapacaktır, şans tanınabilir. İşte mülakatta bunlar didik didik edilmelidir.
Yaşam risktir. Bunu göze almak gerekir. Ve işin ehli olanlar, doğru olanı, doğru bildiklerini yapmalılar. Söylentilerle göre hareket etmemelidirler. Bu, kurumu yıpratır. Bir kere taviz verdiğinizde de arkası gelir. Burada idarecilerin dirayeti önemlidir. Tabii bir önemli olan da personelin yapısı… Eğer bu tür okullara şahsına kazanç sağlamak için gelindiyse, zaten o kendini kısa sürede belli eder. Ayrıca özel bir atölye açmıştır. Başına da yakınını oturtmuştur. Çünkü kendi memurlar kanuna göre ek iş yapamaz. Sonra bakarsınız dökülen arabası, 0 kilometreye dönmüştür. Bir örnek yüzünden birçok insan harcandığı gibi, kurum da yıpranmıştır. Önemli olan baştakilerin bu tür eğitimci-akademisyenlere izin vermemesidir. Dışarıda iş yapıp, okulları da salt kazanç kapısı görenlere gereken yapılmalıdır. Bu da en başta, söylemle eylemin bir olmasından geçer. Ve baştakilerin etik kavramından oluşur.
Yetenek sınavına gelince; çizim sınavları iki aşamalı olmalıdır. Salt gözlem gücüne, teknik tarafına bakılarak öğrenci alınmamalıdır. Hayal gücüne de bakılmalıdır. Bir vazoyu çok iyi çizebilir ama hayal gücü yoksa teknik çizimden, bir şekilde tekniker olmaktan ileri gidemez. Hayal gücü varsa, olan yetisi çalıştırılarak, araştırma yaptırılarak ilerletilebilir. Sonuç olarak gözlem gücüne ve yaratıcılığına birlikte bakmak gerekir. Yetenekler de farklıdır. Bunlar eğitimciye, akademisyene iş çıkartır ama daha sonra doğru yapılmayan seçimlerde her iki tarafında canını sıkmamak ve zaman kaybetmemek için başta doğru yöntemlerle hareket etmekte yarar var. Çünkü sonrası daha çok yorar. Dolayısıyla koca bir yaşamı bir tek sınava sığdırmak yerine birkaç sınav ve hatta olanaklar elverirse atölye çalışması yaptırılmalıdır.
• Gözlem gücünü değerlendiren sınav; bakarak yapılan bir kompozisyon veya buna uygun olarak verilen bir konu…
• Hayal gücünü değerlendiren sınav; hayalden yapılan bir kompozisyon, soyut düşünmesini sağlayarak gerçekleştirilen bir kompozisyon
• Seçtiği alana ilişkin daha elit bir sınav
• İlgisini ve bilgisini değerlendiren (ölçen) sınav; Dosyasına ve genel kültürüne bakılan sözlü sınav
- Kültürel boyutunu ölçen sınav
Öğrenci ile diyalogun tohumları sınavda atılmalı. Güzel bir iletişimin başlangıcı olmalı sözlü sınavlar. Bir paylaşımın başlangıcı sağlıklı bir şekilde sınavda atılırsa eğitim-öğretim zamanı daha bir verim alınır.
Sözlü sınavlarda;
• Öğrenciler ile alay edilmemesi, öğrencinin aşağılanmaması, hakaret edilmemesi, küçümsenmemesi
• Öğrenciye ilgisiz davranılmaması (sanki seçilmişler önceden belli gibi… Örn: yüksek lisans, doktora, sanatta yeterlilik sözlü sınavlarında bu his yaşanabiliyor.)
• Öğrenciyle diyalog zemini hazırlanması
• Sınavda öğrencinin kendini ifade etmesine olanak tanınması
• Seçtiği alan dışında diğer alanlara ilgisi, bilgisi, entelektüel tavrına bakılması
Özellikle yüksek lisans, sanatta yeterlik sınavları belirli bir süre atölye çalışması yapılarak sonuçlandırılabilir, salt sınavda seçimi bitirmek yerine. Ancak atölye çalışmasında sadece hoca kişiliğine ne kadar bürünebilir durumuna bakılmaması gerekir…
Uzmanlık önemlidir, danışma için iyi bir kapıdır. Ancak bir alanda uzman olanın her alanda uzman olması mümkün değildir. Bu nedenle jüriler farklı alanlardan oluşturulmalıdır. Burada sınavın sağlıklı yapılması için eğitimcinin, akademisyenin emek vermesi, zaman ayırması gerekir. Yoksa mümkün olduğu kadar yorulmadan ve zaman ayrılmadan yapılan sınavlar baştan başarısızdır, hem öğrenci hem akademisyen hem de eğitim adına…
Öğrenciler, “Bizler öğretim elemanlarımızla konuşmak, tartışmak, dertleşmek, paylaşmak istiyoruz...” Diyorlar, haklı olarak…
”Bizlerin hızla irdeleme ve yenilenme çabasına girmemizin gerekliliği bir kere daha vurgulandı…”
Her Programın öğrencileri ile toplantı yapılması ve onların dinlenmesi…
Öğrenciyi çok ciddi şekilde eğitime sokmak gerekir, eğer başarı, değişim isteniyorsa… Paylaşmak, birliktelik gereklidir. Bu nedenle öğrenci sınavdan başlamak üzere tüm eğitim – öğretim boyunca odakta olmalıdır.
Tüm bunlar salt üniversiteler için değil, Milli Eğitim Okulları için de geçerlidir. Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi için de geçerlidir. Değişim bütünü ilgilendirir. Lisans öncesi, lisansı belirler başarı bağlamında. Lisansın başarısı lisansüstü başarıya etki eder. Zincirleme olur eğitim, birbirinin devamı olan… Bu nedenle üniversite öğretim elemanları ile MEB okullarının öğretmenleri sıklıkla bir araya gelmeli karşılıklı deneyimlerini paylaşmalıdır…
İlk tarih:?
Son Tarih: 08 – 09 – 2009
İAGSL sonradan İAAAGSL olmuştur. (İstanbul Anadolu Avni AKYOL Güzel Sanatlar Lisesi)
|