Final Değerlendirmesi Bahar 2009
Yaşamın kendisi sınav aslında… Yaşımız ne olursa olsun öğrendiğimiz, sınadığımız, çekindiğimiz, sorularını oluşturduğumuz bir çok şeyle karşılaşırız. Bunlar yaşamın doğal sürecinde olduğundan farklı bir korku, endişe yaratmazlar. Ancak özel olarak isimlendirilen ve yapılan sınavlar Napolyon’un bile korktuğu bir durum haline gelmiştir, getirilmiştir.
Önce, “bu korkuyu nasıl yenerim de daha başarılı olunmasını sağlarım? Ve yaşamın bir parçası yaparım,” sorusundan, noktasından hareket ettim.
“Güven” çok önemlidir. İşe öncelikle öğrenciye güvenmekle başlarım. Gerçekten güveniyorsanız öğrenci güveni sarsmıyor. Bu psikolojik bir rahatlamaya ve yaratmaya sebep oluyor.
Bana göre sınav başlayıp biten olmamalı. Bir süreç olmalı. Ama yukarıda da dediğim gibi kabus olmaktan çıkarıp yapmalı bunu.
Öğrencinin özelliklerine göre verdiği yanıtlardan yola çıkarak yeni sorular üretiyorum. Böylece sınav başlayıp, biten bir olay olmayıp sürece giriyor…
***
Ben olsaydım ne yapardım?
“Ben ‘güneş’ olsaydım, haksız yere savaş açan ülkeleri, kıtaları asla aydınlatmazdım… Kendilerinin güzellikleri söndürdükleri gibi…”
“Işık ve barış” temalı bir afişi nasıl tasarlarsın?
“Güneş” isimli bir kısa filmin çekime dair 3 sahneyi nasıl tasarlarsın?
“Güneş Kız” isimli mitolojik bir masalın sayfalarını nasıl resimlersin?
*
Özeleştiri bölümünde hayatta olmayı sevmekten bahsetmiş.
“Yaşam ve Müzik” konulu bir projenin reklamını nasıl yaparsın?
*
Eleştiri: Görsel açıdan gözü yoran reklamları eleştiriyor. Bir yiyecek reklamı kendisinde ne açlık, ne istek, ne de iştah uyandırdığını yazıyor. Üstelik de aç bir zamanında gördüğü halde…
Reklamda mesaj önemlidir. İlgi uyandırmak önemlidir. Bakanı içine alması, kafasında bir yer edinmesini sağlaması önemlidir.
*
Not verme: bu bölüm zorunlu değil. Ama gerekçesiyle birlikte değerlendirme yapmış. Dersin iki dönem olmasını önermiş, yaratıcı fikirlerin sürekliliği açısından…
*
Kutu-kılıf Tasarımı: tasarım konusunu seçimde cinsiyette belirli olabiliyor. “Bayanların vazgeçilmez aksesuarı ‘Ruj’”… Cep aynası üzerine yapılmış ruj reklamı…
Çizimde yuvarlak kenarları süslü bir kutunun üzerinde ruj resmi “tazelemenin vakti…” yazısı var. Tabii sözler önemlidir görseli destekleyen ve akılda kalıcılığı sağlayan. Diğer varyasyonda kutu kırılmaz düşünülüp üzerinde bir giyim firması reklamı önerilmiş.
Diğer varyasyonlar; “beni çıkar” diğerinde kalp üzerinde bir tarafta ruj, diğer tarafta “fark edilmek” yazısı var…
*
Kavram:
İçtenlik; çocukluktan başlatılmış. Birbirine verilen çiçekle… Altına yazdığı yazı da bunu tamamlıyor… Paylaşmak…
Tema; “Çiçek ve çocuk” ve “içtenlik.” Bir filmin senaryosunun ana temaları bunlar… Afişini nasıl tasarlarsın?
Ezberkıran; bu hoş olmuş işte. Matematik ve müzik. Aslında tabii matematikle müziğin ilişkisi var. Müzik eğitimi alanlar bunu çok iyi bilir. Ali Nesin de “Matematik Dünyası” dergi kapaklarını ressamların resimlerini koyarak gerçekleştirmiş. Matematik ve sanat buluşturulmuş dergi kapağında. Oldukça doğru bir buluşma.
***
“4. Dünya Su Forumu,” su kurumuna katkı ödülü tasarlamış. Oldukça güncel bir konu. Tasarım da anlam olarak ilginç. Elinde ters şemsiye tutan bir insan figürü…
Haklı, artık yağmur suyundan şemsiye ile korunmak yerine yağmur suyunu şemsiyede biriktirmek gerekiyor.
“Su” üzerine bir belgesel hazırlasan afişini nasıl tasarlarsın?
Bir başka plaket-madalya tasarımı başlığında “Barışa katkı Ödülü” tasarlamış. İnsan figürünün bir elinde mumdan güvercin , diğer elinde mumdan zeytin dalı. Çayda çıra oyunundan esinlenmiş.
Barış konusunu işlediği için öğrencimizi kutluyorum.
“Barışın Dansı” Konulu bir gösterinin afişini nasıl tasarlasın?
*
Eleştirel bakış: yaşama dair eleştirilerini istediğim, bir şeye bakışta olumlu ve olumsuz yönlerinin birlikte ele alınmasını önerdiğim bir soru. Böylece her şeyi kabullenir değil, sorgulayarak yaklaşmalarını ardından da o konu ya da tasarım vs.de yaratıcı fikir üretmelerini düşlediğim soru. Hatta bazı alanlara dair örneklerde vermiştim, dersle sınırlı olmasın diye. Film, müzik, trafik, sanatçı, eğitim…
Öğrenci başkalarının üzerinden değil kendi üzerinden hareket ederek sınıfta herkesten farklı düşündüğü bir konuyu örneklemiş.
Özeleştiri: Herkesi eleştiririz, doğru da yaparız. Ama bir kişiyi unuturuz; kendimizi… Burada aslında çoğumuzun sıkıntısı olan “hayır” diyememekten bahsedilmiş…
Atölyede çok çabuk fikir üreten bir öğrenci. Bu anını görmek de gerekir. Öyle belli ediyor ki yüzünden, hem düşünme sürecini hem bulduğu anı. Atölyede bir şey yapmıyor; şiir okumuyor ya da şiirsel konuşmuyor. Daha bilimsel bir tavır taşıyor… Ama sınav kağıtlarında hep şiir denemeleri var.
*
Kavramlardan “tutku” ve “sevda” sözcüklerini seçip harflere ayırarak şiirleştirmiş.
Harfin “E” olsa, “T” olsa, “A” olsa, “M” olsa, “R” olsa, “V” olsa nasıl bir iç mekan tasarımı yaparsın? Harflerden çıkışla nasıl aydınlatma elamanlarını tasarlarsın? Ve bu tasarımların reklamını nasıl yaparsın?
“Tutku” sözcüğü içinde tutunulan dal, yakınlık, farkındalık, birliktelik ele alınmış şiirsel anlatımda.
“Sevda” ise kaybetmemek, kendine söz geçirememek ve zaman üzerinden betimlenmiş…
Kara sevda üzerine çekilen bir filmin senaryosunu ve afişini nasıl oluşturursun?
***
Belediye otobüsleri durağına hamak çizilmiş. İçine de biri uzanmış, diğerleri kuyrukta… İstanbul’un trafiği bu espri ile çok güzel özetlenmiş. Çizime baktığımda bana ilk çağrıştıran anlam bu oldu. Ama onun anlattığı “boş vermek” kavramının anlamı olmuş. Günlük koşturmacada hiç bir şeye aldırmayan gamsız bir insan…
Zıtlık kavramından hareket etsek biri gamsız, rahat diğeri aşırı titiz, biri bin yaran iki kişiliği buluşturan bir kısa filmin afişini nasıl tasarlasın?
Boş verenlerin kupası nasıl olur? Boş verenlerin arabası nasıl olur? Araba üstüne nasıl bir reklam yaparsın?
Boş vermek sözcüğünü betimleyen diğer varyasyonlarda, boş vermek sözcüğü yalnızlık, farklılık, dışındalık olarak ele alınmış…
*
Ambalaj tasarımı: Pet şişeye kulp tatmış, yandan tutma yeri diyerek. İyi fikir. Hem elde taşıma kolaylığı hem de oradan bir iple çantaya, kemere bağlama söz konusu olabilir…
Sorularımın bu çeşitliliği bireysel farklılığa hitap etmek kadar, insanların ihtiyaçlarını da belirlemek. Ve öneriler üretilmesini sağlamaktır…
Ambalaj tasarımında bir fikir daha var; kapağın yere düşmemesi için hijyen düşünülerek kapak tutucusu yapılmış. Bu da iyi fikir. Kutluyorum.
*
Eleştirel bakış; “Gönüllü işlerin de ciddiye alınmalı,” anlamını destekleyen bir örnek vermiş. Öğrencime katılıyorum. İnsan ne yaparsa yapsın bunun ciddiyeti olmalı. Gönüllülükte ciddiyet ister, kural ister. Bunu zorunlu ana dersler ve seçmeli dersler üzerinden de verebiliriz. Seçmeli ders de, temel dersler de aynı ciddiyetle ele alınmalı ve yaşama serilmeli…
Bir sivil toplum kuruluşu, içeriği eğitim, yaş sınırı ilköğretim kapsamında. Tanıtım kitapçığını nasıl hazırlar, tanıtımını nasıl yaparsın?
*
Özeleştiri; Liderlik bir özellikle, çekingenlik iç içe… Ve mücadele isteği… Öğrencimin başaracağına inanıyorum…
Filmin teması; “mücadele” Nasıl afiş tasarlarsın?
Psikoloji konulu bir web sitesi hazırlayacaksın, giriş sayfasını nasıl tasarlarsın?
***
Herkes kendi gereksinmesine ve özelliklerine göre tasarlıyor. Şiir yazan öğrencimiz takvimde şiir yeri ayırmış. Her gün başka şiirle karşılaşmak güzel olur. Hatta günün özelliğine göre teması olan şiiler… Örneğin sevgililer günü, anneler günü, babalar günü gibi…
Şiirlerinin kitabı olsa, kapağını nasıl tasarlarsın? Sayfalar resimlense ve sen sanat yönetmeni olsan, önerilerin ne olur?
Bir duvar takvim tasarımını dijital düşünmüş. Bir başka takvim tasarımı için “kendinin takvimi” başlığı vermiş. Resim bölümü, fotoğraf bölümü, not alma bölümü düşünülmüş burada.
*
Güven kavramını ağaç kökleriyle ilişkilendirerek “güzel duyguların kökleri” diye betimlemiş. Ve bunu bir örnekle açımlamış.
Reklamda güven çok önemlidir. Bu, dürüstlükle ilintilidir. Bu bağlamda seçeceğin bir konunun reklamını nasıl yaparsın?
Diğer “güven” betimlemesini yardımlaşma ile ilişkilendirmiş.
Arkadaşlık üzerine bir kısa filmin senaryosunu nasıl oluşturursun?
Bilgisayarı “arkadaşlık” üzerine yeniden kurgulasan, getireceğin yenilikler ne olur? Ve patent lütfen.
*
Eleştirel bakışta müzik alanında bir sanatçıyı seçmiş… Dinlerken uzaklara gittiğini, bulutlara uçtuğunu yazmış.
Bir müzik CD kapağını nasıl tasarlarsın?
*
Ben olsaydımlar?...
Bir aşk filmi yönetmenin yerinde olmak istemiş. Aşka dair duyguları sıraladıktan sonra bunları topluma anlatan bir film çekmeyi düşlemiş.
O filmin afişini nasıl tasarlarsın?
“Ben olsaydım ne yapardım?” Burada amaçlarımdan biri hayal güçlerini zorlamak. Bir de sevdikleri, istedikleri bir alanda neler yaratır, neler tasarlarlar, ona bakmaktır. Ve eleştirel bakmalarını sağlayıp bunu ifade etmelerine olanak tanımaktır.
*
“Ertelemeler…” Özeleştiri bölümünün başlığı… Sorularımın kendisini değil de soruların yerine bu tür başlıklar koyanları kutluyorum. Soruma bir anlam yüklemiş ve kendi sözcüğünü kullanmış. Bunu birinci vizede de yaparım. Konu “yaratıcılık-kendi yaratıcılığı öğrencinin” ama bunun yerine koydukları başlıklar beni çok ilgilendiriyor. Bir başlık kocaman bir yazının harika, ilginç özetidir çünkü… Ve burada yaratıcılık vardır.
Çok güzel, “sonra yaparım”ı bir damladan oluşan göle benzetmiş. Ve sorunsuz zaman yaşamak istemi de iyi. Başlığa karşın ertelemeyi kafasındaki bir çok fikre bunların aynı anda yapılma isteğine dayandırıyor…
“Ertelemeler” üzerine bir film, hem de aşka dair… Çekeceğin üç sahnenin tasarımı lütfen…
***
Tercihi pul tasarımı olmuş, açıklama yaparak. “Artık fazla mektup gönderimi olmadığı için pul tasarımına yansıtmak istedim.” Bir de pul koleksiyoncularını düşünmüş. Özellikle dayanıklılığı açısından…
Bir koleksiyonerin hayatını anlatan filmin afişini nasıl tasarlarsın?
*
Ezberkıran; Bir yüz sınırı. Çünkü üstüne kaş, göz, burun, ağız çizilmemiş. Gerekçesi yazılmış. ”İnsanların beynine ezber sistemle zincir vurulduğu için, algılarının da sınırlandığını anlatmak ve kendi gözlerimizle değil de, başkalarının gözleriyle baktığımız için.” Çizimde beyin kısmı zincirlerle sarılmış…
Bilgisayar öğrenimini ezberi kırarak nasıl gerçekleştirirsin ve eğitime farklı bir yöntem sunarsın? Bunu kitaplaştırdığında kapağını nasıl tasarlarsın?
“Ezberkıran”ın varyasyonlarını yapmış.
* Portrede gözler, bilgisayar ekranı. Dudaklar, uzaktan kumanda olarak düşünülmüş. Beyin bölümüne huni yerleştirmiş. Eller kitap atıyor, beyne gitmesi için. “Atık, çevre, toplum, eğitim, bilgiler” yazılmış kıvrımlara tek tek. Ezber kıranı ezberli yaşam zıtlığı üzerinden anlatmak istediğini yazmış. Seyretmek kavramından çıkışla yüze TV ve bilgisayar ekranı yerleştirmiş.
* Diğer varyasyonda kulakların yerine anten koymuş.
* 3. varyasyonda aynı çizime ayakları olan bir kalp yerleştirmiş ezber eğitimi beyinle değil de kalple kıracağımız varsayılıyor… Burada tam tersi mi düşünmek gerekir, ezberin anlamına bakarak, kalben inanmak anlamı da gelen. Bu durumda ezber zincirini kıran mantık olmalı, beyin olmalı ve yürek de yanında yer almalı.
Ezberkıran için ürettiği diğer fikir, koyunlar üzerinden anlatılmış. Herkes otlamaya gidiyor, biri çiçek koklamaya…
Çevre ile ilgili bir afişi nasıl tasarlarsın…
Ezber kıran kavramını afiş tasarımına nasıl dönüştürürsün ya da kitap kapağı tasarımına…
*
“Ben çok iyi bir yazılımcı olsaydım; insana özel bilgisayar yapardım ve bilgisayarlar sahiplerini DNA larından tanırlardı.” Burada bilgisayarınızı başkaları kullanamaz, virüs yayamaz. Neden olmasın? Patent lütfen. Başkalarının yapmasını beklemeden.
“Ayrıca insanların düşündükleri zamanki beyin dalgalarını bilgisayara kodlardım ki, bilgisayardan uzaktan bile beynimizdeki dalgalarla bilgisayarımıza ulaşıp ona istediğimizi yaptırabiliriz. Telepati gibi…” Konuşulanları anlayan, yazan bilgisayarın üzerinde çalışıldığını, yapıldığını duymuştum. Bu bir üst aşama… Yine başkalarından beklemeden ortaklaşa örneğin doktorlarla birlikte böyle bir çalışmayla patent alınacak bir buluş yapılabilir. Cesaret, azim, çalışma, sabır ve disiplinlerarası çalışmaya açık olunursa bu başarılır.
*
Gençlerin ortak sorunu zamanı planlı kullanamamak ve ertelemeler yaşamak hep. Aynı sıkıntıyı farklı örneklerle anlatmışlar.
*
Bir kitap eleştirisi yapmış; hem olumlu yönden hem de olumsuzluklarını yazmış. Bu nedenle kutlamak gerek. Sanat yapıtlarının bilgisini vermesi, farklı bağlantıları, akıcı oluşu romanı kurgulayan kıvrak zeka övülüyor. Ancak sanatsal yönden-ebedi yönden zayıf oluşunun yeteri doyumu sağlayamadığından yakınıyor.
*
Derse katılan arkadaşlarına tam not vermiş, fikirleriyle kendisini zenginleştirdiği için.
Bu dersi görsel hale çevirsen, neyin tasarımı olur?
Dersin reklamını nasıl yaparsın?
***
Araba reklamı; Hız özelliğini ön plana çıkartmak istemiş. Araba manzaralı bir yola yerleştirilmiş. Yarısı rüzgar biçiminde tasarlanmış. Ve sloganı “rüzgarı kıskandıran araba”
İkinci fikre, hızın yanına konfor katılmış. Bu sefer arabanın ön görünüşü uçak biçiminde olmuş. Arka normal araba biçiminde. Burada ön plana çıkan iç görüntü, konforu vurgulamak adına.
Varyasyonlar: * Arabaya kanat takılmış. Konforu göstermek için dikey bir kesit düşünülmüş.
* Araba uzay mekiğine dönüşmüş. Arkaya doğru uzayan kanat görüntüye jet motor konulmuş
* Bu varyasyonda bir video düşünülmüş. Araba hareket ediyor yavaş yavaş havalanıyor. Üstelik havadaki bir uçağı solluyor. Uçağın kaptanı şaşkınlık içindeyken arabadan çıkan dumanla marka yazıyor.
Araba ve hava kirliliği konusunda sosyal içerikli bir afişi nasıl tasarlarsın?
Ülkemiz söz konusu, hangi taşıtın reklamını yapmayı tercih edersin; kara, hava, deniz…
*
Kavram bölümünde “ilişki”ye yer verilmiş öncelikle. Ama tanım herkesin yaptığı bilinen bir betimleme olmuş. Burada ayrıca tanım istemiyorum. Kavramların anlamlarından hareketle bir tasarım yapmalarını istiyorum. Yaratıcılıklarını özgürce ifade etmelerini arzu ediyorum. Burada sınır, yok, müşteri yok, başkasının isteği, talebi yok. Daha sonra dönüştürebilir. Tersten düşünüp sonra bir yerde kullanılabilir bu yaratı.
Diğer seçimi “sevgi-sevmek” Burada ilginç bir yorum var. “Sevdiğinleyken akreplerin yelkovana dönüşmesidir.” Onda kendini bulmak, kendinde onu bulmak…” Yaptığı afiş tasarımında gelin damadı, damat gelini elleri üstünde tutuyordu. “El üstünde tutmak” sözünden hareket etmiş.
Bir kupa tasarlayacaksın. Anahtar sözcüğün “ilişki” nasıl bir tasarım gerçekleştirirsin?
Anahtar sözcük “sevmek”; nasıl bir araba tasarımı oluşturursun?
*
“Eğer başbakan olsaydım…” “Üniversitelerimize araştırma ve geliştirmeye ayrılan kaynakları artırırdım……………. Üniversite bir bilginin sunulduğu yer değil, onun araştırıldığı, yeniden yapılandırıldığı ve yeni bilgilerin üretildiği yerdir.” Harika bir yaklaşım. Haklı.” Ar-Ge” ye ayrılan bütçenin çoğaltılması gerekir.
Bir üniversitenin rektörü olsaydın üniversitenin reklamını-tanıtımını nasıl yapardın? Reklam filmi… Afiş tasarımları… Kitaplar…
***
Site giriş sayfası tasarımı: kağıdı sevmesinden başlamış. Ve bakılan kağıdın yazılanlarıyla yakılırken dili, hissi olsaydı çektiği acının değerini anlayabilecek miydik acaba, diye soru sormuş. Bu buruşturulup atılan bir çok kağıt için de geçerli olsa. Ardındaki oluşumunu gerçekleştirilen ağaçları düşündüğümüzde. Aslında soluğumuzu kesiyoruz her harcadığımız kağıtta ya da çevremizi kirleterek yaşanmaz hale getiriyoruz.
Yazdığı roman denemelerini beğenmeyip yakan bir öğrenci, site görüntüsünü “yırtılmış, çizilmiş, dünyadan, kütüphaneden kopmuş kağıtlar,”larla oluşturmuş. “Üstüne gelince kağıt hareket edecek fakat çok değil, az ama fark edilecek kadar. Sonraki hareket sanki onu hayata getirecek ya tıklayıp hikayesini okuyacak…”
“Çocukken büyükannemin köyünde olmayı seviyordum. Hep derler ya köprü iki kıyı arasındaki ilişki, bağlantı oluyor. Ve dünya ile arasındaki köprüyü henüz kurmadığı için olabilir mi acaba? Acaba bir köprü bir insandan başka insana bir sorgu olabilir mi acaba? Bence bir site, köprülerden oluşan bir site şahane bir şey olabilirdi…. Konuların arasındaki ilişki geçiş türleri, çeşitleri. Bir sayfada köprünün bir parçası gözükecek sonraki sayfada köprünün öbür tarafı.”
Öğrenciyi kutlarım. Yaşantısından hareketle bir site tasarımı oluşturmayı düşlemiş. Yazılarak anlatılan bu tasarım görsellikte nasıl bir değere sahip olacak, rengiyle, biçimiyle, akıcılığıyla, dengesiyle… Burada anlatım anlam üzerinden olmuş, bir roman yazar, roman kurgular gibi… İskelet buna göre oluşturulmuş. Görsel düşünüldüğünde neler olacak, nasıl olacak? Rengi, dengesi, çizgisi, tonu, oranlarıyla…
Siteye dair varyasyonları anlatırken yine çocukluğuna gidip gelmiş. Yaşadıklarıyla, düşündüklerini köprünün anlamını, işlevini sorgulayarak anlatmış ve köprüyü oluşturan malzemelerle yazıyı bitirmiş.
Görüntüde bu malzemelerin yapısının bizdeki görüntüsüne bakarsak sitenin görselleştirilmesi bu bağlamda olacak belli ki. Ağacın görüntüsü, taşın, iplerin, demirlerin, kerpicin, odunların… İnsanlara farklı anlam katabileceğini yazmış…
Görsellik bağlamında çeşitli kağıtlardan ve köprülerden oluşan bu sitenin konusu nedir? Hedef kitlesi kimlerdir? Bunlar da düşünülmeli… Siteyi hem estetik hem de işlevsellik aynı anda düşünülerek tasarımlamak gerekir. Ve en önemlisi de görsel düşünmek…
Anahtar sözcüğümüz “köprü,” kağıtlar üzerinden köprüyü kısa filmle nasıl anlatır, afişini nasıl tasarlarsın? Çevre festivalinde “köprü” filmine nasıl bir yer edinirsin? Ve yaşamında bu kadar çok yeri olan köprüyü ışıklandırma tasarımını nasıl düşünürsün? Birlikte çalışacağın arkadaşlarını hangi alanlardan seçersin?
*
“Seyretmek kavramı; seyretmeyi gözden öte akıl ve elle seyredilme olarak almış. Gözle görmeden, elle görmeye çalışmak… Fantastik yazarların bunu kullandığını iddia ediyor. Görerek elde etmeyi, dokunarak görmenin farklı fikirler oluşturacağını fil üzerinden örnekle anlatıyor. Ve bunu mitolojiye bağlıyor.
Çekirdek yiyorlar ve yere atıyorlar, denizi seyrederek... Göz ve el… “Seyretmek” üzerine bu temadan hareketle bir roman yazsan kitap kapağını nasıl tasarlarsın?
*
Not istemek, içine dolaylı olarak, ara satırlara özeleştiri yerleştirmek ve eleştiriyi eğitim sistemine daha çok yüklemek…
İç içe yazdığın bu bölümde eğitimi eleştiren bir sempozyumun afişini nasıl tasarlarsın? Eleştirdiğin eğitim sistemine yenilik olarak neler getirirsin?
***
Çelişki; kesilmiş bir ağacın bedenine saplanan baltanın sapı ağacın yapraklı dalı. Kavramın anlamını böyle anlatmış yaptığı çizimle… Bu arada dal bile olmasa baltanın sapı odundur. Çelişki…
Diğer çizimde ise kilitlenmiş bir anahtar var…
Yaşamın çelişkilerini gösteren bir film afişini nasıl tasarlarsın? Çevre ile ilgili bir sitenin giriş sayfasını nasıl kurgularsın?
*
Otobüs üstü reklam; otobüsün ön kısmına bir portre çizilmiş. Ağız kısmı far ile çakıştırılmış ve “sigarayı bırak” diye yazmış. Slogan çok önemlidir. Emretmek iter. Slogan akılda kalıcı, ilginç söylemi melodik olmalı. Daha farklı slogan bulmak gerekir. Sigaranın saçı döktüğünü, kel yaptığını duymuştum. Portre kel… Belki bursan tutar bu sosyal içerikli çalışma…
Diğer çizim otobüsün yan tarafına yapılmış. “Kodak”ın reklamı. Buradaki slogan “anı yakala” Bu slogan kullanılıyor. Kendi yarattığı, yazdığı özgün bir slogan olmalı. Yineleme istemedim. Ama burada bir espri yakalanmış. Fotoğraf makinesinin objektifini otobüsün lastiği üzerinde yapmış yani birleştirmiş. Hem ekonomik davranmaktır. Hem biçim olarak ilişkilendirmektir. Kutluyorum. Varyasyonlar çekilen farklı fotoğraflar olarak düşünülmüş.
*
Eleştiri bölümünde bir filmi ele almış. Yaşamın içinden bir figür olarak sunulan filmin gerçeği yansıtmadığını, espri değil aşağılama bulunduğunu yazıyor.
Sen bir senaryo yazsan nasıl bir tipleme gerçekleştirirsin, esprisi bol olan. Ve o filmin afişini nasıl tasarlarsın?
*
Özeleştiri; iyi niyet dozunun fazla olmasından dem vurulmuş…
*
Ben olsaydım; “bu yıl ki festivale daha değişik sanatçılar-şarkıcılar getirirdim,” demiş.
Soruları daha önceden göndermem, araştırma yapmalarını ve tartışmalarını sağlamak, bir de sınav formatından çıkarıp yaşama sermek içindir. Tartıştıkları kesin…
Ben olsaydım ne yapardım? Sorusu birinin yerine kendini koymakla da olur tabii… Bir de tasarlanan bir şeyi, “sen olsaydın nasıl yapardın?” Sorusu olarak da algılanabilir. Ders tasarıma ve yaratıcılığa dayandığına göre. Sonuç olarak özünde değiştirme, dönüştürme var.
***
Özlemek; Kalp Vakfının reklamlarını anımsatan bir çizim var. Kavramların çizimlere, tasarımlara dönüştürülmesi özgün olmalı… Özlemi, anlatan kalp biçimin dışında daha farklı nasıl anlatabiliriz?
Diğer çizim; iki el buluşmuş ortasında göl görüntüsü var… Bu buluşmayı göl ile ilişkilendirmek ilginç. Buradan hareketle nasıl bir kupa tasarlarsın… Özlemleri anlatan bir siteyi nasıl tasarlarsın?
*
Bir film eleştirisi yapmış ve filmin sonunu değiştirmiş.
*
Duygusal olmak istemeyen bir yapı isteminde…
*
Ben olsaydım; “stadı yıkmak yerine değiştirmeyi tercih ederdim,” demiş. Ve kale arkasına büyük bir kartal başı koymayı düşlemiş. Ama sadece kendi takımını düşünmüş. Halbuki bir stat herkese hitap eder. Bir tasarımcı da salt kendi istemleriyle değil, müşterinin istekleriyle hareket eder. Burada yaratıcılığını göstermektir doğru olan.
*
Kılıf tasarımı: Düşmemesi için el bantlı bir dizüstü bilgisayarı çantası düşünmüş. İşlevsellik açısından önemli.
*
Telefon kılıfları tasarlamış. Birinin arkasında insan figürü var. Bir başka varyasyonda telefon görünümlü kılıf düşünülmüş. Bazen zıtlıktan hareket etmek gerekir, ilginç olması ve merak uyandırması açısından. Bir başka varyasyonda otomobil lastiği şeklinde düşünülmüş telefon kılıfı… Bu erkeklere hitap eder daha çok herhalde…
Geri dönüşümle, geri dönüştürülebilir malzemeyle nasıl bir cep telefonu kılıfı tasarlarsın?
Malzemeyle tasarımı bir araya getirmek… Tercih edeceğin malzemen ne olur?...
Malzemenin ruhuyla ne derece ilgileniyorsun?
Malzemeye dokunurken hissettiklerin… Buradan çıkışla reklamın, tasarımın, dönüştürümün, ilişkilendirmelerin…
***
Tıraş makinesi reklamı; sakal kesme için kullanılan tıraş makinesi ile ot kesme makinesini ilişkilendirmiş. Yemyeşil bir bahçe düşünmüş. Otlar ve ağaçlar var. Ağaçlardan portre oluşturulmuş. Bu şekil makine ile oluşturulmuş. Kaşlar ise kesilmeyen otlar…
Varyasyon; Tıraş ile, boya fırçasıyla duvarı boyamayı ilişkilendirmiş. Anahtar sözcüğü; değişim. “Boya yapıldığında zemin değişiyor, tıraş yapıldığında yüz değişiyor,” demiş. Tıraş fırçasıyla boya fırçası… İkisinde de tüy var. Biri boya diğeri köpük sürüyor ayrıca… İlginç bir ilişkilendirme, kutlarım…
Varyasyon; Boya ile portre yapılıyor. Sadece çene kısmı boyanmıyor orada keçi sakal oluşturuluyor…
*
Zıtlık kavramını kuru ve yapraklı ağaç üzerinden anlamlandırmış. Diğer örneği de düz saçla, kıvırcık saç…
Zıtlık kavramından hareketle bir kısa filmin afişini nasıl tasarlarsın?
*
Eleştirel bakış; yapılan olumsuzluklara direncin uzun süre devam etmemesini eleştirmiş.
Özeleştiri; bazen tam tanımadan karar vermesinden yakınıyor. Ama belli ki tepkisi temkinli, tanıma sonucu duyguları değişiyor, hem karşısındakini hem de kendisini gereğinden fazla kırmıyor…
*
Ben olsaydım; Türkiye’deki her yere tiyatro sahneleri kuracağını yazmış. “Hem tiyatrolar sahnelenecek, hem de oyuncular yetiştirilecek ve bu salonlar herkese açık olacak. Eğitimleri de orada yetişenler verecek. Sonra bunlar diğer kentlerde de oyunlarını gösterime sunacaklar. Bu sayede insanlarımızın hayata karşı bakış açıları değişecek.”
Bu metni afiş tasarımıyla anlatsan nasıl yaparsın? Böyle sosyal içerikli bir afiş nasıl tasarlanır? Nelerle ilişkilendirilir, hangi biçimler tercih edilir, hangi renkler kullanılır* Nasıl bir slogan düşünülür, yazıyı özet olarak anlatacak…
***
Öğrenciler genellikle kağıdı yatay tutarlar. Çok nadir dikey tutan vardır. Bu öğrencimiz kağıdı dikey tutmuş. Aslında ben farklı soruların yan yana yanıtlanmasından oluşan genel görüntüye de bakıyorum. Sınır çizgileriyle arıyorlar genelde soruları… Burada işlevsellik ve ayrıntı düşünülüyor. Bir de genel düşünseler ve verilen kağıt kadrajını nasıl bölümlediklerine baksalar… Çünkü tek tek sunumların buluştuğu genel bir sunum söz konusu? Bakalım ne zaman düşünecekler?
*
Eleştirel bakış; “Eleştiremediğimizi eleştirmek…
?Neden birini eleştirirken yeterince özgür değiliz
? Neden çok sevdiğimiz biri olduğu için bir arkadaşımızı
? Neden gururumuz için ülkemizin yanlışlarını, annemiz ya da babamız olduğu için o kişilerin hatalarını,
? Neden not kaygısı güttüğümüz için bir öğretmenimizi,
? Neden içimizde olduğu için kendimizi ELEŞTİREMİYORUZ!!!”
Özeleştiri gibi bir eleştiri olmuş ya da içinde özeleştiri de taşıyan bir eleştiri olmuş…
“Neden” konulu bir sempozyumum afişini nasıl tasarlarsın?
*
Özeleştiride sivri olan duygularından yakınıyor ama bunları karşısındakine hissettirmeme konusundaki başarısı da kendisine rahatlama sağlıyor…
*
“BEN bir dünya lideri OLSAM; bütün ülke sınırlarını kaldırır…..” Tüm farklılıkları kaldırıyor. Böylece birbirlerine saygı duyulacağını varsıyor. Bunu yaparken olumlu olan tüm şeyleri de yok ediyor bu arada…
Thomas MORE’un “ÜTOPYA” romanına kitap kapağı tasarımını nasıl yaparsın?
*
TASARIM BÖLÜMÜ – Site-ye giriş sayfası: Çocuk oyunları sitesi düşünmüş. Bir siteye girmeden önceki sayfayı tasarlamayı tercih etmiş.
* Zemini renkli düşünmüş ve zil koymuş. Siteye girmek için zili çalmak gerekiyor. Bu misafir gidilen eve zili çalmak ve kapının açılması gibi… Eve giriş, siteye giriş. Bu ilişkilendirmeyi ben yaptım… Öğrenci zil ile derse girişi de kastetmiş olabilir.
* Zemin yine renkli düşünülmüş bu sefer zil yerine sevimli bir palyaço konulmuş. Oyunları oynamak için palyaçonun kırmızı burnuna basmak-tıklamak gerekiyor.
KAVRAM BÖLÜMÜ - Üst kavram ZITLIK; siyah zemine “beyaz,” beyaz zemine “siyah” yazmış.
Diğer çalışmada kadraja bazı sözcükler yazmış. Bu sözcükler sırayla siyah, beyaz yapılmış. Zemin rengi farklı düşünülmüş…
Varyasyonlarda zemin rengi değiştirilmiş.
Ve açıklama; öyküsel bir anlatımla artı ve eksilerle, zıtlıklarla yaşamayı öğrenmek gerekir, mesajı verilmiş…
Böyle bir filmin afişini nasıl tasarlarsın?
Bu içerikte bir sitenin ana sayfasını nasıl tasarlarsın?
Bu zıtlıkta bir kravat tasarımını nasıl yaparsın?
Bu zıtlıkta bir fuları nasıl tasarlarsın?
“Zıtlık” konulu bir projeyi hangi alanlarla ilişkilendirip, o alanın insanlarıyla çalışırsın…. Ve nasıl patent çıkartırsın ortaya?
***
TASARIM: Bir sınıf ortamı tasarlamış. Çizdiği her şey; dolap, tahta, masa, sandalye birer link olarak düşünülmüş. “Tahta ders anlatım sayfasına, küçük dolap kütüphane bölümüne, büyük dolap deney animasyonlarına bağlıdır.”
*
“Bir havayolu şirketinin web site giriş sayfası: Sol tarafta klasik menü, sağ tarafta uçağın içi……” Uçağın koltukları çok amaçlı. Koltuk çiziminden konuyla ilintili olarak bilgisayar düşünmüştüm ama öğrenci TV düşünmüş. Müşteriye servis her iki taraftan da yapılabiliyor.
*
KAVRAM: ÖZLEM; Yolun iki tarafında binalar ve tam ortada yalnız bir ağaç, üzerine portre çizilmiş. Açıklamasında “ağaç yalnız, şehir hayatında kuşları ve meyveye özlem duymaktadır.” Yazmış.
Varyasyonlar: *Aynı çizim, meyve ve kuşlar yerde telef olmuş ve insanlar görmezden geliyor, diye düşünmüş.
*Diğer varyasyonda; “ağaçta tomurcuklanan bir meyve ve uzakta kuş… Kuş ağzında bir sepette su taşıyor fakat kuşla susuzluk çeken ağacın arasında şeffaf bir engel var ve kuş ağaca gelemiyor .”
* “Aynı tasarımda fakat bu sefer binalar yerinde ağaçlar sık bir şekilde sıralanmış. Ağacın olduğu yerde de kırık dökük bir bina. Ve ağaçlar kendi ortamlarını kazanmaktan ve yeşilleri oluşturmaktan dolayı oldukça mutlu bir görüntü içersindeler.”
*
Bir tarafı siyah, diğer tarafı beyaz bir alanda oturan uzun bir aradan sonra karşılaşmış iki kişi çizilmiş.
“İnsanlar kendilerine zaman ayırmak istemektedirler ama kalabalıktan kurtulamamaktadırlar.”
Öğrencinin sunumu zor. Sıkıştırılmışlıklar içinde bir anlatım seçiyor.
*
Eleştiri bölümünün konusu eğitim. Alanların birbirine katkısı olmadığından yakınıyor.
En büyük sıkıntımız bu. Öğrenilen-edinilen bilginin başka alanların bilgisiyle ilişkilendirilmesi söz konusu olmadığından yaratıcılık geliştirilemiyor ve patent sayımız az, bu nedenle…
Özeleştiri bölümünde, bundan kendine de pay çıkartmış, gayreti olsa da, diye ekleyerek… Sanırım yeterli değil gayret ki hepimizin bu olumsuzlukta payı var.
Eğitime eleştirel bakan sitenin ana sayfası ne olur?
***
Çeşitli yönlerde bireysel farklılıklar da düşünülerek yaratıcılığın sergilenmesi üzerine kurulu sınavda dersin özü olan tasarım soruları, yaratıcılığın önünü açacak kavram bölümü, kişisel gelişime ve ifadeye yönelik eleştiri-özeleştiri bölümü nasıl sunuluyor, hem kendi içinde hem de yan yana geldiklerinde…
Tasarım konusundaki seçimlere ve içinde yaratıcılığı ne kadar taşıdığına bakılıyor. Özgün olup olmadığı değerlendiriliyor. İlginçliği, farklılığı üzerinde duruluyor.
Kavram bölümünde sınırlar ne kadar zorlanıyor, bu bağlamda yaratıcılığını nasıl ortaya koyuyor, bunlar değerlendiriliyor… Bağlantılar kurularak bu özgürce yaratımın tasarım alanına aktarılması sağlanıyor ve düşünülmesi isteniyor.
Eleştirel bakış ve özeleştiri bölümünde kendini özgürce, dürüstçe ne kadar ifade edildiğine, altında yaşama eleştirel bakışında yine yaratıcılığı araştırılıyor, yaratımına bakılıyor. Çünkü eleştiren yaratır, yaratıcı fikir üretir. Aynı şekilde kendini eleştiren bağlamında ne kadar yaşamın içinde? Bunlar içten açılımla ne kadar yapılıyor ve yaşama yaratıcı olarak ne kadar katkı veriliyor? Değerlendirme alanı içine girenlerdendir…
“Ben olsaydım ne yapardım?” Sorusu bu iki başlığın içinde ve onları tamamlayıcı konumda düşünülmüştür. Burada algılama farklı olabiliyor. Başkalarının yaptığını eleştirme ve yaratıcı fikir üretme ya da doğrudan başkalarının yerine kendini koyma ve önerme, değiştirme… Hayalgücüne, düşlerine bakılıyor bu soruda… Ve meraklarına, ilgi alanlarına…
Yapılan tasarımlardan üretilen sorular ise sınavın bitmemesi, bir süreç olarak ele alınması istendiğindendir. Böylece sınav yaşama serilmektedir…
20 – 06 – 2009 / İSTANBUL
|