Tülay Çellek
  Mavi bir günaydın yolluyorum sabahına
Yüreğimin sıcaklığını da gününe...
 Sending a blue ‘bonjour’ to your morning,
And the warmth of my heart to your day…
 Tülay ÇELLEK


Ana Sayfa
Yazılar
Şiirler
Poems
Söyleşiler
Tül'den Yansımalar
Resimler
Art
Fotoğraflar
Photograph
Karikatür / Çizimler
Cartoon / Drawings
Tasarım
Design
Tipleme
Character
Barış
Peace
Gerze
Ders Notları
Lesson Notes
Özgeçmiş
Autobiography/cv
Belgeler
Duyurular
Değiniler
İletişim
Contact

Yayın Tarihi: 6.6.2009  

SON DERS


SON DERS


SON DERS



“Okuyoruz, söyleniyor, dinliyoruz… Grafik Tasarım ve İletişim dersinde bunların uygulandığını, yaşama geçtiğini gördük, yaşadık. Bu bizim için çok önemli bir deneyim oldu, bir öğretmen adayı olarak…”

“Eleştirel bakmaya başladık. Yürürken gördüğümüz afişler önünde durup, “ben olsaydım ne yapar, nasıl tasarlardım?” Sorusunu sorar olduk kendimize…”

Tabii bunu afiş sınırları içinde bırakmadan yaşama sermek gerekir. Afiş tasarımlarıyla başlayan eleştiri, sorgulama yaşanan, ilgilenilen tüm alanlara taşınmalı…

“Bu ders disiplinlerarası bir anlayışla gerçekleşti, dönem boyu. Bu derste tasarım var, öykü var, edebiyat var, matematik var, felsefe var, psikoloji var ve yaratıcılık var.”

“Derse kendimizi katıyoruz. Bu nedenle en devam ettiğimiz ders oldu.”


Eğer öğrenciyi dersin konusunun dışına bırakmasanız devamsızlık sorunu olmuyor.

Eğer dersi yaşama sererseniz yabancılaşma söz konusu olmadığından hep öğrencinin ilgi alanı içinde kalıyor tüm konular…

Öğrenci değerlidir. Bunu sözle değil de bizzat sözü ona bırakarak, kendini ifade etme olanağı sağlayarak sorunlu bir ders yapılmıyor, sorumlu bir ders yaşama geçiyor.

Derse dair sorumluluklar paylaşıldığında ve öğrenciye güvenildiğinde asla güven sarsmıyor gençler…

Tüm bunlar yapılırken öğrencinin onere edilmesi, desteklenmesi gerekiyor. Böylece kendine güven kazanıyor, rahatlıyor, daha bir katılımcı oluyor.

Türkiye’deki eğitimde bir sorun var… Başlıyor ve bitiriyor. Bir konuda bir fikir üretiliyor, çok fikir ve fikirlerin varyasyonları düşünülmüyor. Yaratıcılık bir süreçtir. Eğitimin en başından bu yaratıcı sürece sokulmalı öğrenci…

“Yalnız öğrenciliğimizi yaşayamadık, kopya çekemedik, devamsızlık yapamadık.” Bu ortak sıkıntıya hep güleriz. Arkadan dersime çok devam eden bazı öğrencilerin diğer derslere bu kadar devam etmediğini ve derse katılmadığını öğrenirim…

Zaman içinde tüm derslerde anlayışların değişeceği, “eğitim alanlarında neden bulunuyoruz,” sorusunun ciddi şekilde sorgulanacağına inanıyorum.

Öğrenciyi anlamak, hissetmek, deneyimlerini değerlendirmek başarısı için gereklidir…

Değerli öğrencilerime dersimde ürettikleri yaratıcı fikirlerini tüm yaşamalarına taşımalarını diliyorum… Başarılar…

*

ÇOCUKLARIM

Sizi yoklama defterinden öğrenmedim
Haylaz çocuklarım
Sınıfın en devamsızını
Bir sinema dönüşü tanıdım
Koltuğunda satılmamış gazeteler
Dumanlı bir salonda
Kendime göre karşılarken akşamı
Nane şekeri uzattı en tembeliniz
Götürmek istedi küfesinde
Elimdeki ıspanak demetini
En dalgını sınıfın
Çoğunuz semtine uğramaz oldu okulun
Palto ayakkabı yüzünden
Kiminiz limon satar Balıkpazarı´nda
Kiminiz Tahtakale´de çaycılık eder
Biz inceleyeduralım aç tavuk hesabı
Tereyağındaki vitamini
Kalorisini taze yumurtanın
Karşılıklı neler öğrenmedik sınıfta
Çevresini ölçtük dünyanın
Hesapladık yıldızların uzaklığını
Orta Asya´dan konuştuk
Laf kıtlığında
Birlikte neler düşünmedik
Burnumuzun dibindekini görmeden
Bulutlara mı karışmadık
Güz rüzgarlarında dökülmüş
Hasta yapraklara mı üzülmedik
Serçelere mi acımadık kış günlerinde
Kendimizi unutarak

Rıfat Ilgaz

02-06-2009 / İSTANBUL






Tülay ÇELLEK








<< Geri Dön [Okunma: 2150 ]


[ Yukarı çık ]    



© Her hakkı saklıdır.