YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
EĞİTİM FAKÜLTESİ
BİLGİSAYAR VE TEKNOLOJİLERİ ÖĞRETMENLİĞİ
GRAFİK TASARIMI VE İLETİŞİM - BAHAR 2009
KEVSER CANAN DUMAN - 07091601
Merhabalar Değerli Hocam,
Sorularınız ve cevaplarımı elimden geldiğince oluşturmaya çalıştım. Teşekkürler…
1- Biliyorsunuz, dersimdeki her konunun 1 ay süresi var.
Bu süre içerisinde konuya ( afiş-kitap kapağı vs… ) ders içinde ne kadar zaman ayırıyorsunuz. Araştırma-çizim-fikir üretme açısından. Aynı şekilde aynı konuya yine aynı süre içinde ders dışı ne kadar zaman ayırıyorsunuz?
Aynı şekilde 1. vize için ne kadar araştırma yaptınız? Kendinizi içinizden geldiği gibi yaratıcı bağlamda yazacak-anlatacaktınız ama "yaratıcılık" konusunda bilimsel araştırma da yapmanızı da istemiştim... Ki bu araştırma siz öğretmen adayı değerli arkadaşlarım için çok gerekli...
Öncelikle dersimizin gidişatı ve içeriği tüm arkadaşlarımı olduğu gibi beni de “YARATICILIK” , “FARKLI BAKIŞ AÇILARI KAZANMA” ve “NESNELER ARASI İLİŞKİLENDİRME” açısından önemli açıda geliştirdi. 1 aylık süre içerisinde tüm bu konular artık hayatımızın bir parçası haline gelmiş; yolda yürürken gördüğüm bir afiş ya da vitrinde gördüğüm tişört tasarımı, bugüne dek okurken pek dikkatimi çekmeyen kitap kapağı tasarımlarına bu zaman içerisinde daha ilgili bakmaya çalıştım. Okuduğum kitapların kapaklarına bilimsel açıdan tekrar bakma fırsatı buldum. Farklı bakış açıları kazanma adına önemli bir çalışma oldu. Açıkçası şunu söylemeliyim ki, ders yalnızca ayrılan süre içerisinde kalmayıp, ders dışındaki zamanlarımda da gönderdiğiniz mailler ile ilgilenmeme vesile oldu. Özellikle yaptığım afiş tasarımı ve tişört tasarımlarımda araştırma adına epey uğraştım.
1.Vize format gereği çok farklıydı. Açıkçası kendimi anlatmakda oldukça zorlandım. Ama fark ettim ki yazmaya başladığım an gerisi su gibi aktı geldi. İnternette yer alan yaratıcılık yazılarını biraz okudum ancak fark ettim ki; her kimsenin bu bağlamda sahip oldukları çok farklı. Vize için okuduklarımdan elbette etkilendim ancak kendim için yazmak epey zorlayıcıydı. Çünkü yeni yeni farkında olamadıklarımızın farkına varıyoruz…
2- Neden bu dersi seçtiniz?
Bu dersi arkadaşımın tavsiyesiyle seçtim. O kadar güzel bir ortamımız oldu ki, devamsızlık yapmak zoraki durumlar haricinde aklımızdan bile geçmedi. Oldukça katkısı oldu. Seçmekle çok doğru karar vermişim. Kişisel gelişim adına eşsiz bir fırsat…
3- Alanınız dışında seçilen bu derste yapılanları neden "ödev" olarak alıyorsunuz-algılıyorsunuz?
Çünkü bu zamana kadar ödev bizlerde zorunluluk ve sıkıcı bir zaman dilimi algısı oluşturdu. Ödev hayatın bir parçası olmaktan çok bir zorunluluktu. Zaman geçtikçe öyle olmadığını anladım ve daha keyifli olduğunun farkına vardım. Ayrıca derste not kaygısı ya da yanlış yapmama gibi bir düşünce hiç oluşmadı kafam da. Çünkü derste saçmalamak bedava tabii işin espri tarafı…
4- Kendinizi ne kadar ciddiye alıyorsunuz?
Aslında “Yaşadığın her anın hakkını vermek” gerek sorgusuzca akıp giden bu zaman nehrinde... “…Karşındakini gerçekten dinlediğin zaman anlarsın, anladığın zaman paylaşırsın, paylaştığın zaman zenginleşirsin. Bir gün, kendini dinlemeye de hazır hale gelirsin. İşte o zaman kendi kalene attığın gollerin açtığı yaraları onarmaya başlarsın, işte o zaman kendini ciddiye almanın hazzını yaşarsın. “ bu söz beni hep etkilemiştir; ancak hepimizin olduğu gibi umursadığımız anlarımız da epey çok… Yaptıklarım kadar kendimi ciddiye alıyorum; yapamadıklarım kadar da unutuyorum…
5- Mazeretleri kendi dışınızda aradığınız kadar, kendi içinizde de arıyor musunuz?
Görmezlikten gelmeye çalışırım; ancak ardından fark ederim ki kabullenmekten başka çare yok. Belki de kabullenme korkusu diyelim…
6- Katılımcı olmak, var olmak adına ne denli gerekli? Siz ne kadar içindesiniz?
Bir tartışma ortamındasınız. Sözlerinizle ve fikirlerinizle varlığınızı kabul ettirebilirsiniz. Aksi halde orda olduğunuzdan sizin bile haberiniz olmaz! Onun için önem verdiğim bir konu. Özellikle dersimizde fikirlerin önemi oldukça büyük... Yeteri kadar kendime endeksleyememiş olduğum bir konu olsa da, uzak olduğum bir konu olduğunu söyleyemem.
7- Farkındalığın ne kadar farkındasınız?
“Olmam gerektiği kadar” diyebilmeyi çok isterdim ama farkındalık kavramının gerçek anlamını yeni yeni anlıyorum. Vizemde de yer vermiştim. Kendimizi anlatamadıklarımızla anlatmaya çalışmışız bu zamana kadar… “Ben” kimliğini oluşturmayla başlamalı işe… Farkındalığın başlangıç noktası olarak kabul edersek; ondan 20 adım ilerlediğimi düşünüyorum.
8- Sizce yaratıcılıkla ilgili soruyu Uranusca mı sordum? Bu sorunun yanıtını ısrarla "yaratıcılık" tanımlaması ve yorumlaması yapanlardan rica ediyorum.
9- Kendinizi yönetiyor musunuz ve nasıl?
Elbette… Aynanın karşısına geçip kendi kendime yapmam gerekenleri, isteklerimi gözlerime bakarak sindirmeyi severim. Önlem olarak değil de, yönetmeyi karar aşaması olarak görüyorum. Yani önlemlerle yaşarsam, yanlış yapmaktan korkar olurum. Başlangıç noktasında atacağım ilk adımda düşüncelerim ve duygularım arasındaki ilişkiyi kurarak sonuca varma olarak tanımlayabilirim.
10- Orijinal çalışmaya ön ayak olan, yol gösteren araştırmalar - eskizleriniz neden önemsizler ve neredeler?
Yapacağım tasarımlarımda eskizler sonuç aşamasının %70 ini oluşturuyorlar. Yapılan her çalışma bir sonrakine ön ayak oluyor.
Sevgilerimle…
|