Tülay Çellek
  Mavi bir günaydın yolluyorum sabahına
Yüreğimin sıcaklığını da gününe...
 Sending a blue ‘bonjour’ to your morning,
And the warmth of my heart to your day…
 Tülay ÇELLEK


Ana Sayfa
Yazılar
Şiirler
Poems
Söyleşiler
Tül'den Yansımalar
Resimler
Art
Fotoğraflar
Photograph
Karikatür / Çizimler
Cartoon / Drawings
Tasarım
Design
Tipleme
Character
Barış
Peace
Gerze
Ders Notları
Lesson Notes
Özgeçmiş
Autobiography/cv
Belgeler
Duyurular
Değiniler
İletişim
Contact

Yayın Tarihi: 1.2.2009  

TÜRKİYE'DE YARATICI ORTAM ve ÖNERİLER…


TÜRKİYE'DE YARATICI ORTAM ve ÖNERİLER…


TÜRKİYE'DE YARATICI ORTAM ve ÖNERİLER…


Eğitimde yaratıcılık adına olumsuzluk, birçok akademisyenin çağdaş eğitim yöntemlerini bilmemesi ve araştırmamasından kaynaklanıyor… Akademisyenin kendi eğitiminde gördüğü yöntemlerle yetinip, bilgi tekrarlamasına gitmesi ve kendini öğrencide devam ettirme isteği ile ders işlemesi yaratıcılığı engelleyen faktörlerin başında geliyor.

Unvanlar salt alana ilişkin araştırmalarda, konularda veriliyor. Ama o akademisyenin eğitimsel bir formasyonu var mı, yok mu bakılmıyor. İşte bu, eğitimde öğrencinin yaratıcılığını ortaya çıkartma ve geliştirmedeki en büyük engeldir.

Bir sanatçı ya da bilim insanı üniversitelere konuk olmanın dışında akademisyen olarak da getiriliyor. Bu önemli ve gereklidir. Ama bazılarının pedagojik formasyonunun olmaması ve bunu benlememesi eğitimimizde önemli bir sıkıntı yaratıyor. Ve eğitime yaratıcılığı sokmak konusunda bir engel oluşturuyor…

Bilgili olmak yetmez… Bu bilgiyi tekrardan kurtarıp, öğrenciyle nasıl bir yöntemle paylaşıldığı önemlidir. Ezber eğitim anlayışı yaratıcılığı engeller. Henüz bu ülkemizde kırılan bir durum değildir.

Öğrenci merkezli” ders yapılanmasına gidilmezse, öğrenciye “kendisini ifade etme” olanağı tanınmazsa, öğrencinin yaratıcılığı ortaya çıkarılamayacağı gibi geliştirilemez de…

Aynı şekilde eğitim yönetimi – yöneticisi için de bunlar geçerlidir. Yaratıcılığı salt sanat eğitiminde sanan ya da bu konuda hiçbir şey bilmeyen, araştırmayan eğitim yöneticisi, yaratıcılığın eğitimin bütününde yer almasını engelleyen en önemli olumsuz nedenlerden biridir Türkiye’de…

Bir başka engel ise atölye, anfi, sınıftaki öğrenci sayısının çok fazla olması… Bireysel eğitim yapılamamasıdır. Kitle eğitiminden yaratıcı duruş beklemek çok zordur…

Türkiye’nin en önemli handikaplarından biri de; pedagojik formasyona ve deneyime sahip eğitimcilerin-akademisyenlerin çağdaş eğitim yöntemlerini bilmeyenler, yaratıcılığı önemsemeyenler ya da yaratıcılık konusunda kavram kargaşasına düşenler, yaratıcılığa bilimsel yaklaşmayanlar tarafından yoksanması ve eğitimde yeteri kadar yer almasının engellenmesidir.

Yaratıcılığı geliştiren en önemli etkenlerden biri de okumak ve araştırmaktır… Çünkü hayalgücü ve merak önemlidir. Türkiye’de okuma alışkanlığı yeteri kadar geliştirilememiştir. Bir konu üzerinde birden fazla yaratıcı fikir üretmek ve varyasyon yapmak gerekir. Tek kitap, tek yazar, tek fikir yaratıcılığı geliştiremez…

Yaratıcılığı geliştiren bir başka etken, disiplinlerarası bir anlayışa açık olmaktır… Her öğrenci eğitimini aldığı alanın dışında, karşıtında alanlarla beslenmelidir. Tıp eğitimi alıyorsa, sanatla ilgilenmeli, mühendislik eğitimi alıyorsa tasarım ile ilgilenmeli, sanat eğitimi alıyorsa bilimle ilgilenmelidir. Ayrıca psikoloji ve felsefe yaratıcılığı geliştiren alanlardır… Ve farklı alanlarda eğitim alanlar, birlikte proje üretmelidirler. Türkiye’de yavaş yavaş disiplinlerarası anlayış yerleşmektedir. Olumlu bir gelişmedir.

Aslında eğitim yöntemleri yönetmeliklerde çağdaşlık bağlamında yerini almıştır. Sadece yaşam bulması zaman alacaktır. Tabii bu, tüm eğitimciler-akademisyenler için geçerli değildir. Çok değerli eğitimcilerimizin-akademisyenlerimizin olduğunu da bilmeliyiz. Köy Enstitülerinin Türkiye için bir devrim olduğunu ve dünyaya örnek teşkil ettiğini de belirtmeliyim… Kapatılması olumsuzluk olmuştur.

Türkiye’deki öğrencilerin zeki ve yaratıcı olduğu kesin… Bunu ortaya çıkartmak, öncelikle eğitimcinin-akademisyenin yaratıcı ve araştırmacı bir kişiliğe sahip olmasından geçer… Öğrenciye çok önem vererek, dinleyerek kişiselliğini, farklılığını gösteren sözcüklerini yakalamak ve bunları projeye dönüşmesini sağlayacak ortam yaratmak gerekir… Bunlar, anlık, küçük yaratılardır ama öğrencinin geleceğine yönelik büyük yaratıcılığının temel taşlarıdır…

Eğitimde rollerin dağılımında ve paylaşımların eğitime taşınmasında, “her öğrenci değerlidir,” “her öğrenci farklıdır,” “her öğrenci özelliklidir ve tek yönlü değildir,” anlayışı önemsenmelidir… Öğreten, öğrenen değil, birlikte öğrenmek inancıyla eğitim yaşamını örgülemek gerekir. Öğrenciye inanılmalı ve güvenilmelidir. Bu yaratıcılık, yaratıcı duruş için gereklidir.

Eğlenerek öğrenmek, öğrenirken eğlenmek yaratıcılığı çok olumlu etkiliyor… Türkiye’deki eğitimde bu eksiktir… Espri, mizah yaratıcı eğitimin en önemli damarlarındandır…

Ders alanlarındaki duvarlar, konuları yaşama, yaşamı konulara taşıyarak yıkılmalıdır…


Sitemde “eğitim” ve “yaratıcılık” konusundaki yazılarımda bunlar çok ayrıntılı verilmiştir.

31-01-2009 / İSTANBUL

Tülay ÇELLEK
Grafik Tasarım Eğitimcisi
www.tulaycellek.com

Not: Bu yazı Orta Doğu Teknik Üniversitesi öğrencilerinden bir grubun Harvard Üniversitesinin değerlendireceği “Eğitimde Yaratıcılık” konulu projesi nedeniyle yazılmıştır. İletişim: Gizem YEŞİLDERE

Tülay ÇELLEK








<< Geri Dön [Okunma: 2499 ]


[ Yukarı çık ]    



© Her hakkı saklıdır.