Tülay Çellek
  Mavi bir günaydın yolluyorum sabahına
Yüreğimin sıcaklığını da gününe...
 Sending a blue ‘bonjour’ to your morning,
And the warmth of my heart to your day…
 Tülay ÇELLEK


Ana Sayfa
Yazılar
Şiirler
Poems
Söyleşiler
Tül'den Yansımalar
Resimler
Art
Fotoğraflar
Photograph
Karikatür / Çizimler
Cartoon / Drawings
Tasarım
Design
Tipleme
Character
Barış
Peace
Gerze
Ders Notları
Lesson Notes
Özgeçmiş
Autobiography/cv
Belgeler
Duyurular
Değiniler
İletişim
Contact

Yayın Tarihi: 29.5.2008  

ÇAĞDAŞ EĞİTİM


ÇAĞDAŞ EĞİTİM


ÇAĞDAŞ EĞİTİM



Bir dersin öğrenci sayısı, üniversitenin öğrenci sayısına orantılı olarak belirlenmemelidir. Dersin özelliğine ve çağdaş eğitim yöntemlerine göre saptanmalıdır…

Yoksa sayı – sürü zihniyetiyle hareket edilip, bilinen bilgileri öğrenciye aktarıp – öğretip sınavlarda ne kadar ezberlediğine bakılır. Bunlar da ülkenin ilerlememesi için yeterli nedenlerdendir.

Artık “öğretme” sözcüğü yerini “öğrenme” sözcüğüne bırakmıştır. Eğitimci – öğretmen – akademisyen öğrenme ortağıdır.

Artık derste merkez eğitimci – öğretmen – akademisyen değil, öğrencidir.

Artık öğrencinin ezberine değil, yaratıcı fikirlerine bakılması gerekir. Deneyimlerinin, araştırmalarının, farklılığının değerlendirilmesi lazımdır.

Artık disiplinlerarası çalışmak gerekir.

Artık sınıflar - anfiler – atölyeler hocanın kendisini ifade alanı değil, öğrencinin kendisini ifade etme alanıdır.

Artık bireysel farklılıklar ön planda olmalıdır. Öğrenci derste söz sahibi olmalı – konuşma hakkına sahip olmalıdır… Yönetime katılmalıdır. Önerilerde bulunmalıdır. Bunun için öğrencilerimize güvenmeliyiz.

Ve artık yaratıcılığın salt sanatta değil bilimde, teknikte de olduğunun bu nedenle eğitim alanlarında ciddi şekilde yaşam bulması gerektiğinin altı çizilmelidir.

Artık eğitimin asık suratlı olmadığını öğrenmemiz gerekir.

Eğlenirken öğrenmenin, öğrenirken eğlenmenin moral olarak daha çok kalıcılığa neden olduğunu görmemiz gerekir.

Artık ders saatleri içinde hoca hakim olup, ders dışı ödevlerle dersin yürütülemeyeceğini bilmek gerekir…

Artık ömür boyu öğrenmeyle her hocanın öğrencisine örnek olması gerekir…

Hocaların öğrencilerine, mesleğe yeni başlamış gençlere etik ve her anlamda örnek olup kapılarını kendi görüşleri dışındakilere açması gerekir…

Her dersin özelliğine göre öğrenci sayısı tespit edilmelidir. Uygulamalı derslerde öğrenci sayısı kesinkes az olmalıdır ki yaratıcı bir ortam sağlansın. Daha çok öğrencinin yararlanması, grup sayısının çoğaltılması ile olur. Böylece sayı sıkıntısı azaltılır. Hem de başarıyı yakalamada doğru hareket edilmiş olur…

Ve üniversite seçimlik dersler, salt teoriye dayalı olmamalı. Teorinin yanında, içinde yaratıcılığı barındıran uygulamalı dersler de açılmalı… İyi bir eğitimci - akademisyen Türkiye’deki genel eğitimden haberliyse buna gerek duyacaktır… Öğrencilerin alanlarını neye göre seçtiklerini araştırırsak, seçimlik dersleri çeşitlemekte yarar olduğunu görürüz.

Eğer ülkemizin ilerlemesini istiyorsak; her eğitimci-akademisyen kendi alanın dışında eğitim yöntemlerini araştırmak, eğitim sorunlarına dair bilgilenmek zorunda hissetmelidir kendini. Eğer yönetici ise kendi branşı dışında danışmanlara sahip olmalıdır ve uygulayıcılardan fikir almalıdır. Yoksa ülkemizin geri kalmasına, başka ülkeler tarafından yönetilmesine katkı vermiş oluruz. Bununla övünemeyiz… Halbuki övüneceğimiz gençlerimiz var, geleceğimiz dediğimiz. O halde onların kişiliklerini derslerimiz esnasında ipotek altına almamalıyız…

Eğer şikayet ediyorsak, önce başkalarını değil kendimizi değiştirmeye çalışmalıyız. Eğer şikayet ediyorsak çalışmalı, çalışmalı çalışmalıyız. Ve okumalıyız, her alandan bilgi edinmek için. Eğitimci-akademisyen farklı öğrencilerini anlayabilmek, onlara hitap edebilmek adına entelektüel bir bilgiye sahip olmalıdır…

Başaracağımıza, değişimi sağlayacağımıza inanıyorum…

29 – 05 – 2008 / İSTANBUL

Tülay ÇELLEK








<< Geri Dön [Okunma: 2346 ]


[ Yukarı çık ]    



© Her hakkı saklıdır.