Bir önceki film projemizde olduğu gibi yine pat diye ortaya çıkan bir fikir ve projeyle karşı karşıyayız. Çengelköy’deki Çınaraltı çay bahçesinde güzel güzel kahvaltı ederken nasıl oldu da iki dakikada hikaye üretilip görev ve rol paylaşımı yapıldı hatırlamıyorum. Bilenler bilir, ilk filmimizi montaj aşamasına kadar getirip son şeklini verememiş olsak da senaryo ve çekim aşamasında yaşadıklarımız filmin kendisinden daha eğlenceliydi. Bu sefer de isteyen tüm arkadaşlarımızın katılımıyla elimizden geleni yapmaya çalışıp iyi vakit geçireceğimizi düşünüyorum.
Hazırlık süreci konusunda net bir şey konuşulmamış olsa da fikir ortaya ilk çıktığı andan itibaren ben ister istemez kafamda genel bir plan yapmıştım. Şu sıralar bitirme tezimle uğraşıyor olduğumdan, ocak ayı sonuna kadar olan dönemi fikir aşaması olarak belirleyip bu dönemi bir iki buluşmanın dışında daha çok internet üzerinden fikir paylaşımı yapacağımız bir süreç olarak düşünüyorum. Şubat ayının gelişiyle fikirler biraz daha şekillenmiş olacağından görüşmeleri arttırıp ay sonuna kadar senaryoyu son haline getirebilirsek mart ayı içerisinde de çekim hazırlıkları ve çekim sürecini tamamlamış olabiliriz.
Hikayeyi ise genel olarak şu şekilde özetleyebiliriz. Sınavdan aldığı haksız bir not yüzünden okulu uzayan üniversite öğrencisi içinde diğer öğrencilerin ve bir öğretmenin bulunduğu servis otobüsünü silah zoruyla kaçırır. Öğrencinin amacı elindeki rehineleri kullanarak, kendisine yapılan haksızlığı gidermektir. Plana göre bir otobüs dolusu öğrenciyi tehlikeye atmak istemeyen okul yönetimi korsanın (otobüsü kaçıran öğrenci) isteklerini kabul edecek ve notunu değiştirerek aslında başarısız olduğu dersten geçmesini, dolayısıyla da mezun olmasını sağlayacaktır. Tabi ki işler korsanın planladığı gibi yürümez. Kendisine gayet mantıklı gelen bu fikir aslında çok saçmadır. Üstelik kaçırdığı otobüsteki öğrencilerin dertleri onunkinden çok daha büyüktür. Otobüsteki öğrenciler, öğretmen ve otobüs şoförü korsanı oldukça uğraştıracaktır.
Şimdilik genel durum bu arkadaşlar. İlgilenenleri bekleriz…
Eser KORYÜREK
*** *** ***
Merhaba,
Sevgili arkadaşlar 2. filmimizi çekiyoruz.
Sevgili Reşat, gtiafilm@ yahoogroups.com isimli bir grup oluşturur musun, rica etsem. Teşekkürler…
Bu sefer otobüste buluşuyoruz (uçak yerine ) ve Eser otobüsü kaçırıyor. Böylece olaylar başlıyor.
Rol almak isteyen arkadaşlarımızı görelim. Herkes kendi öyküsünü yazacak. Mezun olsanız da fark etmez, deneyimli arkadaşları bekliyoruz. Bu vesileyle bir araya geliriz. Bu sefer hedef; uluslararası yarışmalara katılıp ödül almak…
Öğrencisiniz, zekisiniz, yaratıcısınız, hassas ve duyarlısınız…
Herkesin bir problemi, bir sıkıntısı bir hassasiyeti olmalı. Bir özelliği olmalı. Çevre; aile, akademisyen ve hatta bazı arkadaşlarınız sizi anlamıyor, değerinizi bilmiyor. Karşı duruşlarınız var, bilinçli olarak ama bu problem olarak görülüyor ya da ciddiye alınmıyor… Ana tema bu…
Herkes bir özellik - konu üzerine giderse farklı hikayeler üzerinden film oluşabilir. Bu hareket sağlar.
Bir de filmde kullanılacak isimlerle, takma adlar bulmak gerekiyor.
Yönetmenler:
Burak Eskici ( Şair ) – Eser Koryürek ( Yazar –senarist ) – Reşat Salt
Yarı zamanlı şoför; Şair Burak Eskici ( Başucunda sazı da asılı )
Öğrenci otobüsünü kaçıran; Eser Koryürek – Vahit
Bilgisayar dahisi – dizüstü lakaplı: Adem Uygun
Çılgın; Zühre Çapar – Yurtdışına çıkma takıntılı - tutkunu ama bir türlü çıkamıyor.
Daha çok öğrenciye ya da öğrenci rolü oynayacak arkadaşlara gereksinmemiz var…
ÖĞRENCİ OTOBÜSÜ; tabii ismi bu olmayacak. İsim koyucu arkadaşımız Tuğba göster kendini bakalım.
Pazar günü konuşulanlardan - senaryodan; Eser kızar dizüstüne “yaz …” der…
Şoför direksiyonu bırakıp şiir okumaya kalkar kıyamet kopar. Şoför sazı alır eline bir kıyamet daha…
Tabii daha çok olaya gereksinmemiz var.
*** *** ***
Arkadaşlar Pazar günü buluşmasında çok eğlendim. Başta organize eden Zühre’ye ve gelenlere teşekkür ediyorum. Tabii Şairin “film çekelim” fikrini ortaya atmasından nasıl da memnun kaldığımı herkes anlıyordur. 2 kişi yan yana gelince proje üretmeli… Düşünürken, Şair söyleyiverdi kanat takıp uçtum adeta… Bu seferkini sonlandıracağız. Tabii Eser’e senaryonun bütünlemesi kalıyor. Altından en iyi şekilde kalkacağına inanıyorum…
Yanıtlarınızı, önerilerinizi sabırsızlıkla bekliyorum.
Teşekkürler...
Sevgiler…
*** *** ***
ÖGRENCİLERLE 2. KISA FİLM ÇALIŞMALARINDAN SESLİ DÜŞÜNCELER
Birden çok insan yan yana gelmişlerse hemen proje oluşturmalı, çalışmalara başlamalı.
İlk kısa film çalışmasında hayalimden, “bir uçakta buluşma gerçekleşmiş ve uçak kaçırılmıştır,” diye bir senaryo başlangıcı yapmış, gerisini öğrencilere bırakırım düşüncesiyle hareket etmiştim. Öğrencilerime önerdiğimde konuya hiç ilgi göstermediler. “Biz dersinizde çok rahatlıyoruz siz psikolog-psikiyatrist olun biz de hastalarınız,” demişlerdi. Hepsi aynı şeyi söyleyince kabul etmiştim, “öğrenci merkezliliği derslerimde gerçekleştirdiysem ders dışı da aynı davranmalıyım,” diyerek…
Şair Burak, “otobüs kaçırması üzerine bir film çekelim,” önerisi getirdiğinde İlk filmde çalışan, rol yapan, senaryo yazan Eser “hocam sizin uçak kaçırılma senaryosu” diye anımsatma yaptı. Çekim açısından otobüs kaçırılması daha kolay olacaktı, hemen kabul gördü bu fikir. Öğrencilere, “Genel Sekreterliğe dilekçe yazarak servis için kullanılan bir otobüsü çekim için alabileceğimizi” söyledim. Eser çekimin daha kolay olması açısından büyük otobüste ısrar etti.
Bir hafta sonu Pazar kahvaltısı bu denli verimli geçti. Bana inanılmaz heyecan verdi bu proje… Hedef büyük… Buluşma nedeni… Beyin fırtınası yapma sebebi… Yaratma zamanı… Haydi arkadaşlar tasarımlarınızı, önerilerinizi, yaratımlarınızı bekliyoruz. Yeni bir güne yeni bir tasarı, yeni bir filmle başlamak mavidir, yeşildir, güzeldir, güzelliktir…
07 – 01 – 2008 / İstanbul
Tülay ÇELLEK
Yıldız Teknik Üniversitesi
www.tulaycellek.com
tcellek@yildiz.edu.tr
ttcellek@gmail.com
|