Yaşamımda iki tanıklık beni çok derinden etkilemiş ve mutlu etmiştir. Biri ilk karşılaştığım kişilerle tanışınca-tanıştırılınca verdikleri tepki; çok hoş bir yüz ifadesi ile “ben sizi yazılarınızdan, sitenizden tanıyorum, sizi takip ediyorum.” Demesi.
Diğeri ise çok derinlikli; dersimi seçen öğrencilerimin, “Yıldız’da – YTÜ de herkes sizin dersi alıp öyle mezun olmalı,” demeleri…
Eğer karşı duruşlarınız varsa, eğer yaşam sizin için bir anlamsa, eğer değişim isteği içinize işlemişse, eğer tutkuyla seviyorsanız, öğrenciyi anlamaya ve onun derinliklerine ulaşmaya çalışırsınız.
Böyle bir istem, bilginin salt öğrenciye aynen ulaşmasını sağlamak ve kendinizi risk dışına almakla gerçekleşemez.
Öğrencinin kişiliğine ve ona ilişkin yaratımlarına, yaratacaklarına olanak tanımaya kalktığınızda sizin kişiliğinizden çok farklı renklerle karşılaşacaksınızdır ki böyle bir şey yapınızın, görülerinizin tam karşısında olabilir. Bu riski göze almak, saygıyı göze almaktır. Çokluğu evetlemektir. Bir başka rengin doğmasını izlemektir… Farklı renkleri soldurmakta, parlatmak da elinizdedir…
Herkesin alışkanlıklarını derslerde de devam ettirmeye kalkışması doğaldır. Burada kendini frenleyecek olan, kırılmalar, ayrışmalar sağlayacak olan eğitimci olmalıdır öncelikle, öğrenci değil.
Ders nedir?
Ders, bir karşılaşmadır… Tanışmak, tanıştırmaktır. Karşılılıktır…
Ders, zenginleşmek ve zenginleştirmektir. Umutları yeşertmektir. Farklı bakışlardır.
Ders, unutmamaktır. Ders buluşmaktır. Yenidünyalara kanat açmaktır. Yeni projelere imza atmaktır öğrencilerle birlikte.
Ders güvendir. Ders gülümsemedir. Espridir. Disiplindir, araştırmaktır. Eşitçe paylaşmaktır. Sular seller gibi birlikte olmaktır, beraberce akmaktır. Ders eskimemektir. Hep yeni kalmak, iletişimde olmaktır.
Ders meraktır, sürprizlerle dolu olmaktır.
Ders, mutlu olmaktır.
Ders çirkinlikler içindeki güzellik, sertlikler içindeki yumuşaklık, savaş içindeki barış, yokluk içindeki varlıktır… Var olmaktır. Yaratmaktır, tasarlamaktır… Her öğrenciye bu olanağın tanınmasıdır…
Ders başkalıktır, başkaldırmaktır. Ses olmaktır, sessizliğin denizinde…
Ders, eşsiz olmaktır… Orijinal olmaktır…
Ders, onurlu olmaktır…
Ders, tabuları yıkmaktır.
Ders değerli olmaktır, değerinde olmaktır, değer vermektir…
Ders, şanslı olmaktır.
Başı eğik bir şekilde duvarı delme çekincesinde yaşayan gençlere başını dik tutması gereğini gösterirken, duvarları görünmez yapmaktır…
Ders duvarsızlıktır, duvarları yıkmaktır… Ve bunları yazma ilhamı, deneyimi veren çok değerli öğrencilere sahip olmaktır…
Sevgiler, saygılar…
Not: Devam edecek… Sürecek… Ve bitmeyecek bir başlangıçtır…
18 – 11- 2007 / İSTANBUL
Tülay ÇELLEK
Yıldız Teknik Üniversitesi
Sanat ve Tasarım Fakültesi
Sanat Bölümü Öğretim Görevlisi
http://www.tulaycellek.com
tcellek@yildiz.edu.tr
|