Tülay Çellek
  Mavi bir günaydın yolluyorum sabahına
Yüreğimin sıcaklığını da gününe...
 Sending a blue ‘bonjour’ to your morning,
And the warmth of my heart to your day…
 Tülay ÇELLEK


Ana Sayfa
Yazılar
Şiirler
Poems
Söyleşiler
Tül'den Yansımalar
Resimler
Art
Fotoğraflar
Photograph
Karikatür / Çizimler
Cartoon / Drawings
Tasarım
Design
Tipleme
Character
Barış
Peace
Gerze
Ders Notları
Lesson Notes
Özgeçmiş
Autobiography/cv
Belgeler
Duyurular
Değiniler
İletişim
Contact

Yayın Tarihi: 26.6.2007  

SERGİLER VE ANILAR


SERGİLER VE ANILAR


SERGİLER VE ANILAR



Grafikerler Meslek Kuruluşu nun sergisini hiç kaçırmamak lazım. Ben de öyle yapıyorum.

15 – 24 Haziran 2007 arası “Grafik Ürünleri Sergisi” Garajistanbul’da sizleri bekliyor. Yine dolu dolu… Gerçi bu doluluk yorabiliyor. Ve epey vakit ayırmanızı gerektiriyor. Oldukça başarılı, ilginç tasarımlar var. Umarım bir gün kitaplarda yerlerini alırlar bize de salt dünyadan değil, Türkiye’den de iyi bir kaynak çıkar derslerimiz için.

Orada görevli arkadaşla epey konuştuk. Mengü ERTEL için bir kitap hazırlıkları varmış. Duyunca çok sevindim. Kendisi çok sevdiğim bir Grafik Tasarımcısıdır. Yaşarken çalıştığı yeri görmüştüm. Şu an usumda “kalabalık” kalmış. Kitap doluydu, her tarafı çizimler, tasarımlar kaplamıştı…

Amblem, özgün yazı üzerine de bir kitap hazırlayacaklarmış. Daha önce bu konuyla ilgili basılan bir kitap aldım. Ama GMK yazıyla, açıklamalarıyla, anlatımlarıyla zenginleştirecekleri bir kitap düşünüyorlarmış. Bu da harika doğrusu…

Ambalaj tasarımıyla ilgili bir kitap düşleri de varmış. Sn. İlhan BİLGE’nin de içinde olduğu… Derslerimin konusundan. Çok sevinirim.

Bir de eğitim çalışmalarından bahsetti. Ve beni anılarıma yolculuğa çıkarttı.

İstanbul’ a geldiğim ilk yıllar Grafikerler Meslek Kuruluşunu buldum. Ama şimdi nasıl bulduğumu anımsamıyorum. O zaman hayatımda bilgisayar – internet yoktu. Belki çıkarttıkları Grafik Sanatı dergisinden olabilir. O zaman Cağaloğlu’ daydı merkezleri. Ben o zamanlar bu güne göre oldukça içe kapanıktım. Ve bir yere giderken kendimle inanılmaz mücadele ederdim. Yani hem korkar, hem inanılmaz bir şekilde çekinir ve titreye titreye giderdim. GMK nun başında ya da yönetiminde İlhan BİLGE Bey vardı o zamanlar. Ben de onunla karşılaşmıştım orada. Kendisine demiştim ki ben bu kuruluşa üye olmak istiyorum. O da “GMK ya sadece piyasada çalışanlar üye olabilir, öğretmen olanlar üye olamazlar. Ama istediğiniz zaman buraya gelip gidersiniz.” Beni üye yapmadıkları için o kadar üzülmüştüm ki… Hemen iş aramaya başladım. Ve buldum ama sanırım ya bir gün ya da üç gün sürmüştü iş hayatım. Çünkü patron baktı ki verilen işi çok ciddiye alıp yana yakıla araştırma yapıyorum. Uyarıldım. “Bakın bir sürü kitap var. Öyle eskiz, meskiz çizerek zaman kaybetmeyin kitaplardan kopya çekin, acele edin.” Bu sözler iş hayatımı bitirdi. Asla kopya yapamazdım, bana ters düşer… Bir daha da deneme yapmadım, iş bulmak için. Ama birkaç kez GMK na gittim. Sonra oraya da devam etmedim, çekindiğim için.

Aradan yıllar geçtikten sonra sanırım MÜ GSF de bir sergide İlhan BİLGE Bey ile karşılaştım. O beni tanıdı. Sonra da ben onu anımsadım. Ve her gördüğümde İstanbul’daki ilk yıllarıma gidip geldim…

Sergide bana çok bilgi veren genç arkadaş Kuruluşlarının eğitime ilişkin çalışmalarından bahsedince ki ben de dalım Grafik Tasarım olduğu halde piyasayı değil, eğitimi tercih ettim bundan da çok memnunum doğrusu… Belki o zaman üye yapsalardı piyasaya çalışırken eğitimin de en az o kadar gerekli olduğu bazından hareket edilmiş olacaktı ki bu hem eğitim hem benim için oldukça olumlu bir gelişim demektir diye bakıyorum şu an.

Galata şenliklerinde çok sevdiğim bir öğrencim Güneş sergi açmış. O gün ona da gitmek için planlamıştım ama Tünel’de kaldım. DRUM barış için müzikle ortalığı çınlatıyor, şenlendiriyordu. Vurmalı sazlara bayılırım zaten. Orada kaldım uzun süre…

Peter HRİSTOFF’un “Mutlu / Mutsuz isimli sergisine gittim, Yapı Kredi galerisinde… Kumaş desenleri gibi tablolar… Kitap resimlemelerini çağrıştıran yapıtlar cıvıl cıvıl, rengarenk bahar gibi, yaz gibi…

25 – 06 – 2007

***

Fakültedeki odama ulaştığım yol asfalt değil… Karece taşlar yan yana kendileri gibi eğri büyrü biçimde dizilmişler. Birbirleriyle buluşma yerleri toprak. Geçenlerde dikkatimi çekti… Sadece benim penceremin bulunduğu yerde, yolda o taş aralıkları yeşil yeşil çimenleşmiş. Diğer yerler kuru toprak. Bu nedendir, diye düşünürken fark ettim. Çiçeklerimden arta kalan su yere dökülüyordu. Toprak bunu hemen değerlendirmiş anlaşılan…

Serin günler dileğimle… Böyle giderse o yeşilliklere hasret kalacağız…

08–06–2007

26-06-2007 / İSTANBUL

Tülay ÇELLEK

Yıldız Teknik Üniversitesi
Sanat ve Tasarım Fakültesi
Sanat Bölümü Öğretim Görevlisi

Sanat Yazarları ve Eleştirmenleri Derneği
Sanat Yönetmeni ( SAYED )

http://www.tulaycellek.com

tcellek@yildiz.edu.tr

Tülay ÇELLEK








<< Geri Dön [Okunma: 2213 ]


[ Yukarı çık ]    



© Her hakkı saklıdır.