Yetenek göreceli,
İlgiler göreceli,
Kişilikler farklı…
Dersin bir programı vardır… O program bile istenirse bu farklılıklar göz önüne alınarak yapılabilir. Afiş tasarımı yaptırıyorsanız, alt başlıkları serbest bırakılmalı… Konular çeşitlenmeli… Amaçları kişilik farklılıklarının çerçevesinde açımlanmalı… Tanıtım amaçlılıktan, sosyal amaçlılığa kadar… Ve tüm bunların seçimi öğrenciye bırakılmalı…
Sezgi, duyarlılıklar, algılar, yaratım süreci kadar bilginin Grafik Sanatlardaki yerinin önemsenmesi ve gerekliliği çok iyi vurgulanmalı derslerde… Kentlerin tanıtım afişleri mi yapılıyor, kente dair tüm bilgiler çok yönlü bir şekilde edinilmeli.
Tıpkı konu çeşitlemesi gibi değerlendirme yaparken de salt yeteneğe bakılmamalı…
Notlar neye, nelere göre verilmeli? Nasıl bir değerlendirme yapılmalı? Ölçütler ne olmalı?
Sadece yeteneğe, yaratıcı fikirlere değil, devam edip edilmediğine, geç gelip gelinmediğine de bakılmalı…
Dersi yönetmelerine; belirli bir süreden sonra dersin yönetimini tamamen öğrenciye bırakırım. Tek koşulum benden farklı soru üretmeleridir. Herkese öneriyorum. Çok ilginç, farklı sorular soruyorlar. Bu da değerlendirme kapsamında olmalı.
Asistanlık yapanlara ayrıca bir değerlendirme yapıyorum. Çünkü hiç mecburiyetleri olmadığı halde derse hazırlık konusunda büyük katkıları oluyor. Dersin takibini yapıyorlar.
Derste kendilerini ifade edecek program dışı bir faaliyet gösterip göstermediklerine bakarak da değerlendirme yapmak gerekiyor... Ders konularının dışında, özelliği olan öğrencilerin bu özelliklerini sergileme fırsatı yaratılmalı ve bu da değerlendirilmeye alınmalı... Bu özellik doğrudan kendi kişiliklerinin bir ifadesi olabilir ya da kendileri gerçekleştirmiyorsa başkalarının gerçekleştirdiklerini atölyede sunma ortamı hazırlamak gerekir. Burada öğrencinin kendini çok yönlü, en iyi şekilde ve en doğru biçimde ifade etmesine olanak tanımaktır asıl olan… Öğrenci her ne şekilde olursa olsun derse katılmış oluyor. Böylece ciddi şekilde atölyenin bir parçası haline geliyor. Yoksa salt öğrenmeye, öğretilmeye gelmiş bir öğrenci olmaktan çıkamaz.
Eğer öğrenciyi çalıştırmışsanız, araştırma yapmasını başarmışsanız notlarını oldukça bol vermekte yarar var… Ve değerlendirme yaparken öğrencileri birbirileriyle mukayese etmeden… Buna çok özen gösterilmeli… Her öğrenci kendi geçmişiyle, kendi bütünlüğü çerçevesinde değerlendirilmeli.
Öğrenci iyi olsun, ilerlesin diye hep olumsuz değerlendirme yapıyoruz. Bunu öğrencinin iyiliği için yaptığımızı sanıyoruz… Ama sürekli olumsuzluğun onun ruhunda nasıl kara rüzgarlar estirdiğini hissetmiyoruz bazen… Bunun ayırımında olarak olumsuzluk kadar olumluluklar da yakalanarak değerlendirme yapılmalı… Ve güvenmek… Öğrenciyle iletişimin ve başarının başatı adeta…
Teşekkür etmeyi değerlendirmenin, dersin içine almak…
“Teşekkürler; sevgili vefalı asistanlarıma, dersi yöneten arkadaşlarıma, ders programımın dışında bir faaliyet yapan ya da başkalarının ürettiğini paylaşmamıza neden olan arkadaşlarımıza… Ve fikirleriyle dersi zenginleştiren tüm arkadaşlarıma yürek dolusu teşekkürler, sevgiler, saygılar
Grafik Tasarım – Grafik Atölye – Grafik Tasarım ve İletişim dersinin tanıtım alanına yönelik konuları üzerinden tasarım, yaratım ve işlevselliğin bir alanda nasıl kullanıldığı bağlamında hep birlikte eğitim aldık ve öğrenmeye, birbirimizin deneyimleriyle zenginleşmeye çalıştık bir dönem boyu…”
Değerlendirme tasarımlarında, estetik ve işlevsellik kapsamında yapılmalı, eşitçe…
“Sevgili arkadaşlar sizlerle karşılaşmak benim için güzellik, zenginlik oldu… Umuyorum ki yaratıcı fikirlerinizi sözde bırakmaz, yaşam buldurur, tüm dünyanın mutlu, kaliteli, anlamlı olmasında rol oynarsınız…”
Değerlendirilecekler arasında; öğrencinin eleştirel bakışı olmalı öncelikle… Bu eleştirel bakışı öğrenmenin en eğlenceli ve kalıcı yönü haftalarını, günlerini, yaşamlarını anlattırmak… O zaman nelere baktıkları, nasıl baktıkları ortaya çıkıyor… Tabii bu arada güzel yönlendirmeler yapılabiliyor, eleştirel bakmaları ve yaratmaları, fikir üretmeleri açısından…
En büyük sorunlardan biri, tek fikirde kalmaları ve araştırma yapmamaları… Bunlar çok önemli ve üzerinde en çok durulacak konudur. Yaşama geçirme yöntemi ise en önemli olanıdır… Öğrenci merkezli bir ders işlemek burada kendini gösteriyor.
Akademisyenin – eğitimcinin kendini öğrencilerde tekrar etmemesi gereken durumlar söz konusudur.
“Bunların yanında, eleştirel bakmayı, araştırma içine girmeyi, fikir üretmeyi, tek fikirde kalmamayı, varyasyon yapmayı alımladık.”
Dersi yaşama, yaşamı derse geçirirken, öğrencinin bu bağlamdaki tavırları, görüşleri, değişimi, derse ve kendisine katkısı değerlendirilmelidir.
“Dersin ereklerinden biri de, hayat bulan yöntem vasıtasıyla yani “öğrenci merkezli” bağlamında, “kendinizi ifade etmenize olanak tanımakla,” yaşam biçimi haline getirmekti. Ve yine dersi, duvarları yıkarak, sürekli yaşamla ilişkilendirme tavrına dönüştürmekti. Ama bunu eğlenerek yapmaktı.”
Öğrenciye genelde karşısındakilere bakması öğretilir. Sorulara yanıt vermesi istenir. Problemleri kısaca ve doğru çözmesi arzu edilir… Peki, bunların karşıtları!
Kendisine ne kadar bakıyor ve kendisini ne ölçüde tanıyor… Ki kendisini doğru ifade edebilsin… Sorulara yanıt vermek kadar soru üretebiliyor mu? Problemleri çözmek kadar kendi problemlerini yaratabiliyor mu? Bunlar birer değerlendirme vesileleridir.
“Son derste dönemin tamamını değerlendirirken, gözlerinizi salt karşıya çevirmekle kalmayıp içe dönük bir değerlendirme de yaptırmaktı amacım…”
Derste, yaşamda ne kadar beynini ve tüm duyularını kullanıyor? Beyin fırtınasına, beyin jimnastiğine ne kadar katılıyor? Özgün fikir üretebiliyor mu? Fikirlerini ne kadar yaşama geçirebiliyor? Kavramları ne denli biçime, renge, tona, tasarıma dökebiliyor? İlişkilendirmelerinde ne boyutta özgür ve özgün? Bu soruların yanıtlarıdır değerlendirmek…
“Derste üretilen fikirler herkese katkıdır. Bu katkıdan ben de nasibimi aldım. Teşekkürler. Ayrıca dersin size katkısını çok güzel betimlediniz. Önerileriniz de harika. Bunlar eğitime, yaşama katkıdır, sağolun.”
Başkalarını eleştirirken kendine özeleştiri veriyor mu? Dünyayı değiştirmeye kalkarken kendini değiştirmede çaba sarf ediyor mu? Bu konuda dürüst davranıyor mu? İşte bütünsellik açısından bir değerlendirme ayrıntısı daha…
“Haftanızı anlatınız” sorusu, özel yaşantınıza dair bir soru değildi. Görsel algınıza, eleştirel bakışınıza, yaşamda yaratıcı olarak ne kadar var oluşunuza dair bir soruydu. Dersi yaşamla, yaşamı dersle ilişkilendirmekti. Kendinizden kaçmamaktı… Gözünüzü kendinize de çevirtmekti…”
“Tabii çok güzel özeleştiri veren arkadaşlarım var. Derse dair, değişime dair, bakmaya dair. Onları tebrik ediyorum.”
Derse bütün olarak verdikleri katkı değerlendirilmelidir.
“Özellikle dersin kendisine katkı verdiğini söyleyen arkadaşlarımın, derse çok iyi katkı verdiklerinin altını çizmek istiyorum.”
Değerlendirmeyi sağlıklı yapmak için önce öğrenciyi rahatlatmak gerekir… Yoksa kendini ifade etmesi eksik kalıyor…
“En çok tercih edilen sözcük, “saçmalamak” olmuş. Demek ki böyle bir şeye gereksinmemiz varmış. Sözcüğün altında adeta özgürlük yatmış ve yaratıcılık... İyi ki bu sözcüğü sınava – yaşama - derse dahil etmişim.”
Öğrencinin mutlaka ilgisini çeken bir saydam, bir konu vardır. Çokluk ve çeşitleme başarıya anahtardır. Aslında biz öğrenci kadar kendimizi de değerlendiriyoruz belki de, ayırımına varmadan… Ve teşekkür ve kutlamak…
“Kutluyorum, gerçekten ilginç olan tasarımlar var…
En ilgi çeken konulardan biri de kupa tasarımı olmuş. Başarı isteğiniz önemli ve bunu belki de dolaylı olarak anlattınız kim bilir?”
Ders konularına ayrılan zamanı hiçbir zaman dersle sınırlamamak… Ve kapıyı hep aralık tutmak… Salt ders içeriği ile değil yaşamın bütününde öğrenci ile iletişim kurmak…
“Ve kapım aralık… Her zaman çaya, kahveye bekliyorum…”
Her şeye tersinde de baktırmak… Herkesin baktığı yönünün ötesine taşınmak hep birlikte…
“Mavi nasıl kokar? Hiç düşündünüz mü?”
Güvenmek ve inanmak, doğru değerlendirme yapmak için en uygun tavırlardır…
Size güveniyor, her zaman başaracağınıza inanıyorum.
Değerlendirmeye, “yaratıcılık” boyutu da alınmalı mutlaka.
Estetik, işlevsellik ve iletişimsel bağlamda öğrencideki ve yaptığı tasarımlardaki değişim mutlaka ele alınmalıdır.
Grafik Sanatlar kapsamında tasarımların estetik ve işlevsel olması kadar iletişimsel olması da gerekir.
Tasarımın bakanla, alacak olanla - müşteri ile iletişim kurması gerekir. Burada öğrenci ne kadar başarılıdır; estetik, işlevsellik ve iletişim bağlamında…
Öğrencinin görsel deneyimlerindeki değişiklikler nedir? Değerlendirme konusudur.
Öğrencinin anlamı, taşıdığı anlam, anlamlı bulduklarına dair tavır göstergeleri nelerdir?
Bakış açısı ne kadar kişiseldir?
Değerlendirme bir bütündür ve tüm bunlar ele alınmalıdır; salt çizimi değil, salt yeteneği değil, kişiliğine kadar – özgün kişiliğe değin bütünsel bir değerlendirme yapılmalıdır.
Sonuç olarak öğrenci bir yerde eksik olabilir ama başka bir yerde fazlalığı vardır mutlaka… Dolayısıyla ikisi arasında denge kurmak gerekir, değerlendirme yaparken…
Sevgiler, saygılar
12 - 06 - 2007 / İSTANBUL
Tülay ÇELLEK
Yıldız Teknik Üniversitesi
Sanat ve Tasarım Fakültesi
Sanat Bölümü Öğretim Görevlisi
Sanat Yazarları ve Eleştirmenleri Derneği
Sanat Yönetmeni ( SAYED )
http://www.tulaycellek.com
tcellek@yildiz.edu.tr
|